WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vasiyetname ile ilgili olan çekişmeler ait olduğu mahkemede ayrıca dava konusu olacağından vasiyetnamenin açılmasına engel oluşturmaz. Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Mirasa İlişkin Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 36. maddesinde miras bırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamesinin, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın, yerleşim yeri sulh hakimine tesliminden itibaren bir ay içinde açılması ve ilgililere okunması gerekir. Ancak, vasiyetçinin öldüğüne dair kesin delil olmadan vasiyetname verilmişse, bu delilin sağlanmasına kadar vasiyetnamenin açılması geri bırakılır. Vasiyetnamenin açılma gününü sulh hâkimi tespit eder. Adresi bilinen mirasçılar, mahkemece uygun görülecek usul ile vasiyetnamenin açılacağı gün ve saat belirtilerek davet olunur. Sulh hâkimi, davet edilen günde gelen mirasçılar huzurunda vasiyetnameyi açar. Davete rağmen hiçbir mirasçı gelmemiş olsa dahi vasiyetname açılır....

    ile mirasta hak sahibi olmaktan beri kılındığını, dava konusu miras olayında miras bırakanın iki ayrı vasiyetname tanzim ettiğini, önceki tarihli vasiyetname ile davalılardan T1'un diğer davalı Şükriye Haliloğlu ile birlikte mirasçı atandığını, ancak sonraki tarihli vasiyetname ile önceki vasiyetten dönüldüğünü ve miras bırakan önce mirasçı atadığı kardeşini mirasçılıktan çıkardığını, ayrıca yedek mirasçı atamaların yanında son vasiyetname ile miras bırakan T3 de vasiyeti yerine getirme görevlisi olarak atadığını, miras bırakanın terekesinde vasiyetname ile bu yönde tasarrufta bulunmasının ancak tasarruf ehliyeti varsa hukuken geçerli ve etkin bir hukuki işlem niteliğinde kabul edilebileceğini, mevcut iki vasiyetnamenin bulunmasının, sonrakinin iptali halinde öncekinin vücut bulması anlamına gelebileceğini, bir başka ifade ile sonraki vasiyetle yapılan önceki vasiyetnameden, tamamen, açık veya örtülü dönme iradesinin hukuki kıymetini yitireceğini, her iki vasiyetnamenin de iptali halinde...

    "İçtihat Metni"Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vasiyetname açılması ve mirasçılık belgesi verilmesi .. ile .. ve müşterekleri aralarındaki vasiyetname açılması ve mirasçılık belgesi verilmesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 11.10.2012 gün ve 1409/1198 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, mütevaffa ..'ın Noterliği'nce düzenlenen 07.05.1971 tarih ve 8685 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile tüm mal varlığını davacı ..'ne bıraktığını açıklayarak, bahsi geçen vasiyetnamenin açılıp okunarak, vasiyetname hükümlerine göre vekil edeni adına mirasçılık belgesi verilmesini istemiştir. Mütevaffa ..'...

      Ancak murisin 04/08/2010 tarihli vasiyetnameden rücu belgesini kabul etmiyorum, dava açma hakkımı saklı tutuyorum." şeklinde beyanda bulunduğunu, bu şekilde vasiyetnameye itiraz ettiğini, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevinin yalnızca vasiyetnameyi açıp, okumak ve ilgililere tebliğ etmek olduğunu, eda hükmü içeren karar veremeyeceğini, müvekkillerinin vasiyetname iptal edilmedikçe her zaman dava tehdidi altında olduklarını, vasiyetnamenin geçerliliğinin koruyup infaz edilebileceğini, bu sebeple gerekçeli kararda dile getiren hukuki yarar yokluğundan söz edilemeyeceğini, her ne kadar murisin son iradesi 04/08/2010 tarihli vasiyetname ile ortaya konulmuş ise de, tapuda gerekli işlemleri yapmak için gittiklerinde Tapu Müdürlüğünün iki vasiyetname olduğu gerekçesiyle işlem yapmadığını, 2010 tarihli vasiyetnamenin vasiyetten rücu olarak değerlendirilmesini yapacak olanın Tapu Müdürlüğü olmayıp mahkeme olduğunu, bu sebeple Mahkemenin kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne...

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının başka bir vasiyetname düzenleyerek rücu ettiği vasiyetnamelerin imhasını talep ettiği, resmî vasiyetnameyi düzenleyen memurun vasiyetnamenin aslını saklamakla yükümlü olduğu, vasiyetçinin yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her zaman dönebileceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....

        in 17.07.2020 tarihinde vefatından sonra vasiyetname ihdas ettiğinin ortaya çıktığını, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/532 Esas sayılı dosyasından vasiyetnamenin okunduğunu, murisin ... 1. Noterliğinin 03.11.2014 tarihli 14529 yevmiye numaralı vasiyeti ile İzmir'de kain taşınmaz konusunda vasiyet bıraktıktan sonra vasiyetinden rücu ederek bu defa ... 1....

          Mahkemece; "Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davacıların muris Fuat ÖZKAN 'in Maçka Noterliğinin 17.12.2010 gün 00296 yevmiye nolu vasiyetnamesinin iptali sebebi olarak, murisin okur yazar olmasına rağmen vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında okuma yazma bilmeyenlere uygulanan usule göre vasiyetnamenin düzenlenmiş olması nediyle şekle aykırılık, murisin bu şekilde vasiyetname düzenlemiş olmasının sebebinin vasiyetname düzenlenirken ayırt etme gücünden geçici yoksun olması ve vasiyetnamenin baskı ile alınması gerekçelerine dayandıkları anlaşılmıştır. Şekil noksanlığı bakımından yapılan inceleme: Her ne kadar davacı murisin okur yazar olduğunu belirterek vasiyetnamenin okur yazar olmayanlara göre düzenlenmiş olmasını şekle aykırılık olarak iddia etmiş ise de; murisin okur yazar olmasına rağmen okur yazar değilmiş gibi vasiyetname düzenlemesi de TMK 535. Maddesine uygun olarak vasiyetname yapıldığı takdirde geçerlidir....

          dan intikal eden taşınmazlar yönünden olması halinde adı geçen mirasbırakanın 28.07.1975 tarihli vasiyetname ile davalıların mirasbırakanı olan erkek çocuklarını mirasçı olarak atamak suretiyle, davacı olan kızlarının yasal mirasçılık sıfatlarını ortadan kaldırdığı anlaşılmakla davanın reddedilmesi,” ibaresine yer verilmiş ise de mirasbırakanın vasiyetname düzenlemesi ile yasal mirasçıların mirasçılık sıfatlarının sona ermeyeceği açıktır. Ancak mirasbırakanın 28.07.1975 tarihinde düzenlediği vasiyetname açılıp okunmuş, mirasçılar tarafından 1 yıllık süre içerisinde vasiyetnamenin iptali dava edilmemekle vasiyetname artık kesinleşmiş ve davalılar lehine vasiyetnameyi tenfiz ettirerek adlarına tescil imkanı doğmuştur. Bu durumda artık mirasbırakan ...’dan gelen taşınmazlardan davacıların hak isteyemeyecekleri açıktır. Karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenler HUMK'nun 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymamaktadır....

            a vasiyet ettiğini, anılan vasiyetnameden 28.12.2012 tarihinde okunması ile haberdar olduğunu, vasiyetname düzenlendiği tarihte mirasbırakanın ehliyetsiz olduğu gibi davalı tarafın baskısı altında iradesinin de sakatlandığını ileri sürerek, vasiyetnamenin iptalini, mümkün olmaması halinde saklı payı oranında tenkisini istemiş, 18.11.2018 tarihihli ıslah dilekçesi ile saklı pay alacağını 57.389,28 TL'ye yükseltmiştir. Davalı, mirasbırakanın vasiyetname tarihinde ehliyetli olduğunu, iradesinin sakatlanmadığını, mirasbırakanın başka taşınmazları da bulunduğunu, saklı payın ihlal edilmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mirasbırakanın vasiyetname tanzim tarihinde ehliyetli olduğunun ... ... 4....

              in tüm mal varlığını davalıya vasiyetname ile bağışladığını, vasiyetname ile kendisine de her ay bir bedel ödenmesini vesiyet ettiğini, açılan terekenin tespiti davasının henüz sonuçlanmadığı, vasiyetnamede belirtildiği üzere saklı payını almak istediğini ileri sürerek, saklı payın tamamının ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

                UYAP Entegrasyonu