Mahkemece, dava konusu vasiyetnamenin şekil şartlarına uygun olduğu, vasiyetnameyi düzenleyen kişinin akıl sağlığı ve ehliyeti noktasında bir iddianın bulunmadığı, ayrıca murisin vasiyetname içeriğinde davacıların TMK'nun 512....
Bir an için aksinin “olanaklı” olduğunu düşünülse bile davacı eşin iddia ettiği gibi miras bırakanın aileden kuşaktan kuşağa aktarılan “baba yadigarı” eşyalarını davacı eşine gerçekten bağışlamış/vermiş olsa idi “vasiyetname taslağı” hazırlamasına ne gerek kalırdı. Bu sebeple vasiyetname taslağı davacının iddialarına dayanak oluşturmaz. Aksine miras bırakanın aileden kuşaktan kuşağa aktarılan “baba yadigarı” eşyalarını kan bağı olmayan davacıya vermekteki kararsızlığını, bu konuda sağlar arası bir işlem yapmadığını –yapsa idi başka işleme gerek kalmazdı- ama bunu bir ölüme bağlı bir tasarrufla yapmayı düşündüğünü, daha sonra bu düşüncesinden de vazgeçtiği –geçerli vasiyet yerine taslak hazırlama anlamında- için resmi ya da el yazısı vasiyetname yapmadığını gösterir....
Davalı; mirasbırakanın 29/07/2004 tarihli el yazılı vasiyetname düzenlediğini, bu vasiyetnamenin Almanya Konstanz Tereke Mahkemesinin I GR N 89/2005 sayılı kararı ile geçerli kabul edilerek okunduğunu, ...’de tanınması ve tenfizi için dava açıldığını, hukuka aykırı bir yönü bulunmayıp, mirasbırakanın iradesinin fesada uğratılmadığını, davacı lehine düzenlenen vasiyetnamenin geçersiz hale geldiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir. İlk derece mahkemesince; davacının açtığı vasiyetin iptali davasının, iptal sebeplerinin sübuta ermemesi sebebiyle reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
TMK.nun 542.maddesinde; mirasbırakan, vasiyetname için kanunda öngörülen şekillerden birine uymak suretiyle, yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her zaman dönebilir. 543.maddesinde ise, mirasbırakan yok etmek suretiyle de vasiyetnameden dönebilir. Aynı kanunun 544/1.maddesinde, mirasbırakan, önceki vasiyetnamesini ortadan kaldırmaksızın yeni bir vasiyetname yaparsa kuşkuya yer bırakmayacak surette önceki vasiyetnameyi tamamlamadıkça sonraki vasiyetname onun yerini alır. 2.fıkrada, "belirli mal bırakma vasiyetinde vasiyetnamede aksi belirtilmedikçe mirasbırakanın sonradan o mal üzerinde bu vasiyetle bağdaşmayan başka bir tasarrufta bulunmasıyla ortadan kalkar” hükümleri yer almaktadır. Miras bırakan, vasiyette bulunduktan sonra, vasiyetname ile bağdaşmayacak şekilde ölüme bağlı olmayan bir tasarrufla vasiyete konu olan şey üzerinde tasarrufta bulunursa bu davranışı ilk vasiyetten rücu anlamı taşır. Bu hüküm sadece muayyen mal vasiyetleri için geçerlidir....
CEVAP Davalılardan TSK Mehmetçik Vakfı vekili cevap dilekçesinde; mirasçılık belgesinin sunulması ve davacı-asli müdahillerin taraf sıfatlarının belirlenmesini, el yazılı vasiyetname düzenlenirken doktor raporu alınmasının şart olmadığını, Yüksek Sağlık Şurasının tavsiye kararı ile 65 yaşı üstü kişilerden işlem anında işlem yapma ehliyetinde ciddi şüphe duyulması, bu yönde iddia - şikayet olması hâlinde sağlık raporu istenmesi gerektiğinin belirtildiğini bildirerek davanın reddini talep etmiştir. III....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taleplerinin muhdesat tespiti olmadığını, muris tarafından bırakılan miras muhdesat olarak değerlendirilemeyeceğini, kaldi ki murisin bir vasiyetname ile bıraktığı varlığın sadece mal varlığı olarak değerlendirilerek işten el çekmesinin hukuka aykırı olduğunu, vasiyetname hukuki bir belge olup niteliği itibari ile hukuken yerine getirilmesi, sonuca ulaştırılması zorunlu belge olduğunu, mahkemece vasiyetname ile murisin niyet ve amacı tespit edilerek yerine getirilmesinin vasiyetname kurumu sebebi ile hukuken zorunluluk olduğunu, muhdesat tespitinde davacı açısından tescili gerçekleştiricek hukuki dayanak olmadığını, tescili sağlayacak hukuki dayanak olmaması sebebi ile muhdesat tespiti davası açıldığını, oysa ki olayımız muhtesat tespiti olarak bakılamayacağı gibi taraflar mülkiyet hakkı sahibi olup mülkiyet hakkına da vasiyetname yoluyla sahip olduklarını, vasiyetname ile murisin miraçılara eşit değer ve miktarlarda gayrımenkul bırakmadığını,...
Yerel mahkemece, taraflarca tanık olarak gösterilmeyen, vasiyetname tanıkları A.. Ö.. ve H.. E..'in re'sen dinlenilmesi ve beyanlarının hükme esas alınması, açıklanan usul kuralının ihlali niteliğindedir. Kaldı ki, vasiyetname tanıklarının, vasiyetname içeriğine uygun düşmeyen; vasiyetnamenin noter tarafından daha önceden hazırlandığı ve murise imzalatıldığı yönündeki beyanları, başkaca bunu kanıtlayan bir delil de getirilmediğinden, hükme esas alınamaz(Yargıtay 2. HD. nin 14.09.2000 günlü ve 2000/8300 E.- 2000/10203 K., 17.03.2003 günlü ve 2003/2713 E.- 2003/3610 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir)....
Aynı işlemle yapılan birbirleriyle içiçe geçmiş ve biri diğerine bağımlı vasiyetnameler ortak vasiyetname sayılır.” Somut olayda ise birden fazla şahsın malvarlığı üzerinde birlikte tasarruf, ayni işlemle birbiriyle içiçe geçmiş ortak vasiyetname bulunmamaktadır. Davalı ... kendisine ait gayrimenkulü eşi muris... lehine ve ... vasiyet etmiş olup eşi kendisinden önce vefat ettiğinden ona intikal etmiş bir mal varlığı ve ondan da ... intikal eden mal bulunmadığından davacıların vasiyetnamenin iptalini istemelerinde hukuki yararları bulunmamaktadır. Davalı ...'ın diğer davalı ... Vakfına vasiyet iradesi geçerli olup şekil şartlarına uygun vasiyetname yasal şartları taşımaktadır. Davacıların davasının reddine karar verilmesi gerekirken ortak vasiyetname mahiyetinde olmayan vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi doğru değildir. Mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekirken Onama kararı verilmesi yönündeki değerli heyetin görüşüne katılmıyorum. 22.11.2017...
İlk Derece Mahkemesince; davaya konu vasiyetnamenin noter ve tanıklar huzurunda düzenlendiği, vasiyetnamenin şekil şartlarını taşıdığı, ATK raporu dikkate alındığında vasiyetname bırakanın fiil ehliyetinin dava konusu vasiyetname düzenleme tarihinde tam olduğu, davacının vasiyetname düzenleyenin iradesinin sakatlandığını ispat edemediği, vasiyetnamenin şekil şartı bulunmakta olup ve geçerli bir vasiyetname olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dilekçesinde; murisin 01.06.2012 tarihinde Havza Noterliğinde düzenlenen vasiyetname ile taşınmaz mallarının büyük bir kısmını davalıya vasiyet ettiği, murisin vasiyetname tanzim tarihinde 86 yaşında olduğu, kanser tedavisi gördüğü akli melekelerinin yerinde olmadığı, vasiyetnamenin davalının baskı ve zorlaması ile düzenlendiği ileri sürülerek vasiyetnamenin TMK'nun 557/1-2 maddesi gereği iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; murisin vasiyetname yaptığı tarihte hukuki ehliyete haiz olduğu, davacı tarafın murisin baskı altında olduğuna dair iddiasını da ispatlayamadığı, gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....