nın 15.09.2011 tarihinde vefat ettiğini ve 29.04.1988 tarihli vasiyetnamesini bıraktığını, mirasçılık belgesine göre murisin tüm malvarlığının Hazineye aidiyetine karar verildiğini, vasiyetnamenin düzenlendiği sırada müteveffanın 73 yaşında olup vasiyetname ekinde sağlık raporu olmadan vasiyetnamenin düzenlendiğini, murisin vasiyetname tarihinde hukuki işlem ehliyetine sahip olması gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini bildirerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C....
yazıp imzaladığı vasiyetname bulunmasına rağmen davalının kışkırtmaları ile sağlıksız bir ruh haline sahip iken notere giderek yasal kabulü imkansız bir vasiyetname imzaladığını, bu vasiyetname ile yetinilmeyip de bir karşılık almadan muvazaalı bir şekilde şirketteki %51lik hissesini de bir karşılık almadan davalıya devrettiğini, davalının ekonomik olarak bu şerketteki hisselirin devretmesi için hiçbir sebebi olmadığını, bu vasiyetname ve devir işlemi öncesinde birçok taşınamzın bedelsiz olarak bir takım yakınlara aktarıldığını, tapuda bedel gösterilmesine rağmen murisin mal varlığında bir artış görülmediğini, banka hesaplarının da vekalet ile kendisinden alınıp boşaltıldığını belirterek murisin Balkanlar Ağaç Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'ndeki 01/10/2013 tarihinde oğlu olan davalıya muvazaalı bir biçimde müvekkilinden mal kaçırmak maksadı ile devir etitği %51'lik hissesinin iptaline, iptal edilen hisseden müvekkilinin miras payına isabet eden 2805 hissenin müvekkil adına kayıt ve...
Vasiyetname ile ilgili olan çekişmeler ait olduğu mahkemede ayrıca dava konusu olacağından vasiyetnamenin açılmasına engel oluşturmaz. Vasiyetnamenin itiraza uğramadığının tespitine vasiyetnamenin açılması davasına bakan mahkeme değil vasiyetnamenin tenfizine bakan mahkeme tarafından karar verilir. Somut olayda; mahkemece kurulan hüküm fıkrasında 17.04.1995 tarihli el yazısı ile tanzim edilmiş vasiyetname ile ilgili olarak Wiesbaden Noterliğindeki tasdik tarihi yazılması gerekirken, vasiyetnamenin noterlikte yapıldığı zannı yaratacak şekilde hüküm kurulması ve tasdik tarihinin yanlış yazılması doğru görülmemiş ve bu husus kararın bozulmasını gerektirmiş ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Hukuk Dairesi tarafından bozulması üzerine, yerel mahkemece verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası, 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununa eklenen geçici 4. maddenin ikinci fıkrası uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, 20.06.1965 tarihinde paris'te vefat eden miras bırakan ... tarafından 16.07.1954 tarihli el yazılı vasiyetname düzenlendiğini, ... Noterliği'nde olan söz konusu vasiyetname gereğince terekedeki gayrimenkullerin farklı oranlarda davalılara bırakıldığını, miras bırakanın ölümünden sonra davalılar vekilinin başvurusu üzerine Üsküdar 3....
Kabule göre de; mahkemece, iptal konusu vasiyetnamenin, birlikte vasiyetname niteliğinde olduğu belirtilerek yasada öngörülen şartlara uygun olmadığından, geçerli sayılamayacağı kararı verilmişse de, mirasbırakan ve sağ eşinin, iki şahit huzurunda, noterde düzenleme şeklinde hazırlanan tek bir vasiyetname ile mirasçılıktan çıkarma işlemi yapmış olmalarında da usule aykırılık yoktur. Zira, mirasbırakan ve eşi tarafından imzalanan vasiyetnamede, birbirine bağlı veya iç içe geçmiş tasarruflar bulunmayıp eşlerin, birlikte, tek bir vasiyetname ile yalnızca çıkarmaya ilişkin iradelerini açıklama durumları söz konusu olduğundan, davaya konu vasiyetnamenin ortak vasiyetname gibi değerlendirilmek suretiyle geçersiz kabul edilmesi isabetli olmamıştır....
Vasiyetname yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmak gerekir. Ehliyetsiz kişilerin yaptığı vasiyetnameler kendiliğinden batıl olmaz. Somut olayda muris 09/02/ 1937 doğumlu olup, vasiyet tarihindeki ( 14/08/2009 ) yaşı da dikkate alınıp, vasiyetname düzenlendiği tarihte akıl ve ruh sağlığının yerinde olmadığı ileri sürüldüğüne göre, vasiyetname tarihinde murisin tasarruf ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda delillerin toplanarak, ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, tıbbi belge, film grafilerinin getirtilerek Adli Tıp Kurumundan rapor alınıp, davacı tarafın iddiaları değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar; murisin gençlik yıllarından beri psikolojik problemler yaşamakta olup akli dengesinin yerinde olmadığını, yaşlılığın da etkisiyle de kendisinin yanına gelen tanıdığı tanımadığı herkese vasiyetname yoluyla mallarını bırakma vaadinde bulunduğunu, kanunun miras hükümlerine göre vasiyetname tanzim eden şahsın yeni vasiyetname ile önceki vasiyetnamesinden her zaman dönebildiğini, Silifke 1. Noterliğinin 07/08/2007 tarih ve 7649 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki vasiyetname ile aynı mahiyetteki Körfez 2....
ın 06.06.2009 tarihinde öldüğünü, tarafların müşterek çocukları olmadığını, müvekkili ile birlikte murisin kardeşleri olan davalıların da mirasçı olduklarını, müvekkilinin, eşinin ölümünden önce bir vasiyetname düzenlemiş olduğunu, ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/631 Esas sayılı dosyasında gelen davetiye üzerine öğrendiğini, vasiyetnamenin muris tarafından müvekkili ile evlenmeden önce 17.07.1990 tarihinde el yazısı ile düzenlendiğini ve notere tevdii edildiğini, vasiyetname ile murisin tapuda kendi adına kayıtlı olan, ...-... ve ...-...'...
Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesi gerekmez. Ancak, resmi vasiyetname düzenlenmesinde hazır bulunan tanıklar mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını beyan ederler. Çoğunluğun bozma kararının gerekçesi, bu beyanın tanıkların önünde yapılmadığı hususudur.Oysa, vasiyetnamenin 2.sayfa, 4.bendinde açıkça; “Tanzim edilen iş, bu vasiyetnamenin ... 5.Noteri ... tarafından vasiyetçi ... 'na yanımızda olduğunu, mealinin açıkça izah edilip anlatıldığının” ifade olunduğu görülmektedir....
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacının açmış olduğu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, murisin vasiyetname yapmaya ehil olduğu hususunda noter tarafından gerekli sağlık raporunun aldırıldığını, kişinin yaşının 74 olmasının vasiyetname yapmaya engel olamayacağını, murisin vasiyetname yapılması için zorlanmadığını, murisin öldüğü zaman terekesinde iki tane tarla, vasiyetnameye konu ev, 1 adet motorsiklet ve ev eşyaları bulunduğunu, murisin vefatından sonra cenaze masrafları ve dini törenler (mevlit-hatim) için masrafların müvekkili tarafından yapıldığını savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; tanık beyanları ile murisin akıl sağlığının yerinde olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, iptal isteminin reddi ile vasiyetnamenin tenkisine; 13.300,00 TL tenkis alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava; vasiyetnamenin iptali ve tenkis istemlerine ilişkindir....