Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

birlikte Aksaray'da yaşamaları SİR raporunda velayetin anneye verilmesinin belirtilmesi, çocukların anneyle yaşamak istemeleri ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında velayetin anneye verilmesinin doğru ve yerinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, davalı babanın çocukların giderlerine katılma zorunluluğu olduğu nazara alınarak çocuklar için iştirak nafakası verilmesinin doğru olduğu, miktarının da yerinde olduğu, iştirak nafakası talebinin velayetin değiştirilmesi talebinin ferisi niteliğinde olduğu , velayetin değiştirilmesi talebi kabul edildiğinden iştirak nafakası talebinin bir kısmının reddedilmesi halinde davanın tam kabulü sonucu doğuracağı , bu nedenle reddedilen nafaka açısından davalı lehine vekalet ücreti verilmemesinin de doğru olduğu, davanın kabulünün doğru ve yerinde olduğundan davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

Bölge adliye mahkemesince kanun yolu incelemesi sonunda, davalı erkeğin dilekçelerin karşılıklı verilmesi ve ön inceleme aşamaları tamamlandıktan sonra iştirak nafakası talebinde bulunduğu, bu hususta karşı tarafın açık muvafakatinin olmadığı gibi davalı tarafça yapılmış usulüne uygun bir ıslah işleminin de bulunmadığı gerekçesiyle davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf isteminin kabulüne, hükmün buna ilişkin kısmının kaldırılarak "Davalının iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına," sair istinaf istemlerinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Boşanma ve ayrılık vukuunda, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK m. 182/2). Bu hususu hakimin, görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir....

    Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava M.K.nun 183. maddesi ile 348,349 vd. maddelerine dayalı velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin değiştirilmesine ilişkin şartlar TMK’da açıkça düzenlenmiştir. TMK’nın “Durumun Değişmesi” başlıklı 183. maddesinde; “Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re'sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.” hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu madde, velayetin değiştirilmesi sebeplerini hüküm altına almıştır....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/12/2021 NUMARASI : 2021/518 ESAS 2021/601 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

    Velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsadığından (TMK.337- 340- 342- 346), velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz....

    Dava; tedbir ve iştirak nafakası istemine ilişkindir. TMK'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. TMK'nın 327/1 maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1 maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....

    Dolayısıyla anlaşmalı boşanma davası sırasında iştirak nafakası istenmemiş olsa bile sonradan bu istem dava konusu yapılabilir. Velayetin eşlerden birine verilmiş olması diğer eşin bakım borcunu ortadan kaldırmadığı gibi ana ve babanın bakım borcu çocuklar ergin oluncaya kadar devam eder. Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate almalıdır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; tarafların 29.12.2020 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı boşandıkları, 2008 doğumlu müşterek çocuk Kaan Akdeniz yararına talep edilmediği için iştirak nafakasına hükmedilmediği, eldeki bu dava ile davacı annenin müşterek çocuğun barınma, beslenme gibi giderleri bulunduğu iddiasıyla çocuk yararına aylık 1.000 TL iştirak nafakası talebinde bulunduğu tartışmasızdır. Boşanma davasında iştirak nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; velayet ve iştirak nafakası talebinin reddinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; nafakayı ödeyecek gücünün olmadığını, kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 197/1 . maddesi uyarınca tedbir nafakası ve tedbiren velayet istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 197. maddesine göre; “Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir....

    Sonuç olarak; Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında kusur belirlemesi, velayet ve şahsi ilişki ile çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası dışında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı anlaşıldığından davalı erkeğin kusur belirlemesi, velayet ve şahsi ilişki ile çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası dışındaki sair tüm istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir....

    Bu nafaka velayetin değiştirilmesine yönelik yerel mahkeme kararının kesinleşme tarihinden itibaren hükmedilmesi gereken bir nafakadır. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocukların şahıslarına bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlak sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Öte yandan ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Eş söyleyişle velayetin düzenlenmesinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....

      UYAP Entegrasyonu