GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı Serkan'ın Ereğli 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/499 E- 2010/463 K sayılı kararı ile boşandıklarını, tarafların müşterek çocukları T5 velayetinin davacı anneye verildiğini, çocuk ve davacı müvekkilinin Almanya'da yaşadıklarını, çocuğun soy isminin Yılmaz olarak görünmesinin hukuki ve fiili durumda sorunlar teşkil ettiğini, çocuğun soy isminin anne soy isminden farklı olmasından dolayı problemler yaşandığını, müvekkili olan davacı annenin yeni bir evlilik yaptığını ve Şahin soy ismini aldığını, bu nedenle davanın kabulü ile müşterek çocuk T5 soy adının Şahin olarak tashih ve nüfusa tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı kurum temsilcisi cevap vermemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiştir....
nin soyadının “Bal” olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesi hükmüne göre, evlilik birliği içinde doğan çocuk ailenin yani babanın soyadını taşır. 2525 Sayılı Soyadı Kanununun 4. maddesinin ikinci fıkrası hükmüyle evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babanın seçtiği veya seçeceği soyadını alacağı emredici kuralı getirilmiştir. Baba soyadını veya çocuk ergin olduktan sonra kendi soyadını usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değiştirmedikçe çocuğun da soyadı değişmez. Bu itibarla mahkemece, velayet hakkına sahip anne tarafından açılan küçüğün soyadının değiştirilmesi davasının reddi yerine kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
Baba soyadını veya çocuk ergin olduktan sonra kendi soyadını usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değiştirmedikçe çocuğun da soyadı değişmez. Bu itibarla mahkemece, velayet hakkına sahip anne tarafından açılan küçüğün soyadının değiştirilmesi davasının reddi yerine kabulüne karar verilmesi usül ve yasaya aykırı bulunmuştur. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli İLK DERECE MAHKEMESİ : Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, velayet hakkına dayalı olarak müşterek çocuğun soyadının değiştirilmesi istemine ilişkin olup ilk derece yargılanmasında karar aile mahkemesi sıfatı ile Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiştir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; boşanma kararının henüz yeni kesinleştiğini, aradan geçen süreçte velayetin değiştirilmesi için bir sebep bulunmadığını, müvekkilinin çocuğun üstün yararını düşünerek Erzurum'a taşındığını, müşterek çocuğun psikolojik ve fiziki şiddete maruz kaldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesini tekrar etmiş, ayrıca çocuğun beyanları alınmadan Sosyal İnceleme Raporuna itibar edilerek karar verilmesinin doğru olmadığını, davalı annenin müşterek çocuğun ihtiyaçlarını gereği gibi karşılamadığını, bu nedenle velayetinin babaya verilmesinin gerektiğini açıklayarak kararın kaldırılıp davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE : Dava; davalı annede bulunan velayetin değiştirilerek, davacı babaya verilmesi isteğine ilişkindir....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, velayet hakkına sahip olunan çocuğun soyadının TMK.'nun 27. maddesi uyarınca haklı sebep ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın aile hukukundan kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararaı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın nüfus davası niteliğinde olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca, haklı bir sebebe dayanmak kaydıyla, adın değiştirilmesi hâkimden istenebilir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velâyet Hakkına Sahip Annenin Ortak Çocuğun Soyadının Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz başvuru dilekçesinin, davalı ... ...'a tebliğine ilişkin mazbatada, tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21 inci maddesi gereğince, mahalle muhtarına yapıldığı görülmektedir. Tebligat Kanunu'nun 21 inci maddesi uyarınca muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz iseler, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini, muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalanması gerekir....
Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir (BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s.33). Anayasa Mahkemesinin bu kararları sonrasında Dairemizce de, haklı sebep bulunması ve küçüğün yüksek yararının gerektirmesi halinde velayet hakkı kendisine bırakılmış olan annenin çocuğun soyadının değiştirilmesini talep edebileceği kabul edilmektedir. Somut olayda, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden çocuğun üstün yararı açısından yukarıdaki açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davanın kabulü gerekirken, yanlış ve yanılgılı değerlendirmelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir." gerekçesiyle dairemiz kararının bozulmasına hükmedilmiştir....
Dava; velayet hakkına sahip annenin ortak çocuğun soyadını kendi soyadı ile değiştirilmesi talebine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde; davacı Emin Murat'ın davalı T3 ile olan gayriresmi birlikteliğinden doğan müşterek çocuk 03/01/2013 doğumlu Ecrin Naz'ın nüfusta baba tarafından tanınarak babanın soyadını aldığı, davacı annenin çocuğu nüfusta baba ile tanınmasından dolayı kazandığı baba soyadını annenin soyadı ile değiştirilmesini talep ettiği, davalının cevap dilekçesi sunarak davayı kabul ettiği, ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile tarafların müşterek çocuğu 03/01/2013 doğumlu T5 olan soyisminin "Murat" olarak değiştirilmesine karar verildiği, karara karşı Nüfus Müdürlüğünün kararın kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Ancak çocuk adına yasal temsilcisi tarafından açılan davalar ile ergin kişiler tarafından açılan haklı nedene dayalı adın değiştirilmeleri davalarında adı değiştirilecek olanın yaşı itibari ile iradesini belirtme durumunun söz konusu olmaması ve velayet hakkının değişmesi halinde bu defa çocuğun velayet hakkına sahip veli tarafından yeniden adın değiştirilmesinin istenebileceği, bu durumda çocuğun sosyal statüsü, zihinsel gelişiminin de olumsuz etkileneceği gibi kendine özgü durumlar sebebi ile haklı neden kavramı ergin kişilerin açtıkları adın değiştirilmesi davalarına göre daha dar yorumlanmalı ve çok istisnai durumlarda çocuğun adının değiştirilmesine karar verilmelidir....