SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava, davacı baba tarafından oğlu olan davalının hayatına kast ettiğinden bahisle mirastan ıskat içeren vasiyetname düzenlenmesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 14. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 28/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
altını imzalarlar.” hükmünü içermektedir.Okur-yazar kişiler de hiç bir gerekçe göstermeden okuyamayan veya imzalayamayanlar gibi resmi vasiyetname düzenletme yolunu seçebilirler....
Dava dilekçemizde de belirttiğimiz üzere miras bırakan T1 ve müvekkilim T1’ nın eğitim durumu ve hukuki bilgisi de nazara alındığında vasiyetnamenin düzenlenmesi için hukukumuzca aranan şekil şartlarını bilmediklerinden ötürü atipik bir belge hazırladıkları açık olduğunu, miras bırakan T1 arasında 14.12.2019 tarihinde vasiyetname düzenlenmeye çalışılmış olup tarafların hukuki bilgisinin yetersizliği nedeniyle resmi şekil şartlarına uygun bir vasiyetname yerine atipik bir belge düzenlendiğini, müvekkili ile miras bırakan T1’nın katılımı ve iki şahidin huzurunda gerçekleştiğini, müvekkili ve miras bırakanın eğitim durumu ve hukuki bilgisi de nazara alındığında vasiyetnamenin düzenlenmesi için hukukumuzca aranan şekil şartlarını bilmediklerinden ötürü atipik bir belge hazırladıkları açık olduğunu, dava dosyasında dinlenen tanık beyanlarından da açıkça anlaşıldığı üzere müteveffanın iradesinin vasiyetname ile müvekkile ilgili sözleşmede yazılı taşınmazları bırakmak olduğu konusunda herhangi...
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, vasiyetnamede şekil yönünden eksikliğin bulunmadığı, murisin ehliyetli olduğu, cebir tehdit altında vasiyetname düzenlendiğinin ispatlanamadığı gerekçeleriyle iptal talebinin reddine; saklı paya tecavüz olduğu tespiti ile davalı C.. Ü.. tercihi ile tasarruf edilebilir miktarın davacılar tarafından veraset ilamındaki payları oranında davalıya ödenmesine, vasiyetnameye konu traktör ve taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davacı taraf; murisin vasiyetname düzenlerken fiil ehliyetinin bulunmadığını, vasiyetname tarihinden yaklaşık 1 yıl önce kafasına kavak ağacı devrildiğini, vasiyetname düzenlenirken alınan pratisyen doktor raporunun fiil ehliyetinin bulunduğunu tespit etmeye yeterli olmadığını iddia etmiştir....
Bu minvalde, vasiyetname tanıklarının vasiyetname içeriğine uygun olmayan beyanları esas alınarak hüküm tesisi isabetli olmamıştır. Buna ek olarak, davacı mirasçı, murisin vasiyetname düzenlendiği tarihte ayırt etme gücüne sahip olmadığı itirazında bulunmuştur. 30.09.2010 tarih ve 381 karar numaralı sağlık raporu ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genel Kurulu tarafından, murise ait tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek, oybirliği ile 'vasiyetname tarihi olan 05.09.2002 tarihinde murisin fiil ehliyetine haiz olduğu' sonucuna ulaşıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece ise bilirkişi raporlarının mahkemeyi bağlayıcı olmadığı, murisin evini çöp eve çevirdiği haberleri, öz bakımı kötü halde, yaşı ilerlemiş vaziyette, vasiyetname düzenlemesi hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı gerekçesiyle, objektif verilerden uzak değerlendirme ile rapora aykırı şekilde murisin vasiyetname tarihinde ayırt etme gücüne haiz olmadığı kanaatiyle hüküm tesisi yoluna gidilmiştir....
Gerekçesiyle" davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. 1) Davacı taraf; vasiyetçinin vasiyetname düzenlediği tarihte ağır hasta olduğunu belirterek; sağlıklı işlem yapma gücünün olmadığını, dolayısıyla fiil ehliyetinin bulunmadığını ... sürmektedir. Bu durumda, mahkemece yapılacak ...; vasiyetçinin tüm hastahane bilgilerinin ve vasiyetname düzenlenmesi için alınan sağlık raporunun ve tanık beyanlarının içinde bulunduğu dosyanın, Adli Tıp Kurumu İhtisas dairesine gönderilerek, vasiyetçinin, vasiyetname tanzim tarihinde fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda rapor aldırılmak ve sonucu dairesinde hüküm kurmak olmalıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/02/2021 tarih 2020/57 esas 2021/124 karar sayılı kararına karşı, birleşen dosya davacı vekili tarafınca istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Güllük Mahallesi Sıralık Caddesi Yasemin Sitesi No:103/19 Milas/MUĞLA adresinde oturan müteveffa Sıddıka Ayhan'ın, Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi Onkoloji servisinde tedavi görmekteyken, sık sık yoğun bakıma girdiğinden ve yakın ölüm tehlikesi ile karşı karşıya olduğundan, bu nedenle resmi veya yazılı vasiyetname düzenleyemeyeceğinden sözlü vasiyetname düzenlenmesi adına tanık Hakan Sarıbaş ile tanık Sunay Kahraman'dan sözlü vasiyetname düzenlenmesi hususunda yardımcı olmalarını istediğini, müteveffanın tanıklara 22/10/2017 tarihinde vasiyetini ilettiğini ve tanıkların 25/10/2017 tarihinde müteveffanın sözlü vasiyetname niteliğindeki beyanlarını kayıt...
Hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine; Dairemizin 03.06.2014 tarih ve 2014/1020 E.-2014/8842 K.sayılı ilamı ile özetle; "Dava konusu uyuşmazlığın vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkis talebine ilişkin olduğu, davacıların murislerinin 10.03.1999 tarihinde noter huzurunda resmi bir vasiyetname düzenlenmesi ve bu vasiyetname ile davalılara tüm malvarlığını bıraktığının anlaşılması, noter huzurunda yapılan vasiyetnamelerin resmi belgelerden olup, bu belgenin aksi ya da sahteliği ispat edilmediği gibi, davanın niteliği itibariyle olayda tanık dinlenemeyeceği, düzenlenen vasiyetnamenin şekil şartlarına uygun olduğu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği" belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmektedir....
Maddesine göre, resmi vasiyetname; resmi memur, sulh hakimi, noter veya kanunla kendisine yetki verilmiş diğer bir görevli tarafından iki tanığın katılmasıyla düzenlenir. Uygulamada vasiyetnameler genel olarak noter tarafından düzenlenmektedir. Vasiyetnamenin düzenleme şeklinde yapılması (Noterlik Kanunu md. 89) ve fotoğraflı olması zorunludur. Kanunda noterden söz edilmesi, noterlik makamının hedef alınmasındandır. Noter yetkisine sahip yeminli Başkatibin düzenlediği vasiyetname ile yeminli katibin düzenlediği vasiyetname Yargıtay'ca geçerli kabul edilmektedir. Ancak vasiyetnamenin baştan sona aynı memur tarafından düzenlenmesi ve onun tarafından gerekli yerlerin imzalanması zorunludur. Dava konusu vasiyetname de, vasiyetname içeriğine göre Ödemiş 2. Noteri Ahmet Nuri Tümen tarafından bizzat düzenlenmesine rağmen Noter Başkatibi Halil Canseven tarafından imzalanmıştır. Resmi vasiyetnameyi tanzim eden memurun yaptığı işlemler tevsik işlemidir....
Davalı vekili, murisin vasiyetname yaptığı 30.07.2001 tarihinde medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olduğunu, davacının hile ve irade fesadına dayalı iddiasının da yersiz olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın temyizi üzerine, Dairemizin 24.06.2014 Tarih 2014/3884 Esas 2014/10257 Karar Sayılı ilamı ile : "Davacı taraf; murisin vasiyetname düzenlerken fiil ehliyetinin bulunmadığını, alınan doktor raporunun kesin delil olmadığı, heyet raporu alınması gerektiğini iddia etmiştir. Murisin vasiyetnamesinin düzenlenmesi sırasında hukuki ehliyetinin tespiti uzmanlık gerektirir. Davacının bu husustaki tüm delilleri sorulup, toplandıktan sonra, dosyanın tümü ile Adli Tıp Kurumuna gönderilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; yeterli olmayan sağlık raporuna dayanılarak, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....