Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : TCK'nın 158/1-f, 62, 52/2, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet TCK'nın 204/1, 62, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet Sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın sahte çek tanzim ederek katılana ayakkabı alışverişi karşılığı verdiği ve vadesinde çekin karşılığının bulunmaması üzerine başlatılan soruşturma ile bu sahteliğin ortaya çıktığı, sanığın böylece haksız menfaat temin ettiği iddia edilen olayda; Sanığın, çek hesabının sahibi olan Emrah ile kardeş olduğu ve ortak iş yaptıkları, ayrıca katılanla olan alışverişi de kabul ettiği, çeki de Emrah'ın bilgisi dahilinde verdiğini savunduğu, katılanın ise; sanıktan birden fazla çek aldığını ve olaya konu çekin ödenmediğini, bir kısmının ise ödendiğini belirttiği nazara alındığında...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet 1)Sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu göz önüne alınarak, suça konu belgelerin, duruşmada getirtilip incelenmek suretiyle özelliklerinin tutanağa geçirilmesinden ve iğfal kabiliyetinin ne şekilde gerçekleştiği karar yerinde tartışıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Sanığın, 2007 tarihinde yedek subay adayı olarak karar aldırmak üzere yabancı ülke sahte diploma ve denklik belgesini Askerlik Şubesine sunması üzerine belgelerin gerçekliğinin teyidi amacıyla yazılan yazılar sonucunda sahteliğin ortaya çıkması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi açısından, Askerlik Şubesine yazı yazılarak belgelerin gerçekliğinin kaynağından mutaden araştırılıp araştırılmadığının sorulması, mutad araştırma yapıldığının...

      Davacı ..., HMK'nun 208. maddesine dayanarak 580, 581, 582 ve 1443 sayılı parsellere revizyon gören kayıtlarının sınırlarının hatalı olduğunun tespiti ile düzeltilmesi, 27.04.1968 tarih ve 708 yevmiye ile ...'e yapılan işlemin yolsuz olduğunun tespit ve iptali, 581 ile 582 sayılı parsellerin dayanak kayıtlara aykırı kadastro tutanağı düzenlendiğinin tespiti ve tapu sicilinde yapılan yüzölçümü düzeltiminin yolsuz olduğunun tespiti ve yolsuz düzeltmenin iptali istemi ile dava açmıştır....

        ün ticari vekil olarak atandığı, 31.10.2009 tarihli vekaletnamede açıkça kambiyo senedi düzenlemeye yetki verilmediği bu nedenle dava dışı ...'ün davacı adına bono düzenlemeye yetkili bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile 254.340,66 TL'nin davalıdan istirdadına karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, ihtilafın dava dışı ...'ün kendi şirketi adına keşide ettiği bonoda davacı şirketi aval olarak sorumluluk altına sokup sokamayacağı noktasında olduğu, 13.10.2009 tarihli vekaletnamede davacı şirketi yönetmek üzere dava dışı ...'ün geniş yetkiler verildiği, "şirket adına hareketle her türlü krediler, borç paralar almaya, bunları vadelerinde tediyeye ve bilumum senetleri şirket adına imzalamaya" şeklinde yetki verildiği, davacı şirket yetkilisinin babası olan dava dışı ...'...

          Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen karar davacı karşı davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-karşı davalının karşı davada verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının reddedilerek onanması gerekmiştir. 2-Asıl dava ile ilgili temyiz itirazlarına gelince; Davacı yüklenici asıl davasında icra takibine konu olan bono altındaki imzanın şirket yetkililerine ait olmayıp sahte olduğunu ileri sürerek sahteliğin tespiti ile takibin iptâline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet 1-Kambiyo senetlerindeki sahteliğin resmi belgede sahtecilik niteliğinde olması için kambiyo senedinin TTK’da öngörülen yasal unsurların bulunması gerektiği gözetilerek, katılanın çekin bir kısm unsurlarını kendisinin yazdığı yönündeki beyanlarına göre suça konu çekin sanık tarafından katılana verildiği anda TTK’da öngörülen yasal unsurların bulunup bulunmadığı, katılan tarafından bir kısım unsurların tamamlanıp tamamlanmadığı katılandan sorulup açıklığa kavuşturduktan sonra sonucuna göre sanığın eyleminin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılması gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması, 2-Kabule göre de; ... sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nün 06/08/2013 tarihli ekspertiz raporunda suça konu sürücü belgesinin aldatma kabiliyetini haiz olduğunun belirtilmesi, dosya içerisinde mevcut belge aslı üzerinde heyetimizce yapılan gözlemde, sürücü belgesi üzerinde soğuk damganın bulunduğu, sahteliğin ilk bakışta dikkat çekmediği ve belgenin aldatma niteliği bulunduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş; 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya içerisinde mevcut suça konu nüfus cüzdanı aslı üzerinde heyetimizce yapılan gözlemde, mevcut fotoğrafın düzenli görünümde olduğu ve belge üzerinde soğuk mühür izinin bulunduğu, sahteliğin ilk bakışta dikkat çekmediği ve belgenin aldatma niteliği bulunduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür....

                  ./2013 gününde verilen dilekçe ile HMK 208. maddesi gereğince sahteliğin tespitinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen .../.../2015 günlü karar ve temyiz talebinin reddine dair verilen 08/04/2016 tarihli ek kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle ek kararın temyizine ilişkin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Hükmü temyiz eden tarafa kararın tebliğ edildiği tarih ile temyiz dilekçesinin mahkemeye verildiği tarih arasında yasada öngörülen temyiz süresi geçmiştir. Mahkemece bu yön belirlenmek suretiyle verilen temyiz isteminin reddine ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Mahkemenin hükmün gerekçe kısmında sahteliğin ilk bakışta kolaylıkla anlaşılamayacağı cihetle iğfal kabiliyetine haiz olduğunu belirtmesi, 28.12.2006 tarihli tutanak içeriğine göre; ...'ın aracın bağlı olduğu ve işin acele halledilmesi gerektiği yönündeki beyanı üzerine sunduğu evrakın Şişli 6. İcra Müdürlüğü'nden sorularak sahte olduğunun anlaşılması ve heyetimizce belgenin aslı gibidir kaşesi bulunan örneği üzerinde yapılan incelemede; sahteliğinin ilk bakışta anlaşılamadığı ve iğfal kabiliyetine haiz olduğunun belirlenmesi karşısında tebliğnamedeki 1 numaralı bozma görüşüne itibar edilmemiş, gerekçeli karar başlığında yanlış yazılan suç tarihinin 28.12.2006 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür....

                      UYAP Entegrasyonu