Mahkemece, davaya konu vasiyetname ile ilgili olarak, ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/142 Esas 2008/990 Karar sayılı dava dosyasında vasiyetnamenin açılmasına karar verilmiş ise de kesinleştirilmesi için taraflara tebligat yapılmamış olduğu, bu hali ile henüz derdest olduğu ve vasiyetnamenin iptali ile ilgili hak düşürücü sürenin de geçmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle vasiyetnamenin tenfizi davasının dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Somut olayda tenfizi istenen vasiyetname, ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/142 Esas- 2008/990 Karar sayılı dosyası ile açılmış, davacılar ve davalıların hazır bulunduğu celsede vasiyetname okunmuş, mahkemece vasiyetnamenin açılıp okunmuş sayılmasına karar verilmiş, ancak kararın kesinleşmediği anlaşılmıştır. Vasiyetnamenin tenfizinin istenebilmesi için dava konusu vasiyetnamenin açılmış olması gerekmektedir....
Mahkemece, asıl dava olan vasiyetnamenin iptali ve tenkis davası yönünden; alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre vasiyetnamenin kısmen iptal edilmesi dahi mümkün olmayacak şekilde çelişkili ve muğlak hükümler içerdiği ve ayrıca yasaya aykırı ve infazı mümkün olmayacak şekilde hükümler taşıması nedeniyle infaz kabiliyetinin bulunmadığı bu nedenlerlede kısmi iptalin mümkün olmadığı tümünün iptal edilmesi gerektiği gerekçesiyle vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş, karşı davanın ise; süresinde açılmadığı, karşı davalının da davanın süresinde açılmadığına yönelik ilk itirazda bulunduğunu bu nedenle karşı davanın kabule şayan olmadığına kara verilmiş, hüküm asıl dava olan vasiyetnamenin iptali ve tenkis davası yönünden asıl davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK 557.maddesinde, vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır....
Somut olayda davacı, her ne kadar dava dilekçesinde vasiyetnamenin tenfizi için memur atanmasını talep etmiş ise de İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan yargılamada 12/05/2015 tarihli bu duruşmada alınan beyanında mirasbırakan tarafından düzenleme şeklinde vasiyetname ile kendisine vasiyet edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Dava, vasiyetnameye tenfiz görevlisi atanması ilişkin olmayıp, vasiyetnamenin tenfizi yani yerine getirilmesine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan davada, tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğuna göre, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Yolsuz Tescile Dayalı Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir. Türk hukuk sisteminde tapu kayıtlarının oluşumunda "illilik", diğer bir anlatımla "sebebe bağlılık" prensibi esas alınmıştır. Ayni haklar tescil ile doğmakla beraber (TMK. m.705/1, 1021), tescilin ayni bir hüküm ve sonuç doğurabilmesi için geçerli bir hukuki sebebe dayanması gerekir. Bu bakımdan tescil illi bir hukuki muameledir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 1015. maddesinin birinci fıkrasına göre tapu sicilinde tescil, terkin ve değişiklik gibi tasarruf işlemlerinin yapılabilmesi, istemde bulunanın, tasarruf yetkisini ve hukuki sebebi belgelemiş olmasına bağlıdır. Tescilin geçerli ve haklı bir sebebe dayanması zorunluluğu, TMK'nın 1024. maddesinin ikinci fıkrasında "Bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur" şeklinde açıklanmıştır....
Vasiyetname ile eldeki dosyanın davacısına ve davalılar T4 ve T3 kazandırmada bulunulduğu dikkate alındığında tenkis davasının muhatabı davalılar T4 ve T3'dır. Davalılar T4 ve T3 vekili davacının tenkise yönelik açıklama dilekçesine cevapları ile zamanaşımı defiinde bulunmuş olup, dava dilekçesinin tenkis yönünden yeterli açıklıkta bulunmaması nedeni ile davalıların zamanaşımı defii mahkememizce süresinde kabul edilmiştir. Yukarıda izah edilen nedenlerle davacının muvaza nedeniyle vasiyatnamenin iptali ve tapu iptali tescil davasının esastan, Davacının tenkis davasının zamanaşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; 1- Davacının muvaza nedeniyle vasiyatnamenin iptali ve tapu iptali tescil davasının esastan REDDİNE, 2- Davacının tenkis davasının zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, ..." şeklinde karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık vasiyetnamenin tenfizi ile tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (2.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 04.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-TENKİS Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacılar, ortak mirasbırakanları...’nın noterde düzenlenen 10/01/2002 tarih ve 916 yevmiye nolu vasiyetname ile “Kocaeli ilinde bulunan tüm taşınmazlarını davalıya vasiyet ettiğini”, murisin sadece 476 kadastral parselde ( yenileme kadastrosu ile 123 ada, 219 parsel) kayıt maliki olduğunu, başkaca malvarlığı bulunmadığını, vasiyetnamede vasiyet edilen taşınmazların açıkça belirtilmediğinden geçersiz olduğunu, vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini, aşamalarda HUMK’nun 83. maddesi uyarınca harçlandırılarak verdiği ıslah dilekçesinde de; çekişmeli taşınmazın tapuda satış gibi göstermek suretiyle bedelsiz temlik edildiğini, gerçekte bağış yapıldığını, temlikin muvazaalı, mirastan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek miras payları oranında iptali olmadığı taktirde tenkisini istemiştir....
e bıraktığını, dava konusu 849 ada 6 parsel ve 486 ada 2 parsel sayılı taşınmazlarda mahfuz hissesinin olması geretiğini, ancak mahfuz hissesinin ayrılmayarak taşınmazların tamamının lehine vasiyet edilen adına tescil edildiğini ileri sürerek, tapu iptal ve mahfuz hisse miktarınca adına tescilini istemiş, ıslah ile 486 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 8 ve 9 nolu bağımsız bölümlerin maliklerini davaya dahil ederek bu maliklere karşı tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar, vasiyetnamenin 1996 yılında açıldığını ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde vasiyetnamenin iptali davası açılmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, ... mirasçılarının mahfuz hisse talep edemeyeceklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının murisi ...'nin, muris .. önce öldüğü ve davacının miras talep etme hakkının bulunmadığı, vasiyetnamenin iptali için gerekli olan hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 139 ada 44 parsel sayılı 4.375,45 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen, intikal, taksim, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve hibe nedeniyle ... adına tespit bilahere satış nedeniyle ... adına tescil edilmiştir. Davacı ... çekişmeli taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 139 ada 44 parsel sayılı taşınmazın ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, tenkis, birleştirilen davalar muris muvazaası nedeniyle tapu iptali tescil ve vasiyetnamenin iptali isteğine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 13.09.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....