Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava M.K.nun 183. maddesi ile 348,349 vd. maddelerine dayalı velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin değiştirilmesine ilişkin şartlar TMK’da açıkça düzenlenmiştir. TMK’nın “Durumun Değişmesi” başlıklı 183. maddesinde; “Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re'sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.” hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu madde, velayetin değiştirilmesi sebeplerini hüküm altına almıştır....
Velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsadığından (TMK.337- 340- 342- 346), velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz....
Bölge adliye mahkemesince kanun yolu incelemesi sonunda, davalı erkeğin dilekçelerin karşılıklı verilmesi ve ön inceleme aşamaları tamamlandıktan sonra iştirak nafakası talebinde bulunduğu, bu hususta karşı tarafın açık muvafakatinin olmadığı gibi davalı tarafça yapılmış usulüne uygun bir ıslah işleminin de bulunmadığı gerekçesiyle davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf isteminin kabulüne, hükmün buna ilişkin kısmının kaldırılarak "Davalının iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına," sair istinaf istemlerinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Boşanma ve ayrılık vukuunda, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK m. 182/2). Bu hususu hakimin, görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir....
Dava; tedbir ve iştirak nafakası istemine ilişkindir. TMK'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. TMK'nın 327/1 maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1 maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/12/2021 NUMARASI : 2021/518 ESAS 2021/601 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN: MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, velayet ve iştirak nafakası yönünden; davalı kadın tarafından ise maddi ve manevi tazminat, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı kadın cevap dilekçesi ile Türk Medeni Kanununun 174/1, 2. maddeleri uyarınca 30.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminat talep etmiştir. Davalının bu talepleri boşanmanın eki niteliğinde olup, ayrıca harca tabi değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı baba tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı babanın iştirak nafakası davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2- Velayetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Ortak çocuk ... 2007 doğumlu olup idrak çağındadır. Velayetin düzenlenmesinde aslolan çocukların üstün yararıdır....
Boşanma hükmüyle düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için ya velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda, boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şarttır. Esaslı değişiklik önemli ve sürekli olmalıdır. Dosyanın incelenmesinde, tarafların Artvin Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2016/26 Esas, 2017/845 Karar sayılı 29/11/2017 tarihli kararı ile boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, tarafların istinaf etmemesi üzerine 06/02/2018 tarihinde kararın kesinleştiği, velayetin değiştirilmesi talepli eldeki davanın 03/09/2020 tarihinde açıldığı, bu süreç içinde, annenin velayetten kaynaklanan görevlerini ihmal ettiğinin ve velayetin değiştirilmesini gerektiren bir nedenin varlığının ispatlanamadığı, 03/06/2021 tarihli celsede çocuğun anne ile birlikte kalmak istediğini beyan ettiği, velayetin değiştirilmesi koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır....
Dolayısıyla anlaşmalı boşanma davası sırasında iştirak nafakası istenmemiş olsa bile sonradan bu istem dava konusu yapılabilir. Velayetin eşlerden birine verilmiş olması diğer eşin bakım borcunu ortadan kaldırmadığı gibi ana ve babanın bakım borcu çocuklar ergin oluncaya kadar devam eder. Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate almalıdır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; tarafların 29.12.2020 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı boşandıkları, 2008 doğumlu müşterek çocuk Kaan Akdeniz yararına talep edilmediği için iştirak nafakasına hükmedilmediği, eldeki bu dava ile davacı annenin müşterek çocuğun barınma, beslenme gibi giderleri bulunduğu iddiasıyla çocuk yararına aylık 1.000 TL iştirak nafakası talebinde bulunduğu tartışmasızdır. Boşanma davasında iştirak nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; velayet ve iştirak nafakası talebinin reddinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; nafakayı ödeyecek gücünün olmadığını, kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 197/1 . maddesi uyarınca tedbir nafakası ve tedbiren velayet istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 197. maddesine göre; “Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir....