kaldırılarak velayetin anneye verilmesine, geçici velayetin de tedbiren anneye verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı baba vekil, dava dilekçesinde, aşamalarda ve istinaf dilekçesinde, davacı babaya kişisel ilişki yönünden, yazın 3 ay yatılı, dini bayramların ilk üç günü, ve ara sömestr tatillerinde 1 hafta yatılı olmak üzere kişisel ilişkinin genişletilerek düzeltilmesini istemiştir. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava Velayetin Değiştirilmesi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasıİlişki Kurulmasına ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı taraf, kişisel ilişki süresi ve reddedilen kısım yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünde süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını, amacına ve yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK. md. 324/2). Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir haktır. Bu hak, anne/baba için olduğu kadar çocuk için de bir haktır (2003 tarihli Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4/1)....
Velayet düzenlemesinde olduğu gibi kişisel ilişki tesisinde de asıl olan çocuğun yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. TMK 324. Maddesine göre kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer ise kişisel ilişki kurulma talebi reddedilebilir....
Dava, kişisel ilişki yönünden terditli taleptir. İlk derece mahkemesince velayetin kaldırılması talebi reddedilmiş, anneanne ile torun arasında kişisel ilişki kurulmuştur. Velayetin kaldırılması istenilen 24/03/2013 doğumlu T10 annesi 25/04/2014 tarihinde vefat etmiş olmakla velayeti davalı babadadır. Dosya kapsamında toplanan deliller, alınan ve yeterli olduğu görülen uzman raporu, özellikle davacı tanıklarının baba ile çocuk arasındaki ilişkiye dair görgüye dayalı beyanları bulunmaması hususları dikkate alındığında davacı tarafın velayetin kaldırılmasına ilişkin iddialarını ispatlayamadığı, velayetin kaldırılması için TMK'nın 348.maddedeki yasal şartların oluşmadığı dikkate alındığında velayetin kaldırılmasına ilişkin verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Bu haliyle davacı tarafın velayetin kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Tedbiren Düzenlenmesi-Kişisel İlişki Kurulması-Boşanma Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 21.06.2016 gün ve 12470-12020 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 1-Temyiz ilamında yapılan açıklamalara göre davacı-davalının tüm, davalı-davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme isteği yersizdir. 2-Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı-davalı annenin velayet davasının kabulü ile velayetin anneye verilmesine, davalı-davacı babanın karşı velayet davasının reddine, davalı-davacının birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına velayetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı-davalı lehine tazminat ve nafakaya hükmedilmesine karar verilmiş, bu karara karşı tarafların temyizi üzerine Dairemizin 21.06.2016 tarih 2016/12470 esas 2016...
GEREKÇE : Dava, velayetin kaldırılması davasıdır. Mahkemece, velayet davasının reddine, davacılar ile torun arasında şahsi ilişki tesisine karar verilmiştir. Davacılar vekili süresi içerisinde yaptığı istinafında, davanın kabulü gerekirken reddinin hatalı olduğunu, ayrıca mahkemece kurulan şahsi ilişkinin yetersiz olduğunu bildirmiştir....
Tarafların kişisel ilişkiye yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; Çocukla, velayet kendisine bırakılmayan ebeveyn arasında düzenli kişisel ilişki kurma ve bu ilişkiyi sürdürme çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişkiyi elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Bu hak, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği taktirde, kısıtlanabilir veya engel olunabilir. Kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı, çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu gelişimi için tanınmıştır. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını TMK'nın 324/1. maddesinde gösterilen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa kişisel ilişki hakkı kendilerinden alınabilir (TMK'nın 324/2. maddesi)....
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorlu 1. Aile Mahkemesi SAYISI : 2019/29 E., 2021/294 K. Taraflar arasındaki karşılıklı velayetin kaldırılması davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile davalı baba ile ... arasındaki velayetin kaldırılmasına, baba ile ... arasında 13.07.2021 günü saat 11.00-12.00 arasında cezaevi kapalı görüşünde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Kararın davalı baba vekilince süresinden sonra istinaf kanun yoluna başvurması üzerine İlk Derece Mahkemesince istinaf talebi sürede olmadığından 06.09.2021 tarihli ek karar ile istinaf başvurusunun süreden reddine karar verilmiştir....
Çocuğun, anneden alınıp davalı babaya verilmesine ilişkin karardan sonra; çocuğun anne ile iletişiminin koparıldığı, davacının icra marifeti ile dahi kişisel ilişki kuramadığı, davalının kişisel ilişki tesisi için gelen davacıya karşı tehdit ve hakaret içeren davranışlarda bulunduğu, taraflar arasında bu dava öncesinde ve sonrasında yaşanan olaylar nedeni ile davalının hakaret, yaralama suçlarından ceza aldığı, davacıyı ağır şekilde yaralamaktan 4 yıl 2 ay hapis cezasına ilişkin mahkumiyet kararının temyiz aşamasında olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında alınan her iki bilirkişi raporu incelendiğinde velayetin davacı yada davalı tarafa verilmesinde bir engel bulunmamaktadır. Ancak davalının çocuk ile davacı arasındaki kişisel ilişkiye engel olmak sureti ile çocuk ile anne arasındaki iletişimi kopardığı her iki bilirkişi raporunda da belirtilmiştir. Kişisel ilişkinin zedelenmesi velayetin değiştirilmesi nedenidir. (Yargıtay 2....