Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; davalı idare lehine tapu kaydına Kamulaştırma Kanunu’nun 31/b maddesi uyarınca konulan şerhin yargılama devam ederken terkin edildiği anlaşıldığından, tapu sicilindeki şerhin iptaline ilişkin ilk derece mahkemesince verilen konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karara karşı, davalı idare vekilince yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nun 370. maddesi gereğince ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 13/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın tapu kaydına 12.07.2005 tarihli ve 4634 yevmiye sayılı işlem ile şerh konulduğu, yargılama sırasında ETD Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.’nin taşınmazı orman olduğunu gösteren şerh ile 09.09.2020 tarihinde satış yoluyla edindiği anlaşılmıştır. Buna göre Devlet tapu sicil kaydındaki şerhin tesisini sağlayarak kaydın bu hali ile değerlendirilmesi gerektiği hususunu aleniyete intikal ettirmiştir. 4721 sayılı TMK'nın 1020. maddesinin "Tapu sicili herkese açıktır. İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir. Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez.'' hükmü nazara alındığında tapunun beyanlar hanesine şerh işlendikten sonra bu şerhi tapuda görmesine rağmen taşınmazı devir alan davacının iyi niyetli olduğundan ve TMK’nın 2. maddesi uyarınca dürüst davrandığından söz edilemez....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki “Taşınmaz üzerine inşa olunmamak üzere irtifak hakkı vardır” şeklinde yansıtılan şerhin kaldırılması isteğine ilişkindir. Davacı, dava ve birleştirilen davalarda; müşterek olarak paydaş bulunduğu 755 ada 12 parsel numaralı taşınmaza aktarılan ve 1306 tarihinde ... İdaresince konulan şerhin 5 Recep 1280 tarihli ilmuhaber ile tapuya işlendiğini, şerhin vakıf senedinin düzenlendiği tarihte bölgenin idari ve askeri amaçlarla kullanılması sebebiyle güvenlik amacıyla konulduğunu, 1955 yılında taviz bedeli karşılığı serbest tasarrufa terk edilerek vakıfla ilişiğinin kesildiğini, şerhin konuluş amacının ortadan kalktığını bu nedenle hukuki değerinin de bulunmadığını belirterek kaldırılması isteğinde bulunmuştur....
in icra takip dosyasında alacaklı ya da borçlu sıfatının bulunmadığı gibi, ihaleye de pey sürmek suretiyle katılmadığı ve tapu sicilinde lehine verilmiş herhangi bir şerhin bulunmadığı görülmektedir. İhale konusu taşınmazın tapu kaydında... İcra Müdürlüğü'nün 2012/22035 Esas sayılı dosyasından konulmuş haciz şerhinin bulunduğu, bu dosyanın alacaklısı..., borçlunun ise şikayetçi ... ve...olduğu tespit edilmiştir. Bu haciz şerhi anılan icra takip dosyasının alacaklısı lehine olmakla onu tapu sicilindeki ilgili kılar. Takibin borçlusu olan şikayetçiye ise tapu sicilindeki ilgili sıfatını kazandırmaz. Bu durumda ihalenin feshi talebinde bulunan şikayetçi, şikayete konu ihalenin yapıldığı icra takibinde taraf olmadığı gibi ihale konusu taşınmazın tapu sicilinde ilgili sıfatı da bulunmamaktadır. Öte yandan şikayet konusu ihaleye de pey sürmek suretiyle katılmamıştır. Bu nedenlerle ihalenin feshi davası açmasına yasal imkan yoktur....
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; davalı idare lehine tapu kaydına Kamulaştırma Kanunu’nun 31/b maddesi uyarınca satılamaz şerhi verilmesi doğru görülmediğinden, tapu sicilindeki şerhin iptaline ilişkin ilk derece mahkemesince verilen karara karşı, davalı idare vekilince yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 13/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; davalı idare lehine tapu kaydına Kamulaştırma Kanunu’nun 31/b maddesi uyarınca satılamaz şerhi verilmesi doğru görülmediğinden, tapu sicilindeki şerhin iptaline ilişkin ilk derece mahkemesince verilen karara karşı, davalı idare vekilince yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 13/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2013 NUMARASI : 2012/399-2013/431 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; aslı vakıf arazisi olan, .. Merkez .. Mahallesinde bulunan .. ada .. nolu parselde vakıf şerhi bulunduğunu; söz konusu şerhin kaldırılması için, davalının, kendisine düşen pay olan 2.800,00 TL'yi 15/04/2004 tarihinde ödediğini, bu ödeme üzerine, davalı hissesi üzerindeki vakıf şerhinin kaldırıldığını, davalı tarafından vakıf şerhinin kaldırılması için ödediği taviz bedeli olan 2.800,00 TL sebebiyle davacı aleyhine Şanlıurfa 4....
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Kaldı ki, temyiz incelemesi yapılan başka başka dosyalarda aynı vakıf hakkında bilirkişiler “...” vakfının sahih bir vakıf olduğunu ifade etmiştir. Mahkemenin hükme dayanak aldığı rapor ile dosya üzerinde rapor düzenleyen diğer bilirkişilerin raporları arasında vakfın türü hakkındaki görüş ayrılığı açık-seçiktir. Diğer yandan dava konusu taşınmazlara uygulanan revizyon kayıtlarında açıkça «Mülhak ... Vakfı» nevinden geldiği de yazılıdır. Bu durumunda hukuken değerlendirilmesi gerekir. Çelişkiler giderilmeden ve gerekçeleri keşfen alınacak yeni bilirkişi raporunda gösterilmeden hüküm kurma olanağı yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KAYIT DÜZELTİM İSTEMLİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; tapu kaydındaki şerhin kaldırılması istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 08.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Hal böyle olunca vakıflara ait tapu kaydı ilk tesisinden getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmeli, ... Genel Müdürlüğünden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı ve HUMK.nun 275. maddesi uyarınca yukarıdan beri sayılan ilkeleri kapsar biçimde keşfen bilirkişi görüşüne başvurularak sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece tüm bu yönler bir yana bırakılarak, dava eksik inceleme ve araştırma sonucu reddedildiğinden, karar bozulmalıdır....