Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki velayetin kaldırılması ve vasi atanması istemine ilişkin davada ... 1. Aile Mahkemesi ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R – Dava, velayetin kaldırılması ve vasi tayini istemine ilişkindir. Aile Mahkemesi'nce, davanın velayetin düzenlenmesi istemine ilişkin olduğu, ancak velayet hakkının yasal olarak anne ve babaya hasredilmiş olup davalı anneannenin velayet hakkını kullanma hakkına sahip olmadığı, anneannenin çocuklara ancak vasi olarak atanabileceği, vesayet davalarında ise Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

    Boşanma davasında katılım nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir. Çünkü, bu nafaka velayet hakkı verilen davacı anne tarafından çocuk adına istenmekte ve nafaka borcu bu nedenle her an yenilenen borçlardan olduğundan yeniden doğmaktadır. Katılım nafakasında nafaka doğmadan bu nafakadan feragat mümkün değildir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış buna göre; davacının bankacı olduğu aylık kazancının 6.500,00- TL olup 1.300,00- TL kira gelirinin bulunduğunu ,annesine ait evde kaldığını ,iki adet ev ve bir arabasının bulunduğunu ,davalının kendisine ait evde oturduğu, yalnız yaşadığı, makine mühendisi olup aylık kazancının bilinmediği tespit edilmiştir....

    Boşanma davasında katılım nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir. Çünkü, bu nafaka velayet hakkı verilen davacı anne tarafından çocuk adına istenmekte ve nafaka borcu bu nedenle her an yenilenen borçlardan olduğundan yeniden doğmaktadır. Katılım nafakasında nafaka doğmadan bu nafakadan feragat mümkün değildir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış buna göre; davacının bankacı olduğu aylık kazancının 6.500,00- TL olup 1.300,00- TL kira gelirinin bulunduğunu ,annesine ait evde kaldığını ,iki adet ev ve bir arabasının bulunduğunu ,davalının kendisine ait evde oturduğu, yalnız yaşadığı, makine mühendisi olup aylık kazancının bilinmediği tespit edilmiştir....

    Aile Mahkemesi'nin 2013/861 Esas ve 2014/68 Karar sayılı, 11/04/2014 tarihinde kesinleşen ilamı anlaşmalı olarak boşanmalarına, tarafların müşterek çocuğu 12/10/2013 d.lu Hira Nur'un velayet hakkının anneye verilmesine, müşterek çocuk ile baba arasında görüş günü kurulmasına karar verildiği, tarafların anlaşması doğrultusunda çocuk yararına iştirak nafakası takdir edilmediği, davacı-karşı davacı anne tarafından; müşterek çocuk için aylık 1.000,00.TL iştirak nafakasının babadan alınmasının, müşterek çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkisinin kaldırılması/indirilmesinin talep edildiği, davalı-karşı davacı baba tarafından karşı dava ile; müşterek çocuğun velayet hakkının anneden alınarak, kendisine verilmesinin talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince; yapılan yargılama neticesinde, davalı-karşı davacı babanın velayet değiştirilmesi davasının reddine, davacı-karşı davacı annenin müşterek çocuk için iştirak nafakası talebinin aylık 600,00.TL iştirak nafakası takdir edilmek sureti ile...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Tarafların yeniden bir araya gelme ihtimallerinin bulunmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek derecede geçimsizlik bulunduğu gerekçesiyle açılan davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, çocuk için 250 TL tedbir-iştirak nafakasına, davacı kadının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Velayetin anneye verilmesini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Açılan dava TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve ferileri istemine ilişkindir....

    Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir.(4721 sayılı TMK'nun 348 vd. m.leri) 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137)....

    Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....

    Davacı, dava konusu yabancı ülke mahkemesi kararında yer alan nafakalara ilişkin hükmün tenfizini de talep etmiş, mahkemece " çocukların bakımı ve yetiştirilmesi için nafaka belirlenmiş ise de, nafakanın tedbîr nafakasıkatılım ve yoksulluk nafakası mı olduğuna dair herhangi bir açıklama bulunmadığı ve nafakanın mahiyetinin belli olmadığı" gerekçesiyle bu talep yönünden dava reddedilmiştir. Dosyada yer alan .... Mahkemesi kararı incelendiğinde; kararın 11.11.2008 tarihinde kesinleştiği, tarafların ortak çocukları 03.08.1990 doğumlu ...., 30.09.1994 doğuml.... ve 23.07.2000 doğumlu ....'ın anne ile birlikte yaşamalarına ve kararın kesinleşmesinden itibaren bu çocukların bakım ve yetiştirme masraflarına katkı olarak çocuk başına her ay 200,00 Euronun babadan alınarak anneye verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davaya konu yabancı mahkeme kararında yer alan bu ifadeye göre nafakanın niteliğinin iştirak nafakası (TMK m. 182) olduğunda duraksama bulunmamaktadır....

      Dava, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası talebine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137)....

      Dava; anlaşmalı boşanmadan sonra açılan iştirak nafakası istemine ilişkindir. TMK'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. TMK'nın 327/1 maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1 maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....

      UYAP Entegrasyonu