"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, velayetin kaldırılması isteğine ilişkindir. Davacı büyükbaba; torunları olan 01.08.2002 doğumlu.... 22.01.2009 doğumlu ... ve 10.12.2009 doğumlu ...’ın anne ve babalarının boşanmalarından sonra velayetlerinin davalı anneye verildiğini, oğlu olan babaları....in ise boşanmadan sonra vefat ettiğini, davalı annenin çocukları kendisine bırakarak gittiğini ve velayet görevini yerine getirmediğini iddia ederek, küçüklerin velayetlerinin davalı anneden kaldırılması ile küçüklere vasi atanmasını talep etmiş, mahkemece; küçüklerin davalı annede bulunan velayetlerinin kaldırılmasına ve küçüklere vasi tayin edilmesi için ihbarda bulunulmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, ortak çocuğun anne yanına bırakılması suretiyle kişisel ilişki kurulması ve iştirak nafakasının kaldırılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı baba tarafından açılan velayetin değiştirilmesi davasında mahkemece velayetin davacı babaya verilmesine dair ilk hüküm davacı anne tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce taraflardan delillerinin sorulması, göstermeleri halinde toplanması, göstermedikleri takdirde de re’sen delil toplanması, bu çerçevede çocuğun üstün yararının ebeveynlerinden hangisinin yanında bulunmak olduğu ve velayet sahibinin değiştirilmesini gerekli kılan bir durumun bulunup bulunmadığı hususunda 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 2003 doğumlu küçük ... ile 2007 doğumlu...'in anne ve babası 16.06.2010 tarihinde kesinleşen ilam ile boşanmışlar ve küçüklerin velayetleri anneye verilmiştir. Davacı baba küçüklerin annenin yanında şiddete maruz kaldıklarını iddia ederek annelerinde olan velayetlerin kaldırılarak kendisine verilmesini talep etmiştir. Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınmaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, velayetin kaldırılmasına karar verilir. Velayet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır. Kararda aksi belirtilmedikçe, velayetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar (TMK m. 348)....
Velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayet ve kişisel ilişkinin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin ve kişisel ilişkinin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet ve kişisel ilişkiye ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir....
Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 14.11.2013 tarih 2013/499-524 E.K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile velayeti müvekkiline verilen tarafların müşterek çocuğu lehine aylık 500 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede çocuğun ihtiyaçlarının artması, ekonomik ve sosyal şartlar karşısında nafakanın yetersiz kaldığını ileri sürerek, çocuk lehine hükmedilen nafakanın 1.000,00 TL'ye arttırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.'nın 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2020 NUMARASI : 2020/271 ESAS, 2020/592 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Kaldırılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili 12/06/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların Kayseri 6.Aile Mahkemesinin 2018/1012 Esas, Ve 2018/1194 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocuklardan Hamdi Can ve Tunahan'ın velayetlerinin davacıya verildiğini, diğer müşterek çocuk Elif Nisa'nın velayetinin davalı anneye verildiğini, davalının velayet görevini yerine getirmediğini, davalı aleyhine, Kayseri 7....
Davalı davacı vekili karşı davaya verdiği cevap dilekçesinde özetle; iştirak nafakası talebinin fahiş miktarda olduğunu, kısmi olarak kabul ettiklerini, karşı tarafın iştirak nafakasının aylık 5.000,00 TL'ye çıkarılması talebinin hakkaniyete uygun 3.000,00 TL'lik kısmını kabul ettiklerini, Yargıtay kararları uyarınca TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alınmak suretiyle yıllık artırıma tabi tutulması yönünde hüküm altına alınmasını, talebin geri kalan kısmının ise reddini talep ettiklerini belirterek velayet talepleri yönünden ortak velayetin kaldırılarak velayetin müvekkiline verilmesine, iştirak nafakasının 3.000,00 TL'lik kısmının kabulüne, fazlaya dair kısmının reddine karar verilmesini talep etmiştir....
ile, “Yargılama sırasında ergin olan ortak çocuk Ayşenur hakkında açılan davanın konusuz kaldığı, diğer çocuklar yönünden ise velayetin babadan kaldırılması şartlarının oluşmadığı, toplanan delillerin velayetin değiştirilmesine yol açacağı” gerekçesiyle mahkemenin ikinci kararı da bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, “1999 doğumlu Ayşenur hakkında açılan davada karar verilmesine yer olmadığına, diğer çocuklar yönünden açılan davanın ise Yargıtay bozma ilamında toplanan delillerin velayetin değiştirilmesine yeterli olmadığının belirtildiği” gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı anne tarafından temyiz edilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/01/2022 NUMARASI : 2021/31 ESAS 2022/66 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Düzenlenmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile Akşehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/565 Esas 2020/63 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuk İbrahim'in velayetinin babaya verildiğini, kararın 28/01/2021 tarihinde kesinleştiğini belirterek velayetin tarafına verilmesini, çocuk için 500,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasını talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır....
nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....