Davalılardan, Çankaya Belediye Başkanlığı; murisin Ankara İli Çankaya İlçesi Yücetepe Mahallesi Akdeniz caddesinde bulunan 3 nolu dairesinin müze ve kütüphane olarak Çankaya Belediyesi sorumluluğu altında ziyaretlere açılarak teşhir edilmesini arzu ve vasiyet ettiğini daha sonraki vasiyeti ile de davalı Belediyeye bırakılan hususların Kemah Belediyesi ve Kaymakamlığına bırakıldığını vasiyetname yolu ile yapılan şartlı bağışların kabul yetkisinin Belediye Meclisinde olduğunu ve Belediye Meclisinin de, 05/12/2014 tarihi 848 sayılı kararı ile vasiyetnameyi kabul etmediğini Çankaya Belediyesi aleyhine açılan davanın reddini talep etmiştir. Kemah Belediye Başkanlığı; murise ait 4 vasiyetname bulunduğunu vasiyetnamede belirtilen hususların terekeye dahil edilmesini talep etmiştir....
düzenlenmesi iradesinde olduğunu göstermeyeceği anlaşılmakla vasiyetname düzenlenmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
SHM 2012/1487 Esasındaki vasiyetname açılması davasında müvekkillerine yapına tebligatlar ile müvekkillerinin babası T8 noterden 06/12/2005 tarihinde 33756 yevmiye ile düzenleme şeklinde vasiyetname düzenlettiğini, vasiyetname ile kazanımda bulunanların T6 ile T4 İşletme ve İştirakler Daire Başkanlığına bağlı Huzurevi Şube Müdürlüğünü temsilen T4 olduğunu, murisin düzenlettiği vasiyetnamede tanıklık yapan kişilerin T6'ın kayın hısmı veya kardeşi olduğunu düşündüklerini, noter imzasının ilgili notere ait olmadığını düşündüklerini, öncelikle bu yönlerden vasiyetnamenin iptali gerektiğini, miras bırakanın akli melekelerinin normal ve hukuki işlem yapmaya ehil olduğuna dair Kayseri Devlet Hastanesinden verilen 05/12/2005 gün 21287 nolu raporun gerekli tetkikler yapılmadan verilen bir rapor olduğunu, murisin işlem tarihi itibari ile ehliyetli olup olmadığının saptanması gerektiğini, medeni kanunda sınırlı olarak sayılan vasiyetname iptali sebeplerinden birinin tasarrufun yanılma, aldatma, korkutma...
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/894 Esas sayılı dosyası ile açılıp okunmasına karar verildiği, vasiyetnamenin düzenlendiği tarih itibarı ile miras bırakanın vasiyetname düzenleme ehliyetine haiz olduğunun Adli Tıp Kurumunun raporu ile tespit edildiği, şekil şartlarına uygun düzenlendiği, tenkis yönünden ise davacıların saklı paylarının ihlal edilmediği, vasiyetname konusunun tasarruf nisabı içerisinde kaldığı anlaşıldığından, yerel mahkemece davacıların vasiyetnamenin iptali veya tenkis istemlerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, kamu düzenine aykırılık halleri bulunmadığından davacı vekilinin istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonucunda istinaf taleplerinin esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : 1- Edirne 1....
Davaya konu vasiyetname, miras bırakan okuryazar olmadığından noter tarafından okuyamayan ve yazamayanlara özgü resmî vasiyetname şeklinde düzenlenmiş olup, mahkemece manevi korkutma nedeniyle vasiyetnamenin iptaline karar verilmiştir. 29. Eldeki davada, miras bırakanın hasta olduğu, vasiyetname düzenlemeye yanaşmadığı takdirde kendisine bakılmayacağı ve doktora götürülmeyeceği yönünde korkutularak davalı lehine vasiyetname düzenlemeye zorlandığı ileri sürülmüş ise de; davacı tarafça dinletilen tanık beyanları miras bırakanın hastalığından önceki dönemdeki yaşantısı ile vasiyetnamenin düzenlenmesinden sonraki dönemdeki hastalık sürecine ilişkin olup, vasiyetnamenin düzenlendiği sırada miras bırakanın korkutma altında olduğu hususu ispatlanamamıştır. 30....
Mahkemece vasiyetname başlıklı belgenin TMK anlamında vasiyetname olmadığının tespiti cihetine gidilmiş, hüküm davacı-ihbar eden tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, Türk Medeni Kanunun 596.maddesi uyarınca vasiyetnamenin açılıp okunmasına ilişkindir.Mahkemece, miras bırakan ...'ın 27/04/2009 tarihinde daktilo ile yazılmış metin altına şahitler ve köy muhtarı ile azaların huzurunda tanzim etmiş olduğu evrakın TMK 532/2, 538/1 ve 539/1.maddelerinde belirtilen şartları taşımadığı, TMK anlamında vasiyetname olmadığı gerekçe gösterilmek suretiyle; 27/04/2009 tarihli "Vasiyetnamedir." başlıklı belgenin TMK anlamında vasiyetname olmadığının tespitine karar verilmiştir.Somut olayda daktilo ile yazılmış 27/04/2009 tarihli belge el yazılı vasiyetname niteliğinde değildir....
İhtisas Kurulu’nun raporuna göre mirasbırakanın 12.06.2009 vasiyetname tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun belirlendiği, vasiyetname konusu edilen ... ada ... parsel, ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada .... parsel sayılı taşınmazların tamamının kadastro yolu ile mirasbırakan adına kayıtlı olduğu, bir başka ifadeyle mirasbırakanın müstakilen maliki olduğu taşınmazları vasiyetnameye konu ettiği, vasiyetname haricindeki ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ... parsel sayılı taşınmazlarda ise mirasbırakanın yalnızca paydaş olduğu, davalı ...’e ilk vasiyetname ile ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki zemin üzeri birinci kat bırakılmış olmakla birlikte 12.06.2009 tarihli ikinci vasiyetname ile bu taşınmazın tamamen davalı ...’a bırakıldığı ve bu vasiyetname ile yapılan tasarruf bakmından tenkis incelemesi yapıldığı, bilirkişiden rapor alınıp davacıların saklı paylarının ihlal edildiği saptanarak her iki davacı için...
Davalı vekili cevabında; müvekkilinin ölen ...’nın kocasının kardeşinin torunu olduğunu, sözlü vasiyetname ile ölümünden sonra mallarını müvekkiline bıraktığını, murisin son arzularını hastanede oda arkadaşları ....’ye aktardığını, murisin ölümünden bir hafta sonra vasiyetname ile ilgili işlemlerin başlatıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; muris tarafından hastanede yattığı sırada tanıkların belirttiği şekilde yazıya dökülen son arzularının vasiyetname niteliğinde olup, TMK.nun 539 ve devamı maddelerine uygun olduğu kanaatine varıldığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmektedir. Dava; TMK.nun 539 ve devamı maddelerinde düzenlenen “sözlü vasiyetname”nin iptaline ilişkindir. .... TMK. 539.madde “Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmi ve el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurulabilir....
MK.nun 539.maddesinde; mirasbırakan yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmi veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir. Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler. Resmi vasiyetname düzenlemesinde okur-yazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir. Yine aynı kanunun 540.maddesinde de mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır. Yazılan belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verirler ve mirasbırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hakime beyan ederler....
TMK.nun 542.maddesinde; mirasbırakan, vasiyetname için kanunda öngörülen şekillerden birine uymak suretiyle, yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her zaman dönebilir. 543.maddesinde ise, mirasbırakan yok etmek suretiyle de vasiyetnameden dönebilir. Aynı kanunun 544/1.maddesinde, mirasbırakan, önceki vasiyetnamesini ortadan kaldırmaksızın yeni bir vasiyetname yaparsa kuşkuya yer bırakmayacak surette önceki vasiyetnameyi tamamlamadıkça sonraki vasiyetname onun yerini alır. 2.fıkrada, "belirli mal bırakma vasiyetinde vasiyetnamede aksi belirtilmedikçe mirasbırakanın sonradan o mal üzerinde bu vasiyetle bağdaşmayan başka bir tasarrufta bulunmasıyla ortadan kalkar” hükümleri yer almaktadır. Miras bırakan, vasiyette bulunduktan sonra, vasiyetname ile bağdaşmayacak şekilde ölüme bağlı olmayan bir tasarrufla vasiyete konu olan şey üzerinde tasarrufta bulunursa bu davranışı ilk vasiyetten rücu anlamı taşır. Bu hüküm sadece muayyen mal vasiyetleri için geçerlidir....