Bir kısım davalılar vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; vasiyetnamenin tenfizi davasının nisbi harca tabi olup dava dava değeri belirtmeksizin açıldığını, öncelikle dava değerinin belirtilmesi ve usulüne uygun harç eksikliği hususunun davacılar tarafından giderilmesi gerektiğini, bununla birlikte davacılar dava dilekçesinde vasiyetnamenin tenfizi talebinde bulunduğunu ancak netice ve talep kısmında hangi davacı bakımından hangi taleplerde bulunduğu hususunda taleplerini açık bir şekilde belirtmediğini, taleplerin açık ve net olmayışı şu hususta özellik arz ettiğini, aynı davacılar Trabzon 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/129 E. sayılı dosyası ile Trabzon'da bulunan bir takım taşınmazlar için tapu iptal ve tescil davası açtıklarını, her ne kadar Trabzon 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava davacılar tarafından tapu iptal ve tescil davası olarak isimlendirilmiş olsa da niteliği itibariyle vasiyetnameye dayanarak tapu iptal ve tescil talebinde bulunmaları sebebiyle vasiyetnamenin...
Tapu Sicil Tüzüğü madde 20'de "Resmî senet düzenlenmesini gerektirmeyen işlemlerde aynî hakların tescili için; b) İstem, vasiyet alacaklısı tarafından yapılırsa taşınmazın tanımlandığı ve tescil hükmünü de içerir tenfiz kararı veya hâkim tarafından tescil için yazılan yazı ile birlikte tenfiz kararı ve vasiyetnamenin onaylı bir örneği; vasiyet alacaklısı, yasal ve atanmış mirasçılar tarafından birlikte yapılırsa vasiyetnamenin açılıp okunduğuna dair karar ile birlikte vasiyetnamenin onaylı bir örneği aranır" denilmekle tenfiz kararı bulunmadan müvekkillerin işbu taşınmazların maliki olmaları söz konusu değildir. İşbu nedenle hatalı verilen yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiğini, vasiyetnamenin tenfizi davası husumet üzere olmayıp tapuda tescilin sağlanması bakımından gerekli ve zorunlu olduğunu, bu nedenle yerel mahkemenin verdiği işbu kararın tarafımızca istinaf edilmesi mecburiyeti hasıl olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur....
Mahkemece, açılan tenfiz davasından önce vasiyetnamenin açılıp okunduğuna dair kararın kesinleşmediği ve vasiyetnamenin iptali ile ilgili hak düşürücü sürenin de geçmediği gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, murise ait resmi vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, diğer şartların yanı sıra vasiyetnamenin ayakta kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava; vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup; Davacı tarafça Kozan 1. Noterliği'nin 26.03.1997 tarih 4467 yevmiye No'lu vasiyetnamesinin tenfizi talep edilmiş ilk derece mahkemesince vasiyetnamenin açılıp okunmasına dair Kozan Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2003/573 E. Ve 2003/907 K. Sayılı dosyasının kesinleşmediğinden bahisle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş bu karara karşı davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava, murise ait resmi vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, diğer şartların yanı sıra vasiyetnamenin ayakta kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir....
D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; açtıkları davada, mahkeme tarafından " vasiyetnamenin okunması ile yetinilmesi" ne karar verildiğini, her ne kadar taraflarınca açılan bu davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerekirken Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmış ise de, ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken sadece vasiyetnamenin okunması kararının verilmesinin taleplerini karşılamadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, vasiyetname açılması ve tenfizi ( tapu iptal ve tescil) istemine ilişkindir....
Hukuk Genel Kurulu'nun 13.2.1991 gün 648-65 sayılı kararında vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar bir aynı hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunun 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti içindir. Bu tespit başlı başına aynı bir hakkın geçirimini sağlamaz. Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini istemesi gerekir (TMK.md.600). Vasiyetnamenin yerine getirilebilmesi için herşeyden önce vasiyetnamenin açıldığının ve iptali için yasada öngörülen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerekir....
Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak bu malın vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır. Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı açılır. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin tenfizi ve buna bağlı olarak tapu iptal ile tescil davası vasiyetnamenin açılıp okunduğu, itiraza uğramadan veya itiraz edilmiş ise itirazların reddedilmesi sonucunda kesinleştiğine dair bir tespit davasıdır....
Bunun dışında, vasiyetnamenin iptali davası açılması halinde sonucunda verilecek hüküm, vasiyetnamenin yerine getirilmesine ilişkin bu davanın sonucunu etkileyecek nitelikte olduğundan bir yıllık iptal davası açma süresi (TMK.md.559) ve açılmış dava varsa sonucu beklenmeden hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. O halde mahkemece; vasiyetnamenin açılması dosyasının ve varsa taraflar arasında açılmış olan vasiyetnamenin iptaline ilişkin davaların kesinleşmesi bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve vasiyetnamenin usulünce açılmadığı gerekçesi ile davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Davacının eşi, davalıların babası muris ... tarafından noterde düzenlenen 02.08.1995 tarihli vasiyetname ile "Kozlu Belediyesinden tapu tahsis belgeli, ... katlı, ... daireli taşınmazın .../... payın tamamı ile diğer .../... payın ilk eşinden murise kalan payı ve ....000 m² arsa ile üzerindeki inşaatın" davacıya bırakıldığı, söz konusu vasiyetnamenin okunması ile ilgili davanın ........2010 tarihinde açıldığı, mahkemece vasiyetnamenin okunmasına ilişkin kararın 25.08.2011 tarihinde verildiği, bu davanın ise ....01.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. TMK'nun 600.md'sine göre, vasiyetnamenin tenfizi davasında; mirasbırakan, ölüme bağlı tasarrufla bir kimseye onu mirasçı atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunmuş ise, vasiyet alacaklısının vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona; yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına saip olduğundan, vasiyetnamenin tenfizi davası açmak zorundadır....
Vasiyetnamenin tenfizi ve taşınmazın lehine vasiyet edilen davacı adına tescili için vasiyetnamenin açılıp okunması, tüm mirasçıların vasiyetnameyi itirazsız kabul etmesi veya 1 yıllık hak düşürücü süre içinde vasiyetnamenin iptali ya da tenkis davası açılmış ise sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtilerek dava dosyası içerisine konulmalıdır. Somut olayda, dava konusu taşınmazların vasiyetnameye göre tapusunun iptali ile tescili talep edilmiş olmakla, davacı lehine yapılan Sivas 3. Noterliği’nin 12/03/2013 tarih ve 04413 yevmiye nolu düzenleme şeklinde vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespitine yönelik olarak Sivas 3....