Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda temlikin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca; iptal tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/403 esas sayılı dosyasında davanın harici satın alma nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu halde eldeki davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olarak açıldığının anlaşıldığı, bu durumda dava sebeplerinin aynı olduğunu söyleyebilme olanağının bulunmadığı, hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmaları gereğince tüm delillerinin toplanarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği ” hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca; “ ......

      Öte yandan, birleştirilen dava yönünden; vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeni üzerinde yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan sonuca gidilmiştir. Hal böyle olunca; önceki bozma ilamında belirtilen ilke ve esaslar çerçevesinde, birleştirilen tapu iptal ve tescil, olmadığı taktirde tazminat istekli dava yönünden araştırma ve inceleme yapılması, davalı-(davacı) ...’in davalı ...’na olan borcunun miktarı ve çekişmeli taşınmazın değeri gözetilerek, temlikin vekalet görevi kötüye kullanılarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı saptanır ise kayıt maliki ...’ın iktisabının iyiniyetli olup olmadığının araştırılması, birleştirilen tapu iptal ve tescil istekli davada verilecek karara göre elatmanın önlenmesi isteği değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir....

        Hemen belirtilmelidir ki, vekaletin hileyle alındığı iddiası aynı zamanda kötüye kullanıldığı iddiasını da içerir. Eldeki davada, dava dilekçesi içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır. Oysa, mahkemece, vekalet görevi kötüye kullanılarak taşınmazın temlik edildiği iddiası bakımından hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Bilindiği üzere; Borçlar Kanununun temsil ve vekalet bağıtını düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar....

          Mahkemece, davacının kardeşleri olan davalıların vekalet görevinin kötüye kullanılması ve el ve işbirliği içerisinde hareket etmeleri suretiyle dava konusu taşınmazları üzerlerine geçirdikleri, davacıya da herhangi bir bedel ödendiğinin de kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 13.02.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat gelmedi, temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı....

            ın vekalet görevini kötüye kullanarak, davaya konu 8188 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 227/2400 payını, davalı ...'ın, 8186 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki 4/567 payı ile trampa ettiğini; baba-oğul olan davalıların kötüniyetli olduklarını ileri sürerek, trampa işleminin iptaline, 8188 ada 3 sayılı parselde davalı ... adına kayıtlı 227/2400 payın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmazsa tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davacı ile aralarında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre dava konusu taşınmazın davalı ...'ye ait olduğunu, anılan sözleşme ve muvafakattan dolayı trampa işleminin yapıldığını, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığını, sözleşmelerin karşılıklı olarak fesh edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalı ...'...

              ın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle; 1)Sanık ... hakkında ikna suretiyle irtikap suçundan kurulan hükümde, TCK'nın 53/5. maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması nedeniyle işlenen suç dolayısıyla, hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilirken, sürenin cezanın bir katı olan ve hükmedilen 2 yıl 6 ay hapis cezasını geçemeyeceği gözetilmeden, 4 yıl süreyle kamu görevinin üstlenilmesinden, memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılmasına karar verilmesi, 2)Sanık ... hakkında kurulan hükümde, TCK'nın 53/5. maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması nedeniyle işlenen suç dolayısıyla, hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilirken, adli para cezasına mahkumiyet halinde, sürenin belirtilen gün sayısı olan 75 günü geçemeyeceği gözetilmeden, 4 ay süreyle kamu görevinin üstlenilmesinden, memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılmasına karar verilmesi, Yasaya aykırı...

                e satışını vadettiğini; ... 3.Noterliğinin 15.12.2006 tarih, 15374 yevmiye nolu vekaletname ile davalılara bir vekalet verdiğinden haberi olmadığını, vekaletnamenin geçersiz olduğunu, davalı ...'in geçersiz olan vekaletnameye istinaden, satış vaadindeki şartlar yerine getirilmeden taşınmazı davalı eşi Sevinç'e devrettiğini ileri sürerek, sözleşmeye aykırılık olmadığı takdirde vekaletin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı olarak tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davacı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak davanın açıldığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesi ile kararlaştırılan şartlara davalı tarafın riayet etmemesinin, vekalet görevinin kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, davacının davada haklı bulunduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'...

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması sonuca yapılan satışa dayalı olarak oluşturulan tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkin olup, hüküm Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiştir. Davada kadastro öncesi tapu kadına dayanılmadığına nazaran temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun 23.2.2004 gün 3 sayılı kararı uyarınca Yüksek Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 21.2.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muvazaa nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 gün ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 1. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu