Velayet, küçüklerin ve bazen de kısıtlı ergin çocukların gerek kendilerine gerek mallarına özen gösterme ve onları temsil etme konusunda kanunun ana ve babaya yüklediği yükümlülükler ile bu yükümlülüklerin iyi bir şekilde yerine getirilmesini sağlamak üzere onlara tanıdığı hakların tümüdür (AKINTÜRK, T.: Türk Medeni Hukuku Yeni Kanuna Uyarlanmış Aile Hukuku, 2. Cilt, 9. Baskı, Ankara 2004, s.394). Öte yandan velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkının anne veya babaya verilmesinden sonra velayet kendisine verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayeti alan anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış velayet istemine ilişkindir. Her ne kadar Mahkemesince davacının velayetin değiştirilmesi davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar veriliş ise de; Velayet kamu düzeni ile ilgili bulunup, çocuğun üstün yararı da dikkate alınarak değişen şartlara göre her zaman yeniden değerlendirilmesi ve yargılamanın her aşamasında ileri sürülen hususların nazara alınması mümkündür. Bu sebeple davacının davayı açmakta hukuki yararı vardır. Somut hadisede davacı anne ile dava dışı babanın boşandığı ve velayetin babaya verildiği, babanın ceza evine girmesi nedeniyle babadaki velayetin kaldırılarak küçüğe babaannenin vasi olarak atandığı gelinen aşamada annenin velayet talep ettiği görülmüştür....
Dosya kapsamına göre, çocuğun duruşmadaki beyanında annesinin yanında kalacak şekilde velayetin değiştirilmesini istediği, çocuğun gelişim durumuna göre kendisini ifade edebilir durumda olduğunun pedogog tarafından duruşmada belirtildiği ancak dosya kapsamında alınan sosyal inceleme raporunda, anne ve babanın velayet sorumluluğunu alma hususunda motivasyonunun yüksek olduğu, velayetin babadan alınmasına ilişkin somut veri bulunmadığı, çocuğun 6 yıldır babasının yanında kaldığı, çocuğun bu yaşantısından memnun olduğu görüşü mahkemeye bildirilmiştir. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli bulunmamıştır....
yasada zorunlu bir koşul olarak belirtilmemiş bulunmasına göre velayetin değiştirilip babaya verilmemesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiş olmakla, davalı tarafın istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak, aşağıdaki hükmün kurulması uygun görülmüştür....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Asıl dava, velayetin değiştirilmesi, birleşen dava velayetin kaldırılması talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, asıl davada davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TMK'nın 183. maddesinde "Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, resen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır." şeklindeki düzenlemeye göre değişen koşullara göre velayetin değiştirilmesi mümkündür. Yine, TMK'nın 349. maddesinde; "Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez....
Sayılı ilamı ile; Küçüğün annesinin sağ ve reşit olduğu ve küçüğün annesinin velayeti altında bulunduğu anlaşıldığından kısıtlamaya ilişkin talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı idare istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, evliliğin boşanma ile son bulması ve boşanma sonrası velayetin babaya verildiği, mahkeme kararı olmaksızın velayet değişikliği yapılamayacağından yeniden vasi atanması gerektiğinden verilen kararın bozulmasını yeniden karar verilmesini talep etmiştir....
Açıklanan Yasa hükümlerine göre, kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 Sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince aile mahkemesidir. Dava dilekçesi kapsamından; davanın, velayetin kaldırılması ve başka şahsın vasi olarak atanması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece; velayetin kaldırılması istemi yönünden davanın ayrılarak görevsizlik kararı verilmesi, vasi atanması istemi yönünden ise velayetin kaldırılması davasının bekletici sorun yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Aile Mahkemesi TARİHİ :02.07.2014 NUMARASI :Esas no: 2013/827 Karar no:2014/597 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların müşterek çocukları 31.07.1998 doğumlu İ. K.ve 05.10.2004 doğumlu N. E.’nin yargılama süresince davalı baba yanında kaldıkları; idrak çağında bulunan İ. K.’in babasıyla kalmak istediğini açıkladığı, uzman psikolog raporunda ise, davacı annenin ebeveynlik sorumluluklarının hatırlatılması ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu uyarınca "danışmanlık tedbiri" uygulanması halinde, velayetin verilebileceği belirlenmiştir....
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Tarafların Banaz Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2012/384- 572 E- K sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları ve müşterek çocuklar 31.12.2008 doğumlu Ceylin ile 24.05.2010 doğumlu Ecrin'in velayetinin davalı babaya verildiği anlaşılmıştır. Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkının anne veya babaya verilmesinden sonra velayet kendisine verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayeti alan anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır....
Kabule göre de; velayetin kaldırılması kararı ile birlikte çocuğun üstün yararının ve güvenliğini tehdit eden bir engel yoksa ilgili ana ve /veya babası ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu/ olumsuz bir karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Tüm bu nedenlerle; davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, bu konuda gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilerek yeniden düzenleme yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur....