Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi nazara alındığında, davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası azdır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi de yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümü de düzeltilmiştir. Velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK md. 182/2). Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir (TMK md.330/1). İştirak nafakasının miktarı tayin edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir karar verilmelidir. Diğer taraftan, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....

Öte yandan ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Eş söyleyişle, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Bu nedenle çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek ele alınmalı ve sonuca varılmalı, velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, tarafların çocuğunun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenmediği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlar göz önünde tutulmalıdır. Velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde ana babadan kaynaklanan özelliklerin de dikkate alınması kaçınılmazdır....

    İlk derece mahkemesince; kadının müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmesi talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, çocuk için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, erkeğin müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmesi ve iştirak nafakası talebinin reddine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına hükmedilmiştir. Davacı-karşı davalı kadın vekili; vekalet ücretine ve kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-karşı davacı erkek vekili; erkeğin reddedilen velayetin değiştirilmesi davasına, kişisel ilişki düzenlemesine ve iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava ve karşı dava; velayet düzenlemesi ve iştirak nafakası istemlerine ilişkindir....

    Bu halde davalı baba da ağır hastalığı nedeni ile kısıtlı olup velayet görevini üstlenemez durumdadır. Bu durumda velayetin babaya verilmesi de mümkün değildir. Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olup anne ve babanın velayet görevini üstlenemeyecek oldukları anlaşılmaktadır. Açıklanan gerekçe ile ve özellikle velayete dair ilamların maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceğine dair genel ilke ve de tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, HMK'nın 355.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının 2,3 ve 5....

    Her ne kadar her ebeveyn velayeti kendisine bırakılmayan çocuklar için diğer ebeveyne iştirak nafakası ödeme yükümlülüğü altında ise de tarafların dosya kapsamında tespit edilen ekonomik sosyal durumları, ihtiyaçları için iştirak nafakası talep edilen müşterek çocuklardan Gizem ve Gülfidan'ın anne yanında yaşıyor oluşları ve ihtiyaçlarının anne tarafından karşılanıyor oluşu, davacı babanın yalnızca müşterek çocuklardan Utku Melih'in bakımını yerine getirdiği, ayrıca davacı babanın sosyal hizmetlerden çocuk bakımı için aylık 2.000,00TL ücret alıyor oluşu bir arada değerlendirilerek haksız davanın reddine " karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili hükmün; tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılmış iştirak nafakası istemine ilişkindir....

    Mahkemece; "Dava, Medeni Kanun hükümlerine göre velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası istemine ilişkindir. İştirak nafakası isteminin değerlendirilmesinde; TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. Maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de göz önünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1....

    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının çocuklarına 100’er TL’den toplam 200 TL iştirak nafakası ödediğini, boşanmadan sonra nörolojik hastalığa düştüğünü, çalışmasının imkânsız hale geldiğini belirterek iştirak nafakalarının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; boşanma sırasında iştirak nafakası ödemeyi davacının kabul etmiş olduğunu, davacının malulen emekli olmadığını, çalışabilecek durumda olduğunu, nafaka ödemenin ahlaki borcu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkânları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm dosya kapsamı ve alınan sosyal inceleme raporları göz önüne alındığında davanın kabulü ile velayetin anneye verilmesinin hukuka aykırı olduğundan yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası davası olduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

      Ancak; Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK m.348). Toplanan deliller velayetin kaldırılmasını gerektirmemekle birlikte velayetin değiştirilmesi çocuğun yararına olacaksa velayetin değiştirilmesi gerekir (TMK m.183, 349, 351/1). Bu sebeplerle mahkemece velayetin değiştirilmesine karar verilmesi gerekirken kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılarak velayetin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ilk derece mahkemesi kararının bu bölümünün düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir. Öte yandan; Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür....

      nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. TMK'nun 331. maddesinde ise; “durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” şeklinde düzenleme vardır, Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....

      UYAP Entegrasyonu