Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Mahkemece; yaşı nedeniyle idrak çağında bulunan ortak çocuk 12.09.2000 doğumlu Batuhan'ın velayet konusunda görüşlerine başvurulmadan velayet düzenlemesi yapılmıştır. Bu bakımdan, müşterek çocuğun bizzat hakim tarafından veya istinabe suretiyle eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin kendisinden sorulması ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Türk Medeni Kanununun 335. maddesi uyarınca ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar. Aynı yasanın 419. maddesi gereğince de gerek duyulduğunda henüz ergin olmayanların da kısıtlanmasına karar verilebilir; ancak, kısıtlama kararı ergin olduktan sonra sonuç doğurur. Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velâyet altında bırakılır. Kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesidir. Bu durumda uyuşmazlığın... Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla )görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Sulh Hukuk ve ... 2. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R- Dava, kısıtlanarak anne ve babasının velayeti altında bırakılan ergin çocuğun vasisi olarak görev süresinin uzatılması istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, ergin ...'ın karar içeriği ile kısıtlanarak velayet altına alındığı, bu durumda TMK'nın 419/3. maddesi uyarınca velayet hükümlerinin uygulanması gerektiği bildirilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, kişiye vasi atandıktan sonra bu karar değiştirilmedikçe hakkında vesayete ilişkin hükümler uygulanacağından vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Türk Medeni Kanununun 335. maddesi uyarınca ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz....
Sulh Hukuk ve ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:: -K A R A R- Dava, kısıtlanarak babasının vesayeti altında bırakılan ergin çocuğun vasisi olarak görev süresinin süresiz olarak uzatılması isteğine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, ergin çocuk ...'in velayet altına alındığı, bu durumda ise TMK'nın 419/3. maddesi uyarınca velayet hükümlerinin uygulanması gerektiği bildirilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, kişiye vasi atandıktan sonra bu karar değiştirilmedikçe hakkında vesayete ilişkin hükümler uygulanacağından ve vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Türk Medeni Kanununun 335. maddesi uyarınca ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz....
Aile Mahkemesi ise, kişiye vasi atandıktan sonra bu karar değiştirilmedikçe hakkında vesayete ilişkin hükümler uygulanacağından ve vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Türk Medeni Kanununun 335. maddesi uyarınca ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar. Aynı yasanın 419. maddesi gereğince de gerek duyulduğunda henüz ergin olmayanların da kısıtlanmasına karar verilebilir; ancak, kısıtlama kararı ergin olduktan sonra sonuç doğurur. Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velâyet altında bırakılır. Kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanır....
Tüm tanık beyanlarından boşanma kararı ile birlikte müşterek çocuğun velayet hakkı davalı babaya verilmişse de kararın akabinde çocuğun fiilen hafta içi annesiyle hafta sonları babasıyla kaldığı anlaşılmaktadır. Çocuğun iradesi velayet hakkının annesine verilmesi yönünde olduğu gibi , pedegog bilirkişi görüşü ve sosyal inceleme raporu da nihayeten aynı doğrultudadır. Velayetin anneye verilmemesini gerektirecek somut ve geçerli bir neden bulunmamaktadır.Davalı yan, davacının ekonomik olarak velayet hakkının gereklerini yerine getirebilecek gücünün bulunmadığını beyan etmişse de salt bu sebep velayet hakkının davacıya verilmesine engel oluşturmayacaktır.Zira davacının çalışmasına engel bir durumu bulunmadığı gibi davalı da velayet hakkı tarafında bulunmasa dahi çocuğunun giderlerine iştirak etmekle mükelleftir....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 29/04/2015 NUMARASI : 2015/310-2015/296 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, V.. K.. tarafından 22.06.2015 tarihli ek karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Evlilik erkeğin 18.04.2015 tarihinde ölümü ile sona ermiş, küçüklerin velayetleri annelerine kalmıştır. (TMK. md. 336/3) Velayet hakkına sahip olan anne, eşinden intikal eden emekli maaşını bankadan almak için "izin" talebinde bulunmuş, aile mahkemesince; talebin reddine karar verilmiş, kararı, veli temyiz etmiştir. Ana ve baba veya velayet bunlardan yalnızca birinde ise, velayet hakkına sahip olan ebeveyn, velayet hakkı kapsamında kural olarak, çocuk malları üzerinde hakimden izin almaksızın tasarrufta bulunabilirler....
Annenin 24.06.2015 tarihinde ölümü sonucu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın talebi ile çocuk koruyucu aileye teslim edildikten sonra nüfus müdürlüğünün vasi tayini talebi üzerine mahkemece koruyucu anne ...vasi tayin edilmiştir. Hüküm baba tarafından temyiz edilmiştir. Vesayet hakkındaki hükümler kamu düzenine ilişkin olup, aslolan ergin olmayan çocukların velayet altında bulunmasıdır. Velayet altında bulunmayan çocuk vesayet altına alınır ise de aslolan velayet olup velayetin kendisine verilmesini isteyen babaya velayet davası açma imkanı verilip bu davanın sonucuna göre karar verilmelidir. ......
Dosyada mevcut nüfus kaydına göre, çocukların babaları tarafından tanınmadığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 337/1. maddesi gereğince evlilik dışı çocuğun velayet hakkı davacı anneye aittir. Aynı kanunun 404. maddesinde velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınacağı düzenlenmiştir. Sözü edilen yasal düzenlemelere göre velayet hakkı münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup, evlat edinme hariç ana baba dışında hiç kimseye tevdi olunamaz. Bu durumda toplanan delillerden ve dosya kapsamından davalı annenin çocukları ile ilgilenmediği, onlara şiddet uyguladığı, çocukların davacı anneanne yanında kaldığı ve bakımlarının onun tarafından yapıldığı, davalı annenin velayet görevini yerine getirmediği, yükümlülüklerini ağır biçimde savsakladığı (TMK m. 348/2) gerçekleşmiştir....
Türk Medenî Kanununun 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeri olduğu gibi Türk Medenî Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4. maddesi uyarınca sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Somut olayda, ... 2. Aile Mahkemesince küçüğün velisi ...'ın MERNİS'te kayıtlı yerleşim yeri adresinin "... ilçesi/..." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş ise de nüfus kayıtlarının incelenmesinde bu adresin eski MERNİS adresi olduğu güncel nüfus kayıtlarına göre veli ...'ın ikamet adresinin “... Mah. ... sokak No:32/10 .../...” olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın ... 2. Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 31/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....