Dava konusu taşınmazların tarafların murisi Saire AKSEL'e ait hisselerin bulunduğu, murisin sağlığında vasiyetname ile bu taşınmazlardaki hisselerini davalılara 29/01/2014 tarihli vasiyetname ile vasiyet ettiği, murisin 22/09/2016 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. Muris muvazaası iddiası muris tarafından diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla mal varlığının belli bir bölümünü gerçek iradesi bağış olmasına rağmen mirasçıların saklı paylarını ihlal etmek amacıyla satış veya ölünceye kadar bakma akdi sözleşmelerine karşı ileri sürülen nispi muvazaa türüdür. Dava konusu uyuşmazlıkta ise muvazaa iddiası ileri sürülen işlemin vasiyetname olduğu, murisin iradesinin bağışlama olduğu, dolayısıyla muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği açıktır. Vasiyetnamenin iptali ve tenkis talebi yönünden ise TMK'nun 559....
İstinaf Sebepleri Davacılar vekilleri tarafından ayrı ayrı verilen aynı içerikli istinaf dilekçelerinde özetle; mahkemece yapılan değerlendirmenin eksik ve hatalı olduğunu, murisin 82 yaşında vefat ettiğini ve vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte 77 yaşında olduğunu, murisin uzun yıllar çeşitli rahatsızlıkları nedeniyle tedavi gördüğünü, murisin gerek yaşına bağlı olarak gerekse kullandığı sağlık sorunlarına bağlı ilaçların tesiri ile muhakeme yeteneğinin oldukça azaldığını, bu durumun tanıklarca ifade edildiğini, Adli Tıp Üst Kurulundan veya Adli Tıp Genel Kurulundan yeniden rapor aldırılmamış olmasının eksik ve hatalı inceleme olduğunu, murisin davalı tarafça yanıltıldığını ve vasiyetname düzenlemeye zorlandığını, bu hususların mahkemece değerlendirilmediğini, murisin vasiyetname tarihinde bir danışmana muhtaç olduğunu, yasal danışman olmaksızın yapılmış vasiyetname işlemi sırasında tam bir fiil ehliyetine sahip olduğunun kabul edilemeyeceğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının...
in mirasçıları adına tesciline karar verildiğini, bu karar gereğince terekeye geri dönen taşınmazların mirasçılar adına değil, bu karar ile birlikte tekrar gündeme gelen dava konusu vasiyetname gereğince adlarına tescilinin gerektiğini ileri sürerek; mirasbırakana ait vasiyetnamenin yerine getirilmesi ile vasiyetname konusu taşınmazların adlarına tescilini talep etmişlerdir. Davalı; mirasbırakanın dava konusu vasiyetnamenin tanziminden sonra vasiyete konu aynı taşınmazları bu kez muvazaalı satış işlemleri ile davacılar adına satış sureti ile devrettiğini, vasiyetnameden sonra gerçekleştirilen sağlararası tasarruflar ile vasiyetnamenin geçersiz kılındığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
ile vasiyetname konusu taşınmazların adlarına tescilini talep etmişlerdir....
Noterliğinin 16/06/1979 tarih ve 12579 yevmiye numarası ile davalı lehine düzenlenme şeklinde vasiyetname tanzim ettiğini, öfke ve kızgınlık anında yapılan bu vasiyetname nedeniyle davacının mirastan mahrum kaldığını, manevi ikrah ile yapılan vasiyetnamenin hukuken geçerli olmadığını, murisin iradesinin sakatlandığını belirterek vasiyetnamenin iptaline, olmadığı takdirde terdiden ölüme bağlı tasarrufun davacının mahfuz hissesi oranında tenkisine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; murisin vasiyetnameyi 16/06/1979 tarihinde düzenlediğini, 06/03/2013 tarihinde ise öldüğünü, düzenlenme tarihi ile ölüm tarihi arasında yaklaşık 34 senelik bir süre olduğunu, gerçek iradesini yansıtmadan vasiyetnameyi düzenlemiş olsa idi bu süreçte dönme imkanının bulunduğunu, bu nedenle vasiyetnamenin murisin gerçek iradesine uygun düzenlediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. III....
Yoksa iki vasiyetçinin düzenlediği vasiyetname tek başına ortak vasiyetname sayılamaz. Mahkemece gerekçede her bir vasiyetçinin ayrı bir belge ile vasiyetname düzenlettirmesi gerektiğinden bahisle vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş ise de, bu gerekçe doğru değildir. Burada davaya konu vasiyetname yorumlanarak, vasiyetnamenin birbiri ile içiçe girip girmediği veya biri diğerine bağımlı vasiyetname olup olmadığı araştırılmalı, bu şekilde olduğu kanısına varılırsa o zaman ortak vasiyetnameden ötürü, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı gerekçe ile vasiyetnamenin yorumu yapılmadan, vasiyetnamede iki vasiyetçi olduğundan ortak vasiyetname sayılarak davaya konu vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş olması da hatalı bulunmuştur. Açıklanan bu nedenlerle davalılar vekili istinaf başvurusunun HMK 353- 1- a-4- 6 maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılması gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir....
Davacı mirasçılık belgesinin düzenlenmesi ya da veraset belgesinin iptali için açılan dava sonunda aynı sonuca ulaşabilecek olduğundan vasiyetnamenin tenfizi için hukuki yararının bulunmadığı'' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davacı tarafından açılan bu davada muris Reyhan Dadan'ın 22.11.1999 tarihli vasiyetname ile kızı Dilek'i mirastan ıskat ettiği ve bu vasiyetnameye karşı açılan iptal davasının reddedilerek kesinleştiği, bu durumda T2n mirasçılık sıfatını yitirdiği belirtilerek veraset ilamının iptali ve mirastan ıskatı göz önünde bulunduracak şekilde yeni veraset ilamı düzenlenmesi talep edilmiş, mahkemece önceki veraset ilamı iptal edilmiş, mirasçılıktan çıkarmanın terekenin paylaştırılması sırasında göz önünde bulundurulması hükmünü içeren yeni bir veraset ilamı düzenlenmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2003/403 Esas, 2004/174 Karar sayılı ilamı ile vasiyetnamenin açılmasına karar verildiği, vasiyetin bir kimsenin (gerçek kişi) bizzat yapacağı ölüme bağlı bir tasarruf olup, amacının bütün mamelekini veya muayyen bir malını gerçek veya tüzel bir şahsa mülkiyetinin devrinin yapılması olduğu, TMK'nun 538. maddesinde, "el yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek, başından sonuna kadar murisin el yazısı ile yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur.", 2. maddesinde de "El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hakimine veya yetkili memura bırakılabilir" hükmünü ihtiva ettiği, TMK'nun 538/2. maddesinde yer alan düzenleme emredici bir hüküm olmadığı, diğer bir deyişle, el yazılı vasiyetname tevdi olunmamışsa, bu hususun vasiyetnameyi hükümsüz kılmayacağı, el yazılı vasiyetname resmi merciye bırakılmamış olsa bile, yine geçerli olacağı, TMK'nun 595. maddesi hükmüne göre, bir kişinin ölümü halinde bir vasiyetnamesi ortaya...
Dava, tarafların ortak murisinden davacıya vasiyetname düzenlenmesi yoluyla kalan taşınmazın kira gelirlerinin davacı tarafından alındığı iddiasına alacak talebine ilişkindir. Dosya kapsamından ortak muris Ahmet Yüksel7in 30.07.2007 tarihinde vefat ettiği, muris tarafından Bakırköy 1. noterliğinin 22.04.1997 tarih ve 18076 yevmiye nolu vasiyetnamesine göre taraflara birer adet taşınmaz bırakmış olduğu, vodafone ve Migros tarafından mirasçılara hisselerine göre ödeme yapıldığı, davalıya verilen taşınmazın T3 tarafından imzalandığı ve kira paralarının tahsil edildiği görülmektedir. Dosya içerisinde muvafakatname örneğinin bulunmaması nedeniyle dairemizce yapılan incelemede taraflara ihtarat yapılarak muvfakatanname örneğinin sunulması sağlanmıştır....