Öte yandan Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğinin “Öğretim elemanları” başlıklı 23. maddesinde; “Öğretim elemanlarının seçimi, değerlendirilmesi, seçilenlerin uygun görülen akademik unvanlarla görevlendirilmeleri ve yükseltilmeleri yürürlükteki kanun ve yönetmelik hükümlerine uyularak vakıf yükseköğretim kurumunun yetkili akademik organlarınca yapılır. Öğretim elemanlarının atamalarında, devlet yükseköğretim kurumlarındaki atamalarda aranan şartlara ilaveten vakıf yükseköğretim kurumunun akademik yönden gerekli gördüğü şartlar da aranabilir. Vakıf meslek yüksekokullarında özellikle uygulamalı derslerde görevlendirilecek öğretim elemanlarının atanmasında çalışma deneyimine sahip olması gözetilir. Vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alacak olan akademik ve idari personelin çalışma esasları 2547 sayılı Kanunda devlet üniversiteleri için öngörülen hükümlere tabidir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/785 KARAR NO : 2021/432 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SUSURLUK TARİHİ : 29/06/2018 NUMARASI : 2017/91 ESAS 2018/211 KARAR DAVA KONUSU : Vakıf (Vakıf Senedi Tescilinin İptali İstemli) KARAR : Taraflar arasında görülen vakıf şerhinin terkinine ilişkin davada davanın açılmamış sayılmasına dair karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; KARAR Davacı T1 dava dilekçesinde özetle; Mahkemenin2014/294 sayılı kararı ile vakıf şerhlerini terkin eden 402 ada 1parseldeki işyerlerinden maliki olduğu A/4 Nolu işyerinin numarasının kararda yer almadığından Tapu müdürlüğünce işlem yapılmayan kaydın terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ancak;Vakıf yöneticilerinin görevden alınmaları istemli davanın vakıf tüzel kişiliği ile görevden alınmaları istenilen yöneticilere yöneltilmesi gerekmektedir. Buna göre azilleri istenilen yöneticilerin de yöntemince davaya katılmaları sağlanmadan bu davaya bakılıp hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Temliknamenin İptali İle Vakıf Üyeliğinin Tespiti İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın Banka vekili ile davalı Vakıf vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 07.06.2018 tarihli ve 2017/8629 Esas, 2018/13811 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti....
Davalı ... cevap dilekçesinde; davanın konusuz kaldığını, usulden reddi gerektiğini, davanın açılmasına Vakıf sebebiyet vermediğinden Vakıf aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, Vakıf eski yöneticileri ... ve ...'in Vakfı zarara uğrattıkları yönündeki değerlendirmeleri kabul etmemekle birlikte ... tarafından zarar miktarı kadar nakit paranın Vakfin banka hesabına faizleri ile birlikte yatırıldığını, denetleme raporundaki diğer hususların muhasebe ile ilgili konular olduğunu, muhasebecilerin kişisel hata ve ihmallerinden kaynaklanan hatalar olduğunu, ayrı bir uzmanlığı gerektiren muhasebe hatalarını görme ve anlama yükümlülüğü davalılardan beklenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının talebinin 5737 ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : VAKIF SENEDİNDEN KAYNAKLANAN ALACAK İSTEMLİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; haksız eylemden doğan tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 3.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 9.1.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Vakıf hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların niteliği ve mevzuat gereği ...'nün her zaman ilgili sıfatına sahip olarak uyuşmazlık çıkartabileceği gözetildiğinde vakıf davalarının çekişmesiz yargı işi olduğundan söz edilemez. Somut olayda, davacı Türk Medeni Kanunu’nun 112-113. maddeleri uyarınca vakıf senedinde yapılan değişikliklerin tescilini istediği, bu uyuşmazlıkla ilgili...'nün görüş bildirme, temyiz etme gibi kanundan doğan haklarının bulunduğu gözetildiğinde, mahkemece taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davaya sulh hukuk mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir....
Galleye müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti davasında, davacının iddiası vakıf evladı olduğu, vakfiyede yer alan şartları taşıdığı, bu sebeplerle galle fazlası üzerinde hakkı bulunduğu yönünde olup, mahkemece davacının vakfedenin evladı, akrabası ya da vakfiyede belirtilen ilgili kişilerden olup olmadığı, yine galleye müstehak olduğunun tespiti isteniyorsa vakıf senedine göre galle fazlasının dağıtılmasının gerekip gerekmediği ve dağıtılması gerekiyorsa davacının galleden pay alacak kişilerden olup olmadığı tespit edilecektir. Zira, galleye müstehak olduğunu iddia eden kimse, kendisine galle fazlasının ödenmesi için ancak vakıf evladı olduğunu ve vakfiyeye göre galle fazlası almaya hak kazandığını tespit eden bir mahkeme kararı ile başvuru yapabilir (Vakıflar Yönetmeliği m. 53/I). Bu hükmün verilebilmesi için, davacının vakıf evladı olup olmadığının da saptanması şarttır. Bu durumda, hâkim, davacının vakıf evladı olup olmadığına da karar vermek zorundadır....
Davacı vekili, davacının 506 sayılı Yasa'nın geçici 20. maddesi hükmü uyarınca kurulan davalı vakfın üyesi olarak 01/02/1997 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı aldığı, ancak davalı vakıf tarafından 01/01/2003 tarihinden itibaren, ilgili yasal mevzuat uyarınca SSK dan yaşlılık aylığı almakta olanlara yapılan oranda zam ve seyyanen yapılan zam artışlarının davacının yaşlılık aylığına da uygulanması gerekirken uygulanmadığı, yine SSK'dan yaşlılık aylığı alanlara uygulanan enflasyon artışlarından kaynaklanan zammın da yansıtılmadığı, bu nedenle 01/01/2003 tarihinden bugüne kadar vakıf senedi ve 506 sayılı Yasa gereği yapılmayan zam artışlarından kaynaklanan maaş farkları alacağının fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL'sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. 1)Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın geçici 20. maddesidir. 506 sayılı Yasa'nın...
Davacı vekili, davacının 506 sayılı Yasanın Geçici 20.maddesi hükmü uyarınca kurulan davalı vakfın üyesi olarak 01/08/1992 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı aldığı, ancak davalı vakıf tarafından 01/01/2003 tarihinden itibaren, ilgili yasal mevzuat uyarınca SSK'dan yaşlılık aylığı almakta olanlara yapılan oranda zam ve seyyanen yapılan zam artışlarının davacının yaşlılık aylığına da uygulanması gerekirken uygulanmadığı, yine SSK'dan yaşlılık aylığı alanlara uygulanan enflasyon artışlarından kaynaklanan zammın da yansıtılmadığı, bu nedenle 01/01/2003 tarihinden bugüne kadar vakıf senedi ve 506 sayılı Yasa gereği yapılmayan zam artışlarından kaynaklanan maaş farkları alacağının fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL'sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. 1)Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın Geçici 20.maddesidir. 506 sayılı Yasanın Geçici...