Sulh Hukuk Mahkemesi kararının kesinleşmediği ve vasiyetnamenin iptali davası açılması için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre geçmeden açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nun 13.2.1991 gün 648-65 sayılı kararında vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar bir aynı hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunun 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir. Bu tesbit başlı başına aynı bir hakkın geçirimini sağlamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkin davada Haymana Asliye Hukuk ve Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, ölüme bağlı tasarrufların iptali ve tenkisine ilişkin davalarda ölen kimsenin son yeleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olduğu, davaya dayanak ... Noterliğinin 31/10/20085 tarih ve 11952 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki vasiyetnamesinde ve ... ... Şubesinin 15/01/2014 tarih ve 1758256 sayılı yazıları ekindeki hesap ekstresinde murisin ölmeden önceki son adresinin ".../..." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....
Somut olayda; davacı asıl dava ile, vasiyetnamenin iptal ve tenkisini ; davalı ... ise, birleşen dosyada , vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep etmektedir. Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, diğer şartların yanı sıra vasiyetnamenin ayakta kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir. Bu sebeple, dava konusu olan vasiyetnamenin bir iptal davasına konu olup olmadığının araştırılması gerekir. Dava konusu olan vasiyetname, bir iptal davasına konu olmuş ise, bu dava bekletici mesele yapılmalıdır. Vasiyetnamenin iptali davası sonucunda verilen hükmün kesinleşmesinin beklenilmesi ve ulaşılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekir. Ne var ki, somut olayda; hem vasiyetnamenin tenfizi davası, hem de vasiyetnamenin iptali davaları, aynı mahkemede ve aynı dava dosyasında birlikte görülmüştür....
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar; miras bırakan ........24/10/2008 tarih ve 10159 yevmiye nolu vasiyetnamesi ile.......köyü hudutları içerisinde bulunan taşınmazların kendilerine vasiyet edildiğini beyan ederek vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı ...; ön inceleme duruşmasından sonra verdiği dilekçesi ile davayı kabul etmiş, diğer davalılar; davaya cevap vermemişlerdir....
Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini istemesi gerekir (TMK.md.600). Vasiyetnamenin tenfizi ve taşınmazın lehine vasiyet edilen davacı adına tescili için vasiyetnamenin açılıp okunması, tüm mirasçıların vasiyetnameyi itirazsız kabul etmesi veya 1 yıllık hak düşürücü süre içinde vasiyetnamenin iptali ya da tenkis davası açılmış ise sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir....
Muayyen mal vasiyetlerinde vasiyet alacaklısı kişisel bir istem hak kazandığından bu hakkını dava yolu ile talep edebilir, uygulamada bu dava vasiyetnamenin tenfizi olarak adlandırılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 600.maddesi muayyen mal vasiyetini kapsayıp mirasçı atanmasını veya yasal mirasçıyı kapsamadığından davanın varsa vasiyetnamenin yerine getirilme görevlisine karşı yoksa yasal ve atanmış mirasçılara karşı açılması gerekir. Atanmış mirasçılarda miras, miras bırakanın ölümü ile kazanılır. Mirasçı atanan kişi veya yasal mirasçı miras bırakanın ölümü ile tereke üzerinde doğrudan ve kendiliğinden bir ayni hak kazanır. Bu durumda, miras bırakandan intikal eden ayni hakların, atanmış mirasçı veya yasal miraçı hakkına tescili için vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasına dolayısıyla mahkeme hükmüne ihtiyaç yoktur....
Dava, vasiyetnamenin tenfizine ilişkindir. Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin TMK'nun 595. ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir. Diğer bir anlatımla "Vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tesbitinden ibarettir. Bu tesbit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz. TMK.'nun 599. maddesi uyarınca, mirasın açılmasıyla terekeye sahip olma hakkı sadece yasal mirasçılara tanınmıştır. ./.....
Davalı-karşı davacı, vasiyetnamenin tenfizine yönelik açılan davayı kabul etmediğini, miras bırakan babasının kendisinden ve diğer kardeşlerinden mal kaçırma amacıyla bu vasiyetnameyi düzenlediğini, babasının davacı kardeşini zenginleştirme çabasında olduğu, dava konusu vasiyetnamenin kendisinin miras hakkını ortadan kaldıran ve mafhuz hisseyi de aşar mahiyette bir hukuki işlem olduğunu ileri sürerek, vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, "davalı-karşı davacının, murisin kendisinden mal kaçırdığı iddiasına yönelik bir delil ibraz etmediği, murisin davacıdan mal kaçırmak amacıyla davaya konu vasiyetnameyi düzenlediği bir an için kabul edilse dahi bu durum iptal sebepleri arasında sayılmadığından vasiyetnamenin iptali davasına dayanak yapılamayacağı, bu itibarla dava konusu vasiyetnamenin iptalini gerektirecek sebeplerin mevcut olmadığı" gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, Davacı ...'ın vasiyetnamenin tenfizine yönelik açtığı davanın kabulüne; ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki asıl vasiyetnamenin tenfizi ve birleşen vasiyetnamenin iptali-tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın açılmamış sayılmasına ve birleşen davanın tefrikine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar- birleşen davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar-birleşen davalılar; muris ...'nın 27/09/2006 tarihinde ... Noterliği'nde düzenlettirdiği 742 yevmiye numaralı vasiyetnamenin açılıp okunduğunu belirterek, murise ait vasiyetnamenin tenfizi ile dava konusu taşınmazların muris adına kayıtlı tüm hisselerin iptaline ve murisin miras bırakanlarından intikal etmiş ve edecek hisselerinin de dahil edilerek vasiyetname doğrultusunda davacılar adına kayıt ve teciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Vasiyetnamenin tenfizi davası vasiyet alacaklısı tarafından açılabilir. (a.g.e.sh.1062- 1064.) Vasiyetnamenin tenfizi davası, "vasiyeti yerine getirme görevlisi" varsa ona, yoksa "yasal" veya "atanmış" mirasçılara karşı açılır. Vasiyetnamenin tenfizi davası hasımsız olarak açılamaz. Vasiyetnamenin tenfizi davası "pasif husumet ehliyeti" olmayana karşı da açılamaz. Vasiyetnamenin tenfizi davasına koşulları varsa müdahil olunabilir. (a.g.e.sh.1070- 1071) Ancak, müdahale talebi için taraf sıfatına uyulması gerekir. Ayrıca, müdahale talebinde bulunan için hüküm ittihaz olunamaz. (Prof.Dr.Baki Kuru H.M.U.K. 2100. İstanbul sh.3472- 3479 c.4) (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2012/10030 Esas - 2012/14072 Karar) Dava, belirli mal bırakmaya ilişkin vasiyetnamenin yerine getirilmesi isteğine (4721 s. TMK m. 600) ilişkin olup, değer esasına göre nispi harca tabidir. Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esas alınır....