BANKA VEYA KREDİ KARTLARININ KÖTÜYE KULLANILMASIBİRDEN FAZLA KREDİ KARTININ KULLANILMASISAHTE OLUŞTURULAN BİRDEN FAZLA KREDİ KARTININ KULLANILMASI 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 245 ] 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 43 ] "İçtihat Metni" Sahte oluşturulan birden fazla kredi kartının kullanılması halinde eylemlerin her farklı banka kartı için ayrı ayrı suç oluşturup kartların birden çok kullanımı halinde her kart için zincirleme şeklinde işlenen suç hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Somut olayda da sanıklar M..... A..., B..... Ö..., S.... H..... B...'in Europabelcium kartını F.... D... ve T..... T...'e ait işyerinde kullandıkları, Pirecusbank'a ait kredi kartını ise F.... D...'...
in ayrıca kendi paylarının (3/24'er den toplam 6/24 payın) velayet görevinin kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirildiğini ileri sürerek, eldeki davayı açtıkları görülmektedir. İddianın bu niteliğine göre; E... ve Ş...'in paylarının velayeten satılması işlemi konusundaki velayet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının genel mahkemelerde çözüme kavuşturulamayacağı açıktır. Zira, 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkındaki Yasanın 4.maddesi hükmünde Aile Mahkemelerinin 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 2.kitabının 3.kısmı hariç Aile Hukukundan kaynaklanan (118 ila 395.maddeler) davalara bakacağı ve çözüme kavuşturacağı öngörülmüştür. Ayrıca, bu tür bir isteğin 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 2.kitabının 2.kısmının 7.ayrım başlığını taşıyan "çocuk malları" ile ilgili bölümde yer alan (T.M.K.'nun 352 ila 363.maddeleri) düzenlenmelerinden kaynaklandığı sabittir....
Hukuk Dairesi'nin bozma ilamından da anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, TMK'nun 363. maddesine dayalı açılan, çocuk malları ile ilgili yapılan temlikin velayet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği iddiasına dayalı miras payı oranında iptal ve tescil isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.)...
Davacı anne, müşterek çocukların velayetinin davalı babada olduğunu, velayet hakkına sahip olan baba tarafından velayet görevinin kötüye kullanılması suretiyle küçüklere ait taşınmazın, davalı ...'e satıldığını, ... de taşınmazı diğer davalı ...'e sattığını, satış işlemlerinin muvazzalı olduğunu, bu sebeple, taşınmazın ... adına olan tapu kaydının iptali ile yeniden müşterek çocuklar adına yazılmasını, bu talebinin kabul edilmemesi halinde, davalı ...'den velayet görevini kötüye kullanması sebebiyle 10.000TL tazminat alınmasını talep etmiş, hakim ... adına olan tapu kaydının iptali ile yeniden müşterek çocuklar adına yazılmasına, diğer davalılar aleyhine açılan davanın da pasif husumet yokluğundan reddine karar vermiş, karar davalı ... tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce 25.05.2015 tarihinde onanmış, ... karar düzeltme isteğinde bulunmuştur. Taşınmazı satış yolu ile devralan davalının kazanımı, iyi niyetli olması halinde korunur (TMK. md. 1023)....
c) Ancak, (3) numaralı fıkrada, mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşulu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayımlık yetkileri açısından (1) ve (2) numaralı fıkra hükümlerinin uygulanmayacağı; mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebileceği öngörülmüştür. Kullanmaktan yoksun bırakılacak haklar arasında, (1) numaralı fıkranın (c) bendinde sayılan velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmak da yer almaktadır. (3) numaralı fıkrada, failin bu haklardan sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkilerini koşullu salıverilme ile kazanacağı belirtilmiştir. Buna göre fail, kendi alt soyu dışındaki kişiler yönünden velayet hakkı ile vesayet ve kayyımlık yetkilerini ancak hapis cezasının infazı tamamlandığında kullanabilecektir....
Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın velayet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 6. Aile Mahkemesi tarafından ise davanın TMK'nın 426/2 maddesi uyarınca velayeti altında bulunan küçükle baba arasında menfaat çatışması bulunduğundan bahisle açılan kayyım atanma talebi olduğundan ve bu davaya sulh hukuk mahkemesince bakılacağı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda, davacı ..., kızı ...'ın 14/04/2014 tarihinde vefat ettiğini, kızının üzerine kayıtlı ... İi, ... ilçesi, ... köyü 105 ada 25 parsel ile ...plakalı araç olduğunu, annesi vefat ettiği için velayet hakkı babaya kalan küçük ...'ın annesinden intikal eden mal varlığı hususunda aile mahkemesinin hiç bir tedbir almadığını, baba ...'ın velayet hakkına dayanarak ...plakalı aracı sattığını, taşınmazı da satma çabası içinde olduğunu, ... adına kayıtlı taşınmaza ilişkin her hangi bir temlik-i tasarruf yapılmaması hususunda ... 2....
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın velayet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedene dayalı olarak davalılar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin iptali ile davaya konu çocuk mallarının mahkeme tarafından idare edilmesi ya da malların idaresi konusunda kayyım atanması istemlerine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 17.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Akyurt Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi NUMARASI : 2015/69-2016/70 DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil - Velayet Görevinin Kötüye Kullanılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından tümü yönünden; davalılar tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 19.09.2017 günü duruşmalı temyiz eden davacılar ....ve ....vekilleri Av..... ve karşı taraf temyiz eden davalı ....) ve Ark. Vekili Av. ....geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma (değişen suç vasfına göre nitelikli hırsızlık) HÜKÜM : TCK'nın 142/1-b, 62 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet Nitelikli hırsızlık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın kurye olarak çalıştığı kargo şubesine, alıcısına teslim edilmek üzere katılan tarafından bırakılan suça konu cep telefonunu alıp alıcısına teslim etmeyerek kullandığı, bu suretle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda, Sanığın kurye olarak çalıştığı kargo şubesi tarafından teslim alınan kargoları alıcısına tesliminin sağlanması amacıyla taşıma ve araca yükleme görevinin olduğu, bu itibarla sanığın çalıştığı Düzce ilinde bulunan kargo şubesi tarafından içerisinde suça konu cep telefonunun bulunduğu kargonun katılandan teslim alınıp araca yüklenene kadar geçen süre zarfında söz konusu kargo...
in bu belge ile Nüüfus İdaresinden sahte nüfus cüzdanı temin etmek eylemlerinin zincirleme biçimde resmi evrakta sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde tek suçtan hüküm kurulması; sanık ... hakkında, suçun 5237 sayılı TCK'nun 53/1-a maddesinde belirtilen kamu görevinin üstlenilmesi yetkisinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen aynı Yasanın 53/5. madde ve fıkrası gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır, Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık ... ile sanık ... müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak...