Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, dava tarihi itibariyle, azilnamenin tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği belirtilerek, Avukatlık Kanununun 40. maddesi gereğince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava açması için vekaletname ve 900,00 TL vermiş olduğu davalı avukatın, edimini yerine getirmemesi nedeniyle uğramış olduğu maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davacı tarafından yapılan suç duyurusu üzerine, ... Ağır Ceza Mahkemesinde “görevi kötüye kullanmak” suçundan açılan ceza davasında, 19.11.2011 tarihli kararla davalı avukatın cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, karara ilişkin itirazın da 15.11.2011 tarihinde reddedildiği anlaşılmaktadır. Davalı avukatın, iş bu davanın dayanağı olan eyleminin, Türk Ceza Kanununa göre “görevin kötüye kullanılması” niteliğinde olup, suç teşkil ettiği görülmektedir....

    İlk Derece Mahkemesince davanın hukuki sebebi inançlı işlem olarak nitelendirilmiş ise de; iddianın ileri sürülüş biçimi, taraf anlatımları ve dosya kapsamı itibariyle davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayandığı, vekilin vekalet görevini kötüye kullandığının kesinleşen Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/214 Esas, 2017/307 Karar sayılı dosyası ile sabit olduğu, ilk el davalı ...’nin de vekilin eşi olması karşısında vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda olduğu, vekil ile el ve iş birliği içinde davacıyı zararlandırdıkları anlaşılmaktadır....

      hesabı yapılamadığı, 6098 sayılı TBK'nın 50/2 gereğince uygun bir maddi tazminat belirlenmesinin mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş bildirilmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/129 E-2012/255 K. sayılı ilamına dayanılarak ... 2.İcra Müdürlüğü'nün 2012/13587 E sayılı dosyasında dayanak ilamda hükmedilen maddi tazminat alacağı ve yargılama gideri, aynı İcra Müdürlüğü'nün 2012/13588 E sayılı dosyasında manevi tazminat alacağı, 2012/12589 E sayılı takip dosyasında manevi tazminat nedeniyle hükmedilen vekalet ücreti alacağı ve 2012/13590 E. sayılı takip dosyasında, ise maddi tazminat nedeniyle hükmedilen vekalet ücreti alacağı olmak üzere 4 ayrı takip başlatıldığı ve her takip dosyasında yeni takip vekalet ücreti, icra harç ve masraflarının talep edilmiş olduğu görülmüştür. Mahkemece, aynı ilamda hüküm altına alınan alacak kalemlerinin 4 ayrı icra takibiyle istenilmesi fazla vekalet ücreti ve icra masrafına yol açsa da bu şekilde takip yapılmasında yasal bir engel olmadığı gerekçesine dayanılmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT -KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasına dayalı tazminat, karşı dava elatmanın önlenmesi, ecrimisil isteklerine ilişkin olup,mahkemece asıl davanın açılmamış sayılmasına, karşı davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, yalnız davacı-karşı davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 13.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 01.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/276 esas sayılı dosyasında muarazanın men’i ve tazminat talebi ile dava açıldığını, anılan davanın derdest olması nedeniyle ile bu davanın derdestlik nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği savunarak, davanın öncelikle usul, kabul edilmediği takdirde ise esastan reddini dilemiştir. Mahkemece, derdestlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine ilişkin olarak verilen ilk hüküm, davacının temyizi üzerine Dairemizce, “Davacı daha önce açtığı ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/276 esas sayılı dosyasında muarazanın men’i ile davacıdan kesilen 1.370.940.000 TL ilaç bedelinin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiş; ayrıca maddi, menfi-müspet ve manevi zararlarını talep hakkının saklı tutulmasını talep etmiştir. Şu halde davacının bu davadaki iki kalem talebi, eldeki dava açısından derdesttir....

              Davacı, öncelikle mirasbırakan babası tarafından vekil kılınan davalı ...’in diğer davalı ... ile birlikte hareket ederek vekalet görevini kötüye kullandığını, bu nedenle temlikin geçersiz olduğunu ileri sürerek miras payı oranında iptal ve tescil isteminde bulunmuştur. Yukarıda açıklanan madde uyarınca, kayıt maliki üçüncü kişiye karşı vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeni yönünden pay oranında açılan tapu iptali ve tescil isteminin dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Tapu iptal ve tescil isteminin, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeni yönünden reddine karar verilmesi doğrudur. Diğer yandan, davacı tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeni yanında muris muvazaası hukuksal nedenine de dayanıldığı dava dilekçesi içeriğinden açık bir biçimde anlaşılmaktadır. Ne var ki, muris muvazaası hukuki sebebi üzerinde durulmadığı saptanmıştır....

                HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptali ve tescil talebinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince de davalı ...’in istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; - KARAR - Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. Davacı, 793 parsel sayılı taşınmazını satması için il dışında olması nedeniyle güvendiği arkadaşı ...'...

                  İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden kabulüne karar verilmesi gerektiğini, maddi tazminatın reddedilen kısmı yönünden davalı Kurum lehine hükmedilen vekalet ücretinin de hatalı hesaplandığını ileri sürmüştür. Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; Geç ödenen iki aylığın banka kredi ödemesiyle ve dava dışı bankanın başlatmış olduğu kredi ödemesiyle bir ilgisinin bulunmadığını, bankanın kredinin tamamını talep etmesinin kredi sözleşmesine uymadığını ileri sürerek faiz alacağının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF NEDENLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacının yaşlılık aylığının geç ödenmesinden kaynaklanan maddi tazminat ve hatalı Kurum işlemi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....

                  Hukuki yarar bulunmadan kanun yoluna başvurulması belirli durumlarda kanun yoluna başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak kabul edilebilir. Ancak kanun yoluna başvuruda hukuki bir yararın bulunması her zaman kesin olarak başvuru hakkının kötüye kullanılmadığı anlamına gelmemektedir. Burada önemli olan kanun yoluna başvuran tarafın, bu hakkını hak arama özgürlüğünün yöneldiği amacının dışında kullanıp kullanmadığıdır. Bir başka ifadeyle kanun yoluna başvuran taraf, bu başvuruda hukuki bir yarara sahip olsa da bu hakkın kullanımı aleyhine olan karardaki hukuki ve maddi hataların veya yanlışların düzeltilmesini sağlamanın dışında başka amaçlara yönelmişse bu durunda hukuki yararın varlığı, başvuru hakkının kötüye kullanılmasına engel değildir. Kanun yoluna başvuran taraf, hak arama amacının dışına çıkarak bu hürriyetini başkalarına zarar veren bir gayeye hasretmemelidir....

                    UYAP Entegrasyonu