TMK. 571/son maddesine göre; "Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir". Vasiyetnamenin tenfizi davalarında da tenkis def'i her zaman ileri sürülebilir. Ancak TMK'nun 571/son maddesinde tenkis iddiasının def'i yoluyla her zaman ileri sürülebileceği hükmü, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda düzenlenen savunmanın genişletilmesi yasağını ortadan kaldırıcı nitelikte değildir. Davalının cevap süresi içerisinde bildirmediği, ön inceleme aşamasında davalı tarafça ileri sürülen tenkis def'i'ne karşı, davacı tarafın açık muvafakatinin bulunmadığı hususu gözden kaçırılarak, savunmanın genişletilmesi kapsamında kalan davalı tarafın tenkis def'inin mahkemece dikkate alınarak sonucu dairesinde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2-) Bozma nedenine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....
Noterliği 22.12.2015 tarih ve 12331 yevmiye numaralı vasiyetnameyi düzenlediğini, vasiyetnamenin şekil şartlarını taşımadığını, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte mirasbırakanın fiil ehliyetinin bulunmadığını, vasiyetnamenin davalıların zorlaması ile düzenlendiğini ileri sürerek vasiyetnamenin iptalini olmadığı takdirde tenkis talep etmiştir. II. CEVAP Davalılar vekili cevap dilekçesinde; dava konusu vasiyetnamenin şekil şartını haiz olduğunu, mirasbırakanın vasiyetnameyi özgür ve ehil irade ile düzenlediğini, davacıların saklı payının zedelenmediğini belirterek davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamında mirasbırakan Kazım Şahin'in okur yazar olmamasına rağmen dava konusu vasiyetnamenin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 535 inci maddesine göre düzenlenmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : BAĞIŞLAMANIN İPTALİ, TENKİS Taraflar arasında görülen bağışlamanın iptali, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, vasiyetnamenin iptali ile tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis istemine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan annesi ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; muris eşinin tanzim ettiği vasiyetnamenin geçersiz olduğunu, murisin mirasa ilişkin saklı paylarını dikkate almadığı, vasiyetnameden çıkarılması için hiçbir yasal neden olmamasına rağmen vasiyetnamede mirasçı olarak gösterilmediğini belirterek, vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir. Davalı, vasiyetnamenin iptali için yasal neden olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; yazılı bir delil ibraz edilemediği ve vasiyetnamenin iptalini gerektiren herhangi bir sebep ileri sürülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Asıl davada; mirasbırakanın düzenlediği 31.10.1996 tarihli vasiyetname ile tüm malvarlığını davalıya bıraktığı, böylece tasarruf nisabının aşıldığı ileri sürülerek; saklı paya tecavüz nedeniyle tenkise karar verilmesi, birleşen davada ise mirasbırakana ait 31.10.1996 tarihli vasiyetnamenin genel anlamda imkansızlıklar içermesi yanında, özel olarak 5 ve 6. maddelerde belirtilen vasiyetçi istemlerinin TMK’ nun 557/3 maddesi anlamında hukuken imkansız olması nedeniyle vasiyetnamenin iptali talep ve dava edilmiş, mahkemece; vasiyetnamenin iptali isteminin reddine, tenkis isteminin ise kabulüne hükmedilmiş, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 25.09.2012 günlü ve 2012/15896 E – 2012/19821 K.sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
Öte yandan, davada kamilen (tam) ıslah yoluna gidilmemiş, bu anlamda herhangi bir işlem yapılmamış olduğu gibi harcı yatırılarak açılmış ayrı bir tenkis davası da bulunmamaktadır. Bu durumda yöntemine uygun yapılmış kamilen ıslahtan da söz edilemez. O halde ilk derece mahkemesince tenkis isteğinin değerlendirilmemesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Vasiyetnamenin iptali davasında ise murisin hukuki işlem ehliyetinin bulunmadığı ileri sürülmüş ise de Adli Tıp Kurumunun 29.07.2020 tarihli 3994 karar sayılı kararına göre murisin işlem tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca noterde bulunan vasiyetname suretinde vasiyetname tanıklarının da imzasının bulunduğu görülmüştür. Açıklanan nedenlerle davacının vasiyetnamenin iptali gerektiği iddiası ile açılan davanın reddine ilişkin karar da yerinde bulunmuş bu sebeple davacının istinaf itirazlarının reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Noterliği 14.06.2011 tarih ve 08284 yevmiye numaralı vasiyetnameyi düzenlediğini, mirasbırakan okur yazar olmadığı halde bahsi geçen vasiyetnamenin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 535 inci maddesine göre şekle aykırı olarak düzenlendiğini, mirasbırakanın vasiyetnamenin düzenlediği tarihte ehliyetsiz olduğunu ve iradesinin sakatlandığını ileri sürerek vasiyetnamenin iptalini olmadığı takdirde tenkisini talep etmiştir. II. CEVAP Davalılar-karşı davacılar vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava konusu vasiyetnamenin şekle uygun olarak düzenlendiğini, mirasbırakanın okur yazar olduğunu ve vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte de fiil ehliyetinin yerinde olduğunu, mirasbırakanın vasiyetnamede bilinçli olarak miras paylaşımı yaptığını, davalıların mirasbırakana ilgi ve sadakatinden dolayı davalılar lehine daha fazla tasarruf olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddini, karşı davada ise de dava konusu İstanbul .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : VASİYETNAMENİN İPTALİ - TENKİS Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali, olmazsa tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın tashihi talebinin reddine dair verilen ek karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR Dava, vasiyetnamenin iptali, olmazsa tenkis istemi üzerine verilen karardaki maddi hatanın tashihi isteğine ilişkindir. Davacı, ehliyetsizlik ve şekil eksikliği nedenlerine dayalı vasiyetnamenin iptali olmazsa tenkis davası sonunda vasiyetnamenin iptali isteminin reddine dair kararın Yargıtay 3....
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali ile terdiden tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I.DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin babası muris ... tarafından düzenlenen vasiyetnamenin murisin fiil ehliyeti bulunmadığı ve iradesinin fesada uğratıldığı gerekçeleriyle iptali ile terdiden tenkis talebinde bulunmuştur. II. CEVAP Davalı vekili duruşmada; davanın reddini savunmuştur. III....
Davalının bu beyanının tenkis defi niteliğinde olduğu açıktır. Buna göre mahkemece, davalı ...'nin beyanlarının vasiyetnamenin tenkisi istemini de içerdiği değerlendirilerek, tarafların tüm delilleri toplanmak suretiyle, tenkis talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir inceleme yapılmaksızın, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....