Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

.-2020/220 K. sayılı kararı ile, Neşe Reisoğlu yönünden 76.337,84- TL maddi, 50.000,00- TL manevi tazminat, Ali Reisoğlu yönünden 49.452,89- TL maddi, 50.000,00- TL manevi tazminat, Özgür Reisoğlu yönünden 20.000,00- TL manevi tazminat, Okan Reisoğlu yönünden 20.000,00- TL manevi tazminat, maddi tazminat yönünden 15.900,12- TL vekalet ücreti, manevi tazminat yönünden 17.250,00- TL vekalet ücreti ve 562,28- TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine karar verildiğini, iş bu karara karşı 22.01.2021 tarihinde istinaf kanun yoluna tehir-i icra talepli olarak başvurduklarını, davalı/alacaklı tarafın, müvekkilleri aleyhine Bakırköy 6.İcra Müdürlüğünün 2021/2974 Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, alacaklının ilamlı takipte kısıtlı müvekkillerini doğrudan doğruya taraf gösterdiğini, müvekkillerinin kısıtlanmış olduğunun takip dayanağı mahkeme kararında da gösterildiğini, bu durumun davalı/alacaklı tarafın bilgisinde olduğunu, bu sebeple...

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/02/2020 NUMARASI : 2019/158 ESAS, 2020/86 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) KARAR : Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/158 Esas, 2020/86 Karar sayılı kararına davacının İstinaf Başvurusu nedeniyle Dairemize gönderilmiş olmakla inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi....

Olağan fesih hakkının kullanılabilmesi için, temel olarak dengeleyen uygun ihbar süresinin varlığı ve bu süreye uyulması yeterlidir. Bu sebeple fesih hakkının kullanılması ile ihbar süresinin dolmasına kadar sözleşme tüm hükümleriyle varlığını sürdürür ve her iki taraf da sözleşmeyle bağlı kalmaya devam eder. Bu bakımdan ihbar süresi içerisinde, ani edimli sözleşmesel ilişki varlığını sürdürdüğü gibi, tarafların doğmuş borçları da varlığını korumaya devam eder. Fakat bu edimlere, fesih hakkının kullanılmasıyla birlikte tasfiye ilişkisi de ortaya çıktığından, tarafların iade borçları da dahil olur. Bu sebeple olağan fesih hakkının kullanılmasıyla sözleşme sona erdiğinden sadece bu sebeple, bir tazminat sorumluluğu doğmaz. Zira olağan fesih hakkının geçerli olarak kullanılmasının sorumluluk doğurucu nitelikte olmadığı kabul edilmektedir....

    'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, muris muvazaası ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tazminat, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir....

      Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde maddi tazminat; ayrıca davacılar lehine manevi tazminat istemine ilişkindir....

      a duruşmadan vareste tutulma hakkının hatırlatılmadığı ve vareste tutulma talebi de bulunmadığı halde, hükmün açıklandığı 06.03.2012 tarihli son oturumda hazır bulundurulmadan hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 196. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması, 2-Sanık ... hakkında hırsızlık, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde, a-Sanık hakkında TCK'nın 142/2-f maddesinde düzenlenen hırsızlık suçundan kurulan hükümde temel ceza belirlenirken alt sınırın suç tarihi itibariyle ''3 yıl'' olduğu ve banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu nedeniyle yapılan uygulamada da TCK'nın 245/1. maddesinde hapis cezası yanında ayrıca adli para cezasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde eksik cezalar belirlenmesi, b-Anayasa Mahkemesi'nin karar tarihinden sonra 24.11.2015 günü, Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/...

        Hemen belirtmek gerekir ki, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 9.10.1996 tarih 1996/1-670 sayılı kararında da benimsendiği gibi, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle açılan gerek iptal ve tescil gerekse buna bağlı tazminat davaları hiç bir süreye bağlı değildir. vekil eden dilerse sözleşmenin feshini dilerse zararın tazminini isteyebilir. Bu itibarla davanın kısmen zamanaşımı yönünden reddi doğru değildir. Bir an aksi düşünülse bile, davacı davasını tam ıslah ederek tazminat talebinde bulunduğuna ve asıl davanın süresinde açıldığı kabul edildiğine göre tam ıslah edilen davanın zamanaşımı nedeniyle reddi mümkün olmadığı gibi, davalıların eylemi suç olduğuna göre olayda ceza zamanaşımınında uygulanmaması ve yine vekilin sorumluluğuna ilişkin dava zamanaşımının vekil edenin durumu öğrenme tarihinden başlayacağının gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

          Davacı tarafından, muris muvazaasının yanısıra vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine de dayanıldığı nazara alındığında vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedeni bakımından mirasçı olmayan davalı ...’a miras payı oranında açılan tazminat davasının dinlenme olanağı yoktur. Öte yandan, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye mümessil tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi de pay oranında açılan davanın dinlenmesini olanaklı hale getirmez. Açıklanan nedenle vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedeni yönünden davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olması bu gerekçe ve sonucu itibariyle doğrudur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazının reddine....

            ın sözleşmenin arka sayfasındaki isim ve imzaların üzerindeki boşluğu, ek sözleşme hükümlerini feshedecek şekilde doldurmak suretiyle atılı açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu işlediği iddia ve kabul edilen kamu davasında, sanığın tarafların rızasına uygun olarak tanzim ettikleri ek sözleşmenin devamı niteliğinde olan boşluğu katılanın rızası hilafına doldurup , bu belgeyi katılan ... hakkında hırsızlık suçu nedeniyle yaptığı şikayetinde kullandığı; suça konu metnin, ek sözleşmenin devamı niteliğinde olması nedeniyle atılı imzaların açığa imza olarak değerlendirilemeyeceğinden sanığın eyleminin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan mahkumiyet kararı verilmesi, Kabule göre de; Suça konu belgenin, sanık ... tarafından hırsızlık suçu nedeniyle şikayet dilekçesi ekinde kullanıldığı "11/10/2010" olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi, Yasaya aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Asıl dava nitelikli gayrimenkul satışına, birleşen dava ise vekalet yetkisinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptal tescil mümkün olmaması halinde tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : 13. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 31.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu