Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya kapsamında toplanan tüm deliller, uzman raporu, idrak çağındaki çocukların uzman ve duruşmadaki beyanları, anlaşmalı boşanma sırasında düzenlenen ortak velayet nedeniyle taraflar arasında çocukların menfaatine olmayacak şekilde sorunlar baş gösterdiği, ortak velayetin gönüllük esasına dayalı olup bu haliyle yürütülemeyeceği dikkate alındığında idrak çağındaki çocukların görüşlerine üstünlük tanınarak ve kardeşlerin de ayrılmaması gözetilerek velayetlerin babaya verilmesi küçüklerin ahlaki ve sosyal gelişimleri açısından da menfaatlerine olmakla, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Yine ortak velayet kaldırılarak velayet babaya verilmiş, anneyle kişisel ilişki kurulmuş olup anne ile kurulan kişisel ilişki de çocukların yaşları, anne ile çocukların yeterli zaman geçirmesine ve içtihatlara uygun olduğu gibi küçüklerin de menfaatinedir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış velayet istemine ilişkindir. Her ne kadar Mahkemesince davacının velayetin değiştirilmesi davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar veriliş ise de; Velayet kamu düzeni ile ilgili bulunup, çocuğun üstün yararı da dikkate alınarak değişen şartlara göre her zaman yeniden değerlendirilmesi ve yargılamanın her aşamasında ileri sürülen hususların nazara alınması mümkündür. Bu sebeple davacının davayı açmakta hukuki yararı vardır. Somut hadisede davacı anne ile dava dışı babanın boşandığı ve velayetin babaya verildiği, babanın ceza evine girmesi nedeniyle babadaki velayetin kaldırılarak küçüğe babaannenin vasi olarak atandığı gelinen aşamada annenin velayet talep ettiği görülmüştür....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı tarafından çocukla kişisel ilişki kurulması ve kişisel ilişkinin arttırılması yönünden, davalı-davacı tarafından ise velayetin değiştirilmesi talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60'ar TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayet Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, velayetin değiştirilmesine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Velayet düzenlenmesinde en önemli ölçüt, velayeti düzenlenen çocuğun üstün yararıdır. Dosya incelendiğinde, dosya arasında bulunan 07.07.2017 tarihli Hacettepe Üniversitesi’nde Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından düzenlenen raporda; çocukların mevcut düzen içinde sosyal, ruhsal ve toplumsal işlevselliklerinin iyi olduğu, anne ile düzenli kişisel ilişki kurulmasının çocuğun yüksek yararına olduğu kanaati bildirilmiştir....

      sonraki bir tarihte velayetin bir taraftan alınıp diğer tarafa verilmesinin suçun oluşumuna etkisinin bulunmayacağının anlaşılması karşısında; olay tarihinde mağdur çocuğun velayetinin kimde olduğu, diğer tarafla kişisel ilişkinin ne şekilde tesis edildiği ve kişisel ilişki tesisine ilişkin günlerin ve eylemin kişisel ilişkiye rastlayan günlerde olup olmadığının tespit edilerek, bunlara ilişkin mahkeme ilamları varsa tedbir kararları ve velayet değişikliğine ilişkin mahkeme kararlarının da onaylı örnekleri getirtilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması, Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda davacının dava dilekçesinde müşterek çocuğun velayetinin değiştirilmesini talep ettiği, 01.12.2015 havale tarihli ıslah dilekçesiyle velayet isteğinin reddedilmesi halinde çocukla davacı baba arasındaki kişisel ilişki günlerinin tarafların farklı yerlerde yaşamaya başlamaları sebebiyle yeniden düzenlenmesini belirtilerek işbu talep yönünden ıslah yoluna gittiği anlaşılmaktadır. Şu hale göre, davacının kişisel ilişki yönünden ıslah talebi usul ve yasaya uygundur. Ancak, 01.12.2015 tarihli davacı tarafın ıslah dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmeden ıslah talebinin yasal şartlarını taşımadığından reddine karar verilmiştir....

          Bununla birlikte baba yönünden inceleme yapılmadan sadece anne ile görüşülerek velayet düzenlenmesine esas olmak üzere alınan uzman raporu hüküm kurulması için de elverişli değildir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Geçici Olarak Düzenlenmesi-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; velayetin tedbiren düzenlenmesi, kişisel ilişki ve vekalet ücreti yönünden, davalı erkek tarafından ise; her iki davaya yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, davalı eşinden kendisi ve müşterek çocukları için Türk Medeni Kanununun 197. maddesi kapsamında tedbir nafakası talep etmiş, ayrıca müşterek çocukların velayetinin kendisine bırakılmasını istemiştir....

              Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b)'dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Dosya kapsamındaki delillerden ve davalı-davacı erkeğin 5 kez müşterek çocuk ile kişisel ilişki tesisi için icraya başvurduğu, icra kanalıyla kadının ailesiyle birlikte yaşadığı konuta gelindiğinde çocuğun orada bulunmadığı gerekçesiyle kişisel ilişki tesis edilemediği, ancak dosya içerisinde bulunan sosyal ekonomik durum araştırmasında ve sosyal inceleme raporunda kadının ailesinin yanında oturduğunun belirlendiği, kadın tarafından yeni bir adres bildirilmediği anlaşılmaktadır....

                Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveyniyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Somut olayda, davacı babanın boşanma karar tarihinde Türkiye’de yaşadığı, yeniden evlendiği ve İsviçre’de yaşamaya başladığı, çocuğu yalnızca yaz aylarında görebildiği anlaşılmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu