Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık,vakfın gelir fazlasından faydalanma amacına yönelik galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun (5737 sayılı Kanun) 3, 6 ve 7 inci maddeleri, Vakıflar Yönetmeliğinin 23, 28, 53 ve 55 inci maddeleri, 24.02.1943 tarihli ve 1942/27 Esas, 1943/11 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı 3....
Antalya 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 1981/462 Esas 21982/941 Karar sayılı kararı ile Yusuf Sırrı Yurdagül ve bir kısım kişilerin Vakfının galle fazlasından yararlanmaya müştehak evlatlardan olduklarının saptanmasına dair verilen kararın 05.07.1983 tarihinde kesinleşmiş olduğu, Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/573 Esas 1991/ 5 Karar sayılı kararı ile Münir Yurdagül un iki kişi ile birlikte vakfının galle fazlasından yararlanmaya müstehak evlatlardan olduğunun saptanmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Davalı Vakfın, vakıf senedine göre, galle fazlasının nesiller boyunca erkek ve kız çocuklarına eşit şekilde taksim edileceğini, batın şartının bulunmadığı, davacı T2 'nın (2014 doğumlu), ve T1’nın ( 2019 doğumlu ) annelerinin Gülçin (Yurdagül ) Bayrakçı olduğu, onun baba adının Münir Yurdagül olduğu ,Münir Yurdagül 'ün ise Antalya 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, galle fazlasından istifade edileceğinin tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... Bölge Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1- Davaya konu vakfın mülhak olup olmadığı, mülhak ise mütevellisi bulunup bulunmadığı veya emaneten yönetilip yönetilmediği konularında alınacak yazı cevabının ve vakıftan galle alan evlat ve tevliyet listeleri ile dayanakları evrakın ve ilgili vakfın vakfiyesinin onaylı bir örneğinin Vakıflar Genel Müdürlüğünden, 2- Erzurum 3....
Davada birden fazla istem mevcut olup, ilki; mülhak vakfa mütevelli atanma kararına esas teşkil etmesi yönü ile vakfın tevliyetine ehil vakıf evladı olduğunun tespiti istemi, ikincisi ise; vakfın gelir fazlasından faydalanmaya yönelik galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 1.Davacının tevliyete ehil vakıf evladı olduğuna ilişkin karar yönünden; Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371'inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür....
Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/09/2023 tarihinden itibaren uygulanacak 31/07/2023 tarih ve 1658 sayılı kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk ve Ceza Daireleri arasında yapılan iş bölümü kararına göre, "4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 101 vd. maddeleri kapsamında kalan vakıfların kuruluş ve tescil işlemleri, vakıf senedinin düzenlenmesi ve değiştirilmesi, vakfın teşkilatı (örgütü), denetimi, yöneticilerin azli, vakıf yönetiminin amacının ve mallarının değiştirilmesi, vakfın sona ermesi ve tasfiyesi; ayrıca, Osmanlı döneminde kurulan ve 5737 sayılı Vakıflar Kanun’a tabi olan vakıflarda, vakfiye şartı gereği vakıf evladı veya ilgilisi olduğunun ya da tevliyete hak kazandığının tespiti ile vakfın gelir fazlasından yararlanma (intifa) haklarıyla ilgili olarak açılan davalara ilişkin hüküm ve kararların" istinaf incelemesinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4....
Vakfı'nın gaileye hak kazanan evladı olduğunun tespit edilmesi üzerine vakfın gelirinden faydalanmak için Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne başvurmasına karşın, vakfın hiçbir gelirinin olmadığı gerekçesiyle istemine olumsuz yanıt verildiğini, oysa vakfın 1963-1973 yıllarında emaneten 1973 yılında mazbutaya alınmasından bu güne kadar da davalı tarafından bizzat idare edildiğini, bu süreler içinde vakfiyede belirtilen taşınmazların gelirleri ve taviz bedelleri ile vakfın diğer gelirlerinin davalı tarafından toplanıp, vakfiye şartları yerine getirilip, gelir fazlasının vakıf evlatlarına intikalinin sağlanmadığını ileri sürerek, vakfın taviz bedelleri dahil olmak üzere tüm malvarlığının tespiti ile, bugünkü tarihe uyarlanarak hesaplanıp fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2001-2007 yıllarına ait ödenmesi gereken gaile fazlasından şimdilik 10.000 YTL'nin yıllar itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş; mahkemece, istemin idari iş ve eylemle ilgili olması...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/20 Esas 2007/162 Karar sayılı ilamı ile galleye müstehak vakıf evladı olduğuna karar verildiği, davacıların anne-babasının vakıf evladı listesinde yer aldıkları anlaşılmakla davanın kabulü ile davacılar T2, T3 T1 T5 Vakfının evlatları olduğunun tespitine ve galle fazlasından yararlanmalarına yönelik karar verilmiştir....
Ancak; Mahkemece istem gibi davacıların Reisülküttap Mustafa Efendi Bini Şeyhülislam Aşir Efendi Vakfı'nın galleye müstahik vakıf elvadı olduklarının tespiti yerine sözü edilen vakfın "galle fazlasından istifade etmelerine" şeklinde karar verilmesi doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın 1. numaralı bendinin son satırında yer alan "galle fazlasından istifade etmelerine" sözcüklerinin metinden çıkartılarak "Mülhak Reisülküttap Mustafa Efendi Bini Şeyhülislam Aşır Efendi Vakfı" tümcesinden sonra gelmek üzere "nın galleye müstahik vakıf elvadı olduklarının tespitine" tümcesinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 12.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı İdare, davacı vakfın vergi muafiyetinden faydalanamayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Uyuşmazlık, 15.4.1983 gün ve 1993/6494 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile vergi muafiyeti tanınan davacı vakfın iktisadi işletmesinin elde ettiği kazancından kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısmın, vakfın menkul sermaye iradı sayılarak tevkifata tabi tutulmaması gerektiği yolundaki ihtirazi kayıtla beyan edilerek ödenen gelir (sto- paj) vergisinin red ve iadesi istemiyle açılan davaya ilişkin bulunmaktadır. Türk Ticaret Kanununa göre ticari ve sınai işletme sayılan faaliyetler sonucu sağlanan gelirler Gelir Vergisi Kanunu'nda da ticari kazanç olarak sayılmaktadır....
Kısmında yer alan hükümlerden (TMK m. 47-117) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar, ...) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 56 ila 100. maddeleri ile 5253 sayılı Dernekler Kanunu hükümlerine göre açılmış derneklerin feshi, derneğin sona erdiğinin tespiti gibi dernekler hukukundan kaynaklanan her türlü dava sonucunda verilen hüküm ve kararlar. ...) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 101 vd. maddeleri kapsamında kalan vakıfların kuruluş ve tescil işlemleri, vakıf senedinin düzenlenmesi ve değiştirilmesi, vakfın teşkilatı (örgütü), denetimi, yöneticilerin azli, vakıf yönetiminin amacının ve mallarının değiştirilmesi, vakfın sona ermesi ve tasfiyesi: ayrıca, Osmanlı döneminde kurulan ve 5737 sayılı Vakıflar Kanun'a tabi olan vakıflarda, vakfiye şartı gereği vakıf evladı veya ilgilisi olduğunun ya da tevliyete hak kazandığının tespiti ile vakfın gelir fazlasından yararlanma (intifa) haklarıyla ilgili olarak açılan davalara ilişkin hüküm ve kararlar, ...) 4721 sayılı TMK'nın...