Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ana babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. (TMK m.323) Düzenli kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmek, çocuk için bir hak olduğu gibi ana ve baba içinde bir haktır. Bu kapsamda davacı birleşen davalı baba T1'ın kişisel ilişki tesisine yönelik talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmektedir....

Somut olayda, mahkemece sosyal hizmet uzmanından alınan 07.04.2015 tarihli raporda ortak çocuğun velayetinin değiştirlmesinin gerekmediği ancak anneyle daha uzun süreli kişisel ilişki kurulması gerektiği belirtilmiş, daha sonra davacı-davalı tarafından bu rapora itiraz edilmiş, itiraz üzerine ... Tıp Fakültesi'nde görevli iki doktordan oluşan heyetle tekrardan rapor tanzim ettirilmiş, bu raporda da her iki tarafın velayet görevini yerine getirmesini engelleyecek bir durumlarının olmadığı tespiti yapılarak, ortak çocuğun anneyi istediği belirtilmekle yetinilmiş, velayet konusunda ise bir görüş belirtilmemiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında, mahkemece yukarıda 3. paragrafta belirtilen kıstaslar dikkate alınmadan alınan her iki raporda yetersizdir....

    Velayet düzenlemesinde olduğu gibi kişisel ilişki tesisinde de asıl olan çocuğun yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Bu durumda mahkemece müşterek çocuk ile davalı anne arasında yatılı kalmayacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kişisel ilişki kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün velayete ilişkin bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.04.2015 (Salı)...

      Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Müşterek çocuğun 2011 doğumlu olduğu, öğrenci olduğu, özellikle her hafta Perşembe gününden başlayan ve Pazar günü sabah sona eren kişisel ilişkinin, babanın velayet hakkını gereği gibi kullanmasını ve çocuğun eğitimini engeller nitelikte olduğu anlaşılmaktadır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, tedbiren velayet aksi halde kişisel ilişki istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; davacının terditli açtığı davasında tedbiren velayet talebinin reddi ile müşterek çocuklarla şahsi ilişki tesisinin kabulüne, buna bağlı yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesi isabetli görülmüş davalının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Ancak davacının talebi içinde müşterek çocukla kişisel ilişki istemi de bulunduğuna göre ve müşterek çocuk ile davacı baba arasında kurulacak kişisel ilişkinin müşterek çocuğun üstün yararına olduğu, baba ve çocuk arasındaki bağın kuvvetlenmesine ve ebeveynlik duygularının tahmininin sağlanmasında da önemli olduğu gözetilerek müşterek çocuk ile tanıma suretiyle soybağı kurulan baba arasında kişisel ilişki tesisi gerekirken bu yönden karar verilmemesi doğru değildir. Bu nedenle hükmün kaldırılması ve yeniden aşağıdaki gibi hüküm kurulması gerekmiştir....

      İlk derece mahkemesince velayet değiştirilerek anneye verildiğine göre, davalı baba ile çocuklar arasında kararın kesinleşmesinden sonra da uygulanacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken, mahkemece kişisel ilişkinin "tedbiren" kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalının açıklanan yöne ilişkin istinaf itirazının kabulü ile kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davalının istinaf istemlerini kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesi kararının 2 ve 3 numaralı bentleri kaldırılarak aşağıdaki şekilde karar verilliştir....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle"...aşamadaki benzer vakıaları tekrar ile alınan raporun yeterli olmadığını,velayet değişikliği davasının kabulü karşı davanın reddi gerektiğini", Davalı-davacı vekili ise özetle"...belirlenen kişisel ilişki gün ve saatlerinin uzun olduğunu,dahada kısaltılarak yatılı olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiğini"istinaf sebebi yapmışlardır. GEREKÇE : Dava,başlangıçta velayet değişikliği ve karşı davada çocuk ile kişisel ilişkinin kaldırılması/olmazsa yeniden düzenlenmesi isteğine ilişkindir....

      Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK md. 181/1- 2). Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md. 9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....

      Davacı baba ile çocuk arasında, her yılın 1 Temmuz Saat 09.00'da başlayıp 31 Temmuz saat 17:00’de sona erecek şekilde, ayrıca okul yarı yıl tatilinin ilk haftası saat 09:00'dan aynı hafta sonu saat 17.00'ye kadar, dini bayramların ikinci günlerinde saat 10:00’dan başlayıp 3.günü saat 17.00'de sona erecek şekilde kişisel ilişki kurulmuştur. Müşterek çocuğun yaşı nazara alındığında anne bakım ve şefkatine muhtaç olup bu şekilde bir düzenleme çocuğun bedeni ve fikri gelişmesine engel olacağı gibi, davalı annenin velayet görevini gereği gibi, yerine getirmesine de engel olacaktır. Şu halde daha uygun süreli kişisel ilişki kurmak gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

        UYAP Entegrasyonu