Vasiyetnamenin tenfizi ve taşınmazın lehine vasiyet edilen davacı adına tescili için vasiyetnamenin açılıp okunması, tüm mirasçıların vasiyetnameyi itirazsız kabul etmesi veya 1 yıllık hak düşürücü süre içinde vasiyetnamenin iptali ya da tenkis davası açılmış ise sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtilerek dava dosyası içerisine konulmalıdır. Somut olayda, dava konusu taşınmazların vasiyetnameye göre tapusunun iptali ile tescili talep edilmiş olmakla, davacı lehine yapılan Sivas 3. Noterliği’nin 12/03/2013 tarih ve 04413 yevmiye nolu düzenleme şeklinde vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespitine yönelik olarak Sivas 3....
Dosya kapsamından, tenfiz davasının 18.4.2007 tarihinde açılmasına rağmen, vasiyetnamenin okunması davasının bu davadan sonra 27.3.2009 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Vasiyetnamenin yerine getirilmesi (tenfizi) için herşeyden önce 743 sayılı ... Kanunu Medenisinin 536 ve devamı maddeleri uyarınca vasiyetnamenin açılıp okunması ve aynı kanunun 501.maddesi gereğince vasiyetnamenin iptali davası için yasada gösterilen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerekir. Tenfiz davasından (md.541) önce vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tesbiti ile ilgili davanın açılmadığı ve ayrıca vasiyetnamenin iptali ile ilgili zamanaşımı sürelerinin de geçmediği anlaşıldığına göre, bu durumda mahkemece, vasiyetnamenin tenfizi ile ilgili davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, diğer şartların yanı sıra vasiyetnamenin ayakta kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 13.2.1991 gün 648-65 sayılı kararında vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar bir aynı hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunun 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti içindir. Bu tespit başlı başına aynı bir hakkın geçirimini sağlamaz. Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini istemesi gerekir (TMK.md.600)....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/765 esas 2021/1453 karar sayılı dosyası ile açıldığını ve okunduğunu, açılıp okunan vasiyetnamenin tenfizini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Dava dilekçesi ve tensip tutanağı davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalılar tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava, vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunmasından sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesi gerekir. Başka bir deyişle, tenfiz için kesinleşmiş vasiyetnamenin bulunması gerekir....
Sayılı dosyasından dava konusu vasiyetnamenin iptalinin gerekeceğini, dava konusu vasiyetnamenin iptal edilmesiyle birlikte huzurda görülen dosyanın etkileneceğini, ilk derece mahkeme kararının doğru olduğunu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Dava,vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Tenfizi istenen dava konusu vasiyetname, muayyen mal vasiyeti niteliğinde olmayıp, mirasçı nasbına ilişkindir. (TMK. md. 516) TMK. nun 600. uyarınca; muayyen mal vasiyetinde, vasiyet alacaklısı kişisel bir istem hakkı kazanır ve bu hak dava yoluyla talep edilebilir. TMK. nun 600. maddesi, muayyen mal vasiyetini kapsayıp mirasçı atanmasını kapsamaz. Atanmış mirasçılarda ise miras, mirasbırakanın ölümü ile kazanılır. (TMK. md.599/3) Mirasçı atanan kişi, mirasbırakanın ölümü ile tereke üzerinde doğrudan ve kendiliğinden bir ayni hak kazanır....
Noterliğinin 01.09.2016 tarih 19176 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile TMK m.517'de yer alan "Miras bırakan bir kimseye onu mirasçı atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunabilir." düzenlemesi uyarınca kazandırmada bulunulduğunu, mahkemece istinaf başvurusuna konu ret kararına, vasiyet alacaklısının taşınmaz mülkiyetine ancak tescille sahip olabileceği, somut olayda ise vasiyetnamenin tenfizi konulu davanın eldeki ecrimisil davası devam ederken açıldığı gerekçe olarak gösterilmiş olsa da bu hususta TMK M.705/1 uyarınca miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda gösterilen diğer hallerde mülkiyetin tescilden önce kazanıldığı açıkça ifade edildiğini, davacı müvekkilinin 02.11.2018 tarihinde kesinleşen vasiyetnamenin tenfizi davasının ardından taşınmazın tescili ile 3. şahsa satış yoluyla devrini gerçekleştirdiğini, vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tespitinden...
Davada, vasiyetnamenin tenfizi talep edilmektedir. Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi'nce açılan vasiyetnamenin, TMK.nun m.595 ve izleyen maddelerinde (MK.nun 535 ve izleyen maddelerinde) düzenlenen tebliği işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir. Diğer bir anlatımla "Vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tesbitinden ibarettir. Bu tesbit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz....
Dava, vasiyetnamenin tenfizi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Hukuk Genel Kurulu'nun 13/02/1991 gün, 648- 65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin, TMK.nun m.595 ve izleyen maddelerinde (MK.nun 535 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliği işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra) herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 11/05/2015 tarih ve 2014/14974 E, 2015/8213 K sayılı kararında da aynı şekilde belirtildiği üzere "Vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tesbitinden ibarettir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin eşi tarafından 06.06.1996 tarihinde düzenlenen vasiyetname ile tüm malvarlığının davacıya bırakıldığını, 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/246 E.- 2005/420 K. ile vasiyetnamenin açıldığını belirterek vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir. Davada vasiyetnamenin yerine getirilmesi talep edilmiştir. Tenfizi istenen dava konusu vasiyetnamenin, muayyen mal vasiyeti niteliğinde olmayıp, mirasçı nasbına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. (TMK. md. 516). MK. md.600 uyarınca; muayyen mal vasiyetinde, vasiyet alacaklısı kişisel bir istem hakkı kazanır ve bu hak dava yoluyla talep edilebilir....
Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davaları, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında açıklandığı gibi, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılıp okunan vasiyetnamenin TMK.nun 595 vd. (MK.nun 535. vd.) maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği (istenmiş ise reddedildiği) bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti içindir. Diğer bir anlatımla, vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tespitinden ibarettir. Bu tespit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz. Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kişi, vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini isteyebilir....