Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sırasında gözden kaçmış olup küçük hakkında velayet düzenlemesi yapılmadığından bahisle de karar bozulmuştur....

    Sulh Hukuk Mahkemesince kısıtlının velayet altına alınmasına dair vasilik süresinin 2 yıllık sürelerle uzatılmasına yönünde kararlar verildiği, son olarak eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı TMK’nın -335/2. maddesinde "Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar" hükmüne yer verilmiştir. 419/3 maddesinde "Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılır." 4787 sayılı Kanunun 4. maddesinde "Aile mahkemeleri, aşağıdaki dava ve işleri görürler: 1) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler, 20/05/1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usûl Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi, 2) Kanunlarla...

      Sulh Hukuk Mahkemesince kısıtlının velayet altına alınmasına dair vasilik süresinin 2 yıllık sürelerle uzatılmasına yönünde kararlar verildiği, son olarak eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı TMK’nın -335/2. maddesinde "Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar" hükmüne yer verilmiştir. 419/3 maddesinde "Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılır." 4787 sayılı Kanunun 4. maddesinde "Aile mahkemeleri, aşağıdaki dava ve işleri görürler: 1) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler, 20/05/1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usûl Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi, 2) Kanunlarla...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayet Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemece; “çocuğun evlilik dışı ilişkiden dünyaya geldiği ve Türk Medeni Kanununa göre velayet annede olduğundan annenin velayet yönünden dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı” gerekçesiyle annenin velayetin kedisine verilmesi yönündeki isteği reddedilmiştir. Küçük .'in 02.04.2000 doğumlu olup, davacı ile davalının evlilik dışı ilişkisinden dünyaya geldiği, davalı(baba) ile soybağının “tanıma” yoluyla kurulduğu, yasaya göre bu çocuğun velayetinin annesinde olduğu (TMK.m.337/1) tartışmasızdır....

          in velayetinin annesine bırakıldığını, kararın 27.11.2012 tarihinde kesinleştiğini, velayet kendisine bırakılmış olan annesinin 18.04.2015 tarihinde öldüğünü ileri sürmüştür. Ana ve baba, boşandığına ve boşanma kararıyla velayet kendisine verilen anne daha sonra öldüğüne göre, bu halde velayet kendiliğinden babaya geçmez. Dolayısıyla, velayet davalıda değildir. Olmayan bir velayetin doğal olarak kaldırılması da istenemez. Ne var ki, velayet kamu düzenindendir. Dava dilekçesindeki açıklamalara ve yukarıda açıklanan hukuki duruma göre, dava, velayetin kaldırılması niteliğinde değil, çocuk üzerinde velayet hakkına tek başına sahip olan ebeveynin ölümü sebebiyle, çocuğun boşlukta kalan velayetinin yeniden düzenlenmesine ilişkindir. Davada kaldırma talep edilmiş olması, tespit edilen bu hukuki durum karşısında önemli olmayıp, dava, ortaya çıkan bu durumu hakime ihbar niteliğindedir. Bu durumda, ihbar edenin hukuki yararı olup olmadığına bakılmaz....

            Aynı Kanun'un 419/son maddesinde ise kısıtlanan ergin çocukların kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılacağı hükme bağlanmıştır. Kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda velayet hükümleri uygulanacak olup, TMK'nin 462 ve 463. maddelerinin velayet altındaki çocuklarda uygulanması sözkonusu değildir. Somut olayda, davacı ...'nun kısıtlı ...'yı Manisa 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/1126-598 sayılı, 30.07.2011 kesinleşme tarihli kararı ile evlat edindiği, evlat edinilen ...'nın Karşıyaka 1....

              Her ne kadar Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; Türk Medeni Kanununun 336.maddesine göre boşanma halinde velayet, çocuk kendisine bırakılan tarafa ait olup velayet hakkı sahibinin ölümü durumunda çocuğun velayeti doğrudan sağ eşe geçmez. Velayet altında bulunmayan çocuk vesayet altına alınır ise de aslolan velayet olup sağ olan annenin velayetin kendisine tevdii hususunda dava açtığı anlaşıldığından, öncelikle bu davada, annenin velayet görevini layıkıyla yerine getirip getirmeyeceğinin, çocuğun üstün yararı gözetilerek belirlenmesi gerekir. Aile Mahkemesince davacıya, vesayetin kaldırılması için süre verilmekle birlikte, aslolanın velayet olması nedeniyle, annenin velayetin tevdii hususunda açtığı davanın sonuçlandırılması, verilen kararın mahiyetine göre Mahkemece, bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                Somut olayda, eşlerin boşanması sonucu küçüğün velayeti kendinde olan annenin ölmesi halinde velayet kendiliğinden babaya geçmez. Boşanma nedeniyle velayet askıdadır. Kural olarak; velayetin belirlenmesi aile mahkemesinin, vesayet altına alınma işlemi ise, sulh hukuk mahkemesinin görevine girer. Nüfus kayıtlarına göre velayeti kendisinde olmayan velinin sağ olup olmadığını nüfus idaresi görmek zorundadır. Çocuk ... oluncaya kadar denetime açık bir “velayet müessesesi” bulunmaktadır ve bu denetim ancak ihtisas mahkemesi olan aile mahkemelerince yerine getirilmelidir. Kıstlı küçüğün babası; velayet hakkı sahibi olan annenin vefatı aile kendiliğinden velayet hakkına sahip olamayacağı için, sağ kalan eş açısıdan velayete engel durumların bulunup bulunmadığı aile mahkemesince incelenmek zorundadır. Velayet o eşten yasaklanmadıkça vesayet kurumu devreye girmeyecektir....

                  Aile ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Sincan İlçe Nüfus Müdürlüğünce küçük ...'ın anne ve babasının boşanma tarihinden sonra nüfusa tescil edildiği belirtilerek küçüğün velayet durumunun açık olduğu gerekçesiyle aile mahkemesine ihbarda bulunulmuştur. ... Aile Mahkemesince, velayet altında bulunmayan her küçüğün vesayet altına alınacağından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince, TMK'nın 335. maddesinde yer alan ''Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Küçük hakkında velayet ve vesayet hukukuna ilişkin olarak açılan davada Muş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) ve Muş Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, evlilik dışı doğan ve tanıma yoluyla nüfusa tescil edilen küçüklerin, annelerinin vefat etmesi nedeniyle Türk Medeni Kanununun 404. maddesi uyarınca vesayet altına alınması istemine ilişkindir. Evlilik dışı doğan çocuğun velayeti yasa uyarınca (TMK.337/1 md.) anada ise de annenin vefat etmesi nedeniyle TMK'nın 404. maddesi uyarınca vesayet altına alınması için Nüfus Müdürlüğü tarafından ihbarda bulunulmuştur. 4721 sayılı TMK.nin 404. maddesinde “Velayet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır.” hükmü; 337. Maddesinde de “Ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir....

                      UYAP Entegrasyonu