Velayet hukukuna ilişkin olarak açılan davada Sincan 1. Asliye Hukuk ve Sincan 2. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava konusu uyuşmazlık, velayet altında bırakılan ergin kısıtlının malının satışıyla ilgili denetim makamının onayına ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, velayet altındaki çocuklarla ilgili olarak, hakimin istisnai hallerde çocuğun taşınmaz mallarının tasarrufuna karar verebileceği, anılan istisnai hallerin ise Türk Medeni Kanununun ikinci kitabında düzenlendiği belirtilerek, Aile Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir....
(Muhalif) (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Pedagog raporu, idrak çağındaki çocukların görüşü ve çocukların üstün yararı dikkate alındığında velayetin babaya verilmesinde isabet olmadığını düşünüyorum. KARŞI OY YAZISI Velayet talebine konu çocuklar ... 03.09.1994, ... 1997 ve ... 1998 doğumludur. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12, Çoçuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri; idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Velayet düzenlemesi çocukları ilgilendiren konuların en önemli başında gelir. Ana ve babası sağ olan velayet çağındaki çocuklar için, asıl olan velayet altında bırakılmalarıdır. Ancak, çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, velayet altında bırakılmayıp; kendilerine vasi de atanabilir (TMK.m.337/2)....
Sulh Hukuk Mahkemesi; “...Uyuşmazlığın evlilik dışı doğan ve annenin yaşının küçük olması nedeni ile velayet altında bulunmayan küçüğün TMK'nın 337/2. maddesi uyarınca kendisini tanıyan babasının velayeti altına konulup konulmayacağına yönelik olduğu, velayet hususunun değerlendirilmesi görevinin aile mahkemesine ait olduğu ...” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda, öncelikle tartışılıp değerlendirilecek konu, evlilik dışı doğan ve annenin yaşının küçük olması nedeni ile velayet altında bulunmayan küçüğün TMK'nın 337/2. maddesi uyarınca kendisini tanıyan babasının velayeti altına konulup konulmayacağına yönelik olacaktır. Velayet hususunun değerlendirilmesinde aile mahkemesi görevli olup, velayetin babaya verilip verilmeyeceğini araştırarak sonucuna göre karar verecektir. Velayetin babaya verilmesinde sakınca bulunan hallerin saptanması halinde ise, aile mahkemesi çocuğun vesayet altına alınması konusunda sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunacaktır....
yersizdir. 2- Mahkemece davacı-davalı erkeğin boşanma davası ile davalı-davacı kadının tedbir nafakası (TMK m. 197) davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiş, Dairemizin 02.03.2016 tarih E.2015/13464 - K.2016/4154 karar sayılı ilamı ile karar boşanma yönünden onanmış, kadının yoksulluk ve iştirak nafakası talepleri ve ortak çocukların velayet düzenlemesi yönlerinden bozulmuş, bozma ilamına karşı davalı-davacı erkek tarafından 04.05.2016 tarihinde; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayet düzenlemesine yönelik olarak karar düzeltme talebinde bulunulmuş, bu aşamadan sonra davacı-davalı vekili vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak verdiği 08.08.2016 tarihli, davalı-davacı vekili ise 09.08.2016 tarihli dilekçeleriyle davalarından ve temyizlerden feragat ettiklerini bildirmişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Çocuk mallarının korunmasına ilişkin olarak açılan davada Kars Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) ve Kars Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R – Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 352. ve devamı maddeleri uyarınca açılan çocuk mallarının korunması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeri olduğu gibi Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4. maddesi uyarınca sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri mahkemesi etkilidir.. Somut olayda mallarının korunması istenen çocuk...'ın babası İsmet Zerman vefat etmiştir. Kars 1....
Mahkemece; "Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Hukuki Gerekçe: Anayasa mahkemesi'nin 25/06/2015 ve 2013/ 3434 numaralı, 11/11/2015 tarih ve 2013 /9880 numaralı 20/07/2017 tarih ve 2014 / 1826 numaralı bireysel başvuru kararlarında velayet hakkı tevdi edilen çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebin velayet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerini kullanımı ile ilgili olması sebebiyle Anayasanın 20. maddesi kapsamında ele alınması gereken bir hukuki değer olduğunu koruma bakım ve gözetim hak ve benzer terimlerle ifade edilen velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkını da yer aldığı eşlerinin evliliğin devamı boyunca ve boşanma da sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda olduğunu erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiğini çocuğun bir aileye mensup heyetinin belirlenmesi amacıyla...
(TMK.md.183) Velayet davalı-davacı babaya verilmediği halde Türk Medeni Kanununun 348.maddesi uyarınca verilmeyen velayetin kaldırılması usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu husus yeniden yargılama gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK.md.385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Velayetin değiştirilmesi davası, velayet kendisine verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenler yüzünden velayeti alan anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ya da çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır. TMK’nın “Durumun Değişmesi” başlıklı 183. maddesinde; “Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re'sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.” hükmüne yer verilmiştir....
Tarafların halen ...’da yaşadığı ve tanıma kararı sonucu konusuz kalan boşanma talebi gözönüne alındığında; mahkemece koşulları varsa, sadece boşanmanın mali sonuçları hakkında karar verilmesi ile yetinilmesi; velayet düzenlemesi hakkında bir karar verilememesi gerekir. Aksi tutum; iki ayrı ülkenin mahkeme kararları arasında çelişki ve çatışma yaratır. Bu şekilde bir çatışma yaratmaktan kaçınmak gerekir. Açıkladığım gerekçeyle; hükmün diğer bölümlerinin onanmasına katılmakla birlikte; velayet düzenlemesi yönünden bozulması gerektiğini düşünüyorum....
un eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek velayet hakkındaki görüşünün sorulması ve 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 5. maddesi gereğince aile mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, her iki ebeveyn ve çocuklarla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığının yaşanılan ortamında da inceleme yapmak sureti ile araştırılması ve diğer deliller de gözönüne alınmak suretiyle ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocukların menfaatine olacağı tespit edilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip velayet ve kişisel ilişki konusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....