"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılardan ... vd. vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Temyiz talebinden vazgeçen davalılar vekili Av....'in ...'dan alınma, vekaletnamede temyizden vazgeçme yetkisi bulunmamaktadır. Var ise temyizden vazgeçme yetkisini taşıyan vekaletnameler eklendikten sonra, Birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 12/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, müktesep hakların ihlali niteliğini taşıyan vakıf senedindeki değişiklik sonucu emekli aylığı ve emekli ikramiyesindeki indirimden kaynaklanan alacağın yasal faizi ile tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Hüküm 05.05.2009 tarihinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; ilgili vekaletnamede temyizden feragat yetkisi bulunan aynı vekil tarafından, 23.11.2009 tarihinde temiz isteğinden vazgeçtiklerinin bildirilmiş olması karşısında, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin feragat sebebiyle REDDİNE, 28.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. ........
ün ticari vekil olarak atandığı, 31.10.2009 tarihli vekaletnamede açıkça kambiyo senedi düzenlemeye yetki verilmediği bu nedenle dava dışı ...'ün davacı adına bono düzenlemeye yetkili bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile 254.340,66 TL'nin davalıdan istirdadına karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, ihtilafın dava dışı ...'ün kendi şirketi adına keşide ettiği bonoda davacı şirketi aval olarak sorumluluk altına sokup sokamayacağı noktasında olduğu, 13.10.2009 tarihli vekaletnamede davacı şirketi yönetmek üzere dava dışı ...'ün geniş yetkiler verildiği, "şirket adına hareketle her türlü krediler, borç paralar almaya, bunları vadelerinde tediyeye ve bilumum senetleri şirket adına imzalamaya" şeklinde yetki verildiği, davacı şirket yetkilisinin babası olan dava dışı ...'...
M..nin 2009/728 esas sayılı dava dosyasının akıbeti araştırılıp mümkün bulunması halinde kamu davalarının birleştirilmesi, aksi takdirde bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı suretlerinin dosyaya intikali sağlanıp, müştekinin beyanları arasındaki çelişki de giderilerek, suç tarihinde aracın sanığın zilyetliğinde olup olmadığı hususunun; sigorta ve benzeri işlemlerin kim tarafından yapıldığı araştırılmak suretiyle tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 2- Müştekinin sanık olarak yargılandığı, Aliağa A.....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Sanığın, Citibankta kredi kartı satış temsilcisi olarak görev yaptığı, olay tarihinde yanında arkadaşı Osman ile birlikte katılanın iş yerine giderek, kredi kartı satış sözleşmesi düzenleyip imzalattırdığı, daha sonra imza atmadığı halde kart borcum güvence planı onay formunu katılan adına düzenleyerek, kart ekstresine sigorta bedeli olarak tahakkuk ettirildiği, bu surette sanığın özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda; suça konu "kredi kartı başvuru formu ve bireysel kredi ve kredili mevduat hesabı sözleşmesi" aslı dosya içerinde mevcut ise de; suça konu "kart borcum güvende planı onay formunun" aslının dosya muhteviyatında mevcut olmadığının tespit edilmiş olması, söz konusu onay formu ve sözleşmelerin mahkeme heyeti tarafından incelenip, özellikleri zapta geçirilip, sahte olup olmadıkları, sahte ise bu sahteliğin aldatma kabiliyetlerinin olup olmadığı hususunda herhangi bir inceleme ve sanığın...
O halde davacının bu iddiaları anılan dosyada incelenecek olup bu durumda davacının ayrıca sahteliğin tespiti için dava açmakta hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar, dava şartı olup mahkemece resen gözetilmelidir. Mahkemece davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ancak yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMUK’un 436. maddesi hükmünce kararın az yukarıda izah edilen şekilde gerekçesi düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle davacı tarafça temyiz edilen kararın gerekçesi düzeltilerek düzeltilmiş bu gerekçe ile ONANMASINA, 550.00 YTL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 27.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : TCK'nın 158/1-f, 62, 52/2, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet TCK'nın 204/1, 62, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet Sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın sahte çek tanzim ederek katılana ayakkabı alışverişi karşılığı verdiği ve vadesinde çekin karşılığının bulunmaması üzerine başlatılan soruşturma ile bu sahteliğin ortaya çıktığı, sanığın böylece haksız menfaat temin ettiği iddia edilen olayda; Sanığın, çek hesabının sahibi olan Emrah ile kardeş olduğu ve ortak iş yaptıkları, ayrıca katılanla olan alışverişi de kabul ettiği, çeki de Emrah'ın bilgisi dahilinde verdiğini savunduğu, katılanın ise; sanıktan birden fazla çek aldığını ve olaya konu çekin ödenmediğini, bir kısmının ise ödendiğini belirttiği nazara alındığında...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet 1)Sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu göz önüne alınarak, suça konu belgelerin, duruşmada getirtilip incelenmek suretiyle özelliklerinin tutanağa geçirilmesinden ve iğfal kabiliyetinin ne şekilde gerçekleştiği karar yerinde tartışıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Sanığın, 2007 tarihinde yedek subay adayı olarak karar aldırmak üzere yabancı ülke sahte diploma ve denklik belgesini Askerlik Şubesine sunması üzerine belgelerin gerçekliğinin teyidi amacıyla yazılan yazılar sonucunda sahteliğin ortaya çıkması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi açısından, Askerlik Şubesine yazı yazılarak belgelerin gerçekliğinin kaynağından mutaden araştırılıp araştırılmadığının sorulması, mutad araştırma yapıldığının...
Davacı ..., HMK'nun 208. maddesine dayanarak 580, 581, 582 ve 1443 sayılı parsellere revizyon gören kayıtlarının sınırlarının hatalı olduğunun tespiti ile düzeltilmesi, 27.04.1968 tarih ve 708 yevmiye ile ...'e yapılan işlemin yolsuz olduğunun tespit ve iptali, 581 ile 582 sayılı parsellerin dayanak kayıtlara aykırı kadastro tutanağı düzenlendiğinin tespiti ve tapu sicilinde yapılan yüzölçümü düzeltiminin yolsuz olduğunun tespiti ve yolsuz düzeltmenin iptali istemi ile dava açmıştır....
a vekalet verdiğini, bu vekilin davacının hiçbir iradesi olmadığı halde davacı adına taşınmaz satın alarak davalı bankadan çekilen kredi için ipotek ettiğini ve hiç bir irade ve direktifi olmadığı halde bu kredi sözleşmesinin yetkisiz vekil tarafından davacı adına kefil sıfatı ile imzalandığını ve davacının borçlandırıldığını bu nedenle davalı tarafça icra takibi başlatıldığını ileri sürerek davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının dava dışı ...'a verdiği vekaletnamede kendisinin başkaları tarafından kefil olarak gösterilmesine dair yetki verildiğini, vekil ...'ın bu vekaletnameye istinaden kredi sözleşmesini vekil sıfatıyla imzaladığını yetkisiz vekillik durumunun söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....