Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesinde şahsi ilişki kurulan "her yıl 1 Temmuz saat 10:00 ile 31 Temmuz saat 17:00 arası" dönemin kesintisiz bir şekilde uygulanması yerine, "her yıl Temmuz ayının 1. Haftası, 3. Haftası ve Ağustos ayının 1. Haftası, 3. Haftası" olarak değiştirilmesini talep etmektedir. Cevap dilekçesinde ise velayeti kendisine bırakılan davalı anne, davacı baba ile şahsi ilişki kurulan dönemlerde bir sorun yaşanmadığını, davacının her istediğinde müşterek çocuğu görebildiği ileri sürülmüştür. Bilindiği üzere velayetin kendisine bırakılmadığı taraf ile çocuk arası şahsi ilişki kurulan sürelerde tarafların tercihi dikkate alınabilir. Özellikle kesintisiz şahsi ilişki kurulan dönemde çocuğun kişisel gelişimi açısından ebeveynleri ile daha fazla vakit geçirme imkanı sağlanması sebebiyle istisnai durumlar haricinde çocuğun yararı vardır. Yine kesintisiz şahsi ilişki kurulan dönemde, velayet kendisine bırakılan taraf için bağımsız ve bireysel vakit geçirme imkanı ortaya çıkar....

(Yargıtay HGK 06.06.2018 tarihli 2017/2- 2069 Esas 2018/1179 Karar sayılı ilamı) Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK m 323 ) Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını, amacına ve yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK m. 324/2). Bu tespitlere göre somut olayda; tarafların Merzifon 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/406 Esas 2015/227 Karar sayılı dosyasında boşandıkları, müşterek çocukları olan Çınar ÇOPUR'un velayetinin davacı anneye verildiği, babası ile müşterek çocuk arasında mahkemece şahsi ilişki düzenlendiği, 05/03/2015 tarihinde kararın kesinleştiği, daha sonrasında baba tarafından velayetin değiştirilmesi davası açıldığı Merzifon 1....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayet, Kişisel İlişki ve Nafaka Artırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * velayetin değiştirilmesine karar verilmiş olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.10.07.2007...

    Müşterek çocuk 2019 doğumlu Umut Emre'nin velayetinin anneye verildiği, baba ile çocuk arasında "her hafta sonu Cumartesi günü saat 10:00 ile 20:00" arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği, yargılama sırasında ise yatılı olmak üzere farklı bir kişisel ilişki düzenlemesi bulunduğu, hükümde kişisel ilişkinin kısıtlı verilmesinin gerekçesinin açıklanmadığı, bu haliyle tesis edilen kişisel ilişki süresinin de yetersiz olduğu anlaşılmıştır....

    Hukuk Dairesinin 26/02/2015 tarih, 2014/18839 Esas ve 2015/3027 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, velayetin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle velayet hususunun askıda bırakılamayacağı, öncelikle velayet hususunda düzenlemenin yapılmasının gerektiği, kişisel ilişkinin bu düzenleme yapıldıktan sonra ve düzenleme sonucuna göre belirlenmesinin gerektiği vurgulanmıştır. Bu itibarla, İlk Derece Mahkemesince taraflara velayet düzenlemesi hususunda dava açmaları için süre ve imkan tanınması açılacak davanın sonucunun eldeki dava için bekletici mesele yapılması ve velayet düzenlemesinin sonucuna göre eldeki dava hakkında bir karar verilmesi gerekirken velayet hakkında askıda olan durum çözümlenmeden şahsi ilişki hakkında karar verilmesi doğru bulunmamıştır. İzah edilen eksikliğin giderilip sonucuna göre karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, dosyanın gereği için mahal mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    üzerine küçük Ahmed Arif'in anne ile bir daha görüşmek istemez hale geldiğini, 2021 yılı Ramazan Bayramı sonrasında davalı annenin davacının diğer iki çocuğu ile kişisel ilişkiyi engelleyici tavırlar sergilediğini, davacı babanın bu durumu icra yolu ile değil diyolog ile çözmeye çalıştığını, ancak davalının davacıya karşı 6284 sayılı yasa gereği koruma tedbiri aldığını, davacının müşterek çocuğun her türlü ihtiyacını, kişisel ve psikolojik gelişimine yönelik tüm özeni gösterdiğini belirterek; küçük Ahmed Arif'in davalı anneden alınarak davacı babaya verilmesine, davalı anne ile küçük arasında kişisel ilişki tesis edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Babalık-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm velayet, şahsi ilişki, nafaka yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve özellikle *Türk Medeni Kanununun 337. maddesinde "ana va baba evli değilse velayetin anaya ait olduğu" belirtilmesine göre sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı baba ile müşterek çocuk arasında uygun süreli kişisel ilişki kurulmaması isabetsizdir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Uzman raporunda, küçük ile baba arasında dini bayramlarda yatılı olacak şekilde ve okulların yarı yıl tatilinde kişisel ilişki kurulmasının küçüğün yararına olacağı belirtilmiştir. Küçük eğitim çağında bulunmaktadır. Kesinleşen boşanma ilamında dini bayramlarda yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulduğu gibi,yarı yıl tatilinde de kişisel ilişki düzenlenmemiştir....

        Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. İlk derece mahkemesince ortak çocuklar ile davacı baba arasında yaz ayında kurulan kurulan kişisel ilişki yeterli değildir....

        Kabule göre; Mahkemece ortak çocuklar ile baba arasında " her ayın birinci ve üçüncü haftası Cumartesi günleri saat 09:00'dan Pazar günü akşam saat 17:00'a kadar, dini bayramların ikinci günlerinde saat 09:00- 17:00 arası ve her yılın 1- 15 Temmuz tarihleri" arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği, ancak infazı kabil olmayacak şekilde Temmuz ayında kurulan kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş saatlerinin gösterilmediği, ayrıca baba ile çocuk arasındaki bağın güçlenmesi ve babalık duygularının tatmini açısından da sömestr tatilinde de uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

        UYAP Entegrasyonu