Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasa'nın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün ispatı için; faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir....
Somut olayda, mahkemece bozma ilamı doğrultusunda davacının ürün teslimi ve ürün bedellerinden prim kesintisi yapılmaması durumunda yaptığı ödemelerinin, ödeme tarihinden itibaren ileriye doğru karşıladığı süre ile sınırlı olarak davacının isteğe bağlı sigortalı olduğunu kabul edip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu dikkate alınarak, davacının yaptığı ödemelerin ileriye yönelik hangi süreleri kapsadığı araştırılmaksızın, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.Yapılacak iş; dosyadaki mevcut delillerin yetersiz olduğunu kabul ederek, Dairemizin, 22/10/2015 gün ve 2015/9500 Esas, 2015/19092 Karar sayılı ilamında belirtilen şekilde araştırma yaparak elde edilecek delillere göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir. İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir. ... Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2022/536 Esas KARAR NO: 2022/729 DAVA: Mülkiyet (Tespit İstemli) DAVA TARİHİ: 22/07/2022 KARAR TARİHİ: 20/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Mülkiyet (Tespit İstemli) davasının yapılan yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu iş makinesini davalı şirketten satın alındığını, söz konusu ----- kendisi nezdinde olduğunu, ------teslimi ile zilyetliği ve mülkiyeti kazanan davacının makine üzerinde istediği gibi hakimiyet sahibi olduğunu ve fiili hakimiyetinin dilediği gibi kullanabilmekte olduğunu, dava konusu ----- davacıya aidiyeti konusunda davalı ile de herhangi bir ihtilafın da bulunmadığını, bu ------- kazaya karışması sonucunda halen ----- kaydı olmadığı için trafik polisi tarafından trafikten men edildiğini ve ------çekildiğini, ---- tarihinden beri ----- beklediğini ve otopark ücreti her geçen gün katlanarak arttığını, ----- --- davacının kayıtlı bulunduğu ---- tescil yapılarak plakasının çıkarılmasının...
Fıkrası gereğince yargılama sonunda feri müdahil olan müvekkili kurum SGK aleyhine hüküm kurulmamasını, haksız ve yersiz açılan ve yasal dayanaktan yoksun olan davanın usul ve esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur. İlk derece mahkemesi kararında özetle; "Davacının davalı T2 ait iş yerinde 01/11/1997- 31/05/1998 ve 01/01/1999- 31/12/1999 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı olarak çalıştığının tespitine, davalı SGK Kurum işleminin iptaline,... " karar verildiği görülmüştür. Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kurum işlemlerinin mevzuata uygun bulunduğunu beyan ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir....
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup aksi durumda bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır. Buna göre alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir....
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, araç satışı sırasında davacının dolandırıldığı ve satış bedelinin ödenmesine rağmen aracın noterde devrinin gerçekleştirilmediği iddiasına dayalı aracın tescil kaydının iptali istemli olup, davacı vekilince ayrıca araç kaydı üzerine başkalarına devrini engellemek üzere tedbir konulması, aracın davacıya teslimi veya yediemin otoparkına tedbiren teslimi ve davalının mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulması talep edilmiştir....
Dağıtım A.Ş.adına düzenlenmiş olduğunun görülmesiyle faturanın davalı tarafından iptal edildiğini, sonrasında 28.05.2008 tarihli faturanın düzenlenip, davacıya tebliğ edildiğini, ancak fatura konusu kontörlerin teslim edilmediğini, kontörlerin teslimi istemli ihtarnameden sonuç alınamadığını belirterek, fazlaya dair hak saklı kalmak kaydıyla 10.000 adet 100’lük ve 1000 adet 250’lik kontörün davacıya teslimine, mümkün olmaması halinde davalıya ödenmiş olan 182.240.00.-TL.nin 19.07.2008 tarihinden itibaren değişen avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili 15.05.2008 tarihli irsaliyeli faturanın davacı firma yetkilisine imza karşılığı teslim edildiğini, davacının faturanın başka firma adına düzenlendiğini belirtmesi üzerine bu faturanın iptal edilip alıcı adı ve ünvanı değiştirilerek davacıya kargo ile gönderildiğini, mükerrer teslim isteminde bulunulduğunu bildirerek davanın reddini istemiş, 02.01.2009 günlü davanın ......
ın 2016 yılının başından itibaren düzenlediği tüm belgelerin herhangi bir mal teslimi olmaksızın düzenlenen sahte belgeler olduğu tespit edildiğinden sahte belge düzenleme faaliyeti nedeniyle elde edilen komisyon gelirinin vergilendirilmesi gerektiği tespit ve görüşlerine yer verildiği, davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı görüş ve öneri raporunda davacının sahte fatura düzenleme faaliyeti nedeniyle ziyaa uğratılan vergi ve cezalardan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227. maddesi ve 4 Sıra No'lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ uyarınca asıl sorumlu ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğinin tespit edildiği, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir....
(X)-KARŞI OY : Karaman İli, … İlçesi, … Köyü için 3083 sayılı Kanun uyarınca 2007 yılı içinde arazilerin satış ve tapu devirleri yapılmak üzere hazırlanan geçici yer teslimi ve tahsisine ilişkin hak sahipleri listesinde davacının 37. sırada olduğu ve buna istinaden 2007 yılı ilkbahar döneminde yem bitkisi ekimi yaptığı, mayıs haziran döneminde ise hasat ettiği, davacının doğrudan gelir desteği ödemesinden faydalanmak istediği bu taşınmazlara ilişkin hak sahipliğinin ise 29/06/2007 tarihinde iptal edildiği bu kararın 11/09/2007 tarihinde davacıya tebliğ edildiği ve kendisine 3083 sayılı Kanun uyarınca hak sahibi olarak geçici yer teslimi yapılan taşınmazda, hak sahipliğinin iptalini öğrendiği tarihe kadar gerçek üretimde bulunan davacının, 5488 sayılı Tarım Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca yaptığı başvurusunun kabul edilmesi gerektiğinden, temyize konu kararın bozulması gerektiği oyu ile aksi yönde verilen Daire kararına katılmıyorum....