Dava, kooperatif üyeliğinden istifa nedeniyle çıkma payı alacağı istemine ilişkin olup, uyuşmazlık 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'ndan kaynaklanmaktadır. Anılan Kanun'un 99/1. maddesinde, bu yasada düzenlenen hususlardan doğan hukuk davalarının tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacağı belirtilmiştir. Bu durumda söz konusu uyuşmazlıklarla ilgili davalarda görevli mahkemeler ticaret mahkemeleridir. Öte yandan; *** sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değiştirilen 6102 sayılı TTK'nın 5. maddesi ile, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olup, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında, sona eren üyelik sırasında kooperatife ödenen aidat bedellerinin iadesine yönelik olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyeliğinden istifa etmiş olması nedeni ile kooperatife ödediği aidatın iadesi amacıyla başlattığı icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir....
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin 2010 yılı Haziran ayında kooperatif üyeliğinden ayrıldığını, üyelikten ayrılma tarihine kadar yaptığı ödemelerin tahsili amacıyla icra takibi başlattıklarını, davalının borca ve faize itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının muaccel hale gelmiş alacağı olmadığını, 22.01.2011 tarihli genel kurul toplantısında kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olduğundan ayrılan ve çıkartılan üyelerin aidatlarının geri ödemelerinin üç yılı geçmemek üzere ödenmesi yolunda karar alındığını savunarak, davanın reddini ve kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir....
Davalının daha önce davacı kooperatifin üyesi olduğu, kooperatif üyeliğinden ayrılma isteğini içeren davalı ihtarnamesinin davacı kooperatife gönderildiği ve 14/11/2019 tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısında çeşitli kararların alındığı taraflar arasında çekişme konusu değildir. Davacı taraf ferdileştirme işlemi yapılmakla birlikte halen kooperatifin inşaat işleri nedeni ile yükleniciye ve Vergi Dairesine borçları bulunduğunu, bu borçların ödenmesi için üyelerden aidat alınması gerektiğini ileri sürmekte, davalı taraf ise kooperatif üyeliğinden istifa etmiş olması nedeni ile kendisinden aidat talep edilemeyeceğini savunmaktadır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacı tarafça tahsili talep edilen tutarın devlete stopaj olarak ödenen bir para olduğunu, davacının vergi ödemesi nedeni ile zararının oluştuğunu iddia etmekte ise de vergiyi doğuran geçmiş dönem faaliyetindeki gelirleri nedeni ile varlıklarında artış meydana gelen davacının gelir elde ettikleri bu faaliyetin vergisine de katlanmak zorunda olduğunu, vergi idaresi ile uzlaşılarak sadece vergi aslının ödendiğini, davacının 2009 yılında elde edilen gelirin mal varlığına artı olarak yansımasını kabul edip bu gelirin 2014 yılında ödenen vergisinden sorumlu olmayacağını iddia etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacıya yargı kararı ile iptal edilen genel kurulu kararı nedeni ile herhangi bir blokaj da uygulanmadığını, dolayısıyla hükümsüz kabul edilen genel kurul kararına dayalı ya da başkaca bir sebeple yapılmış bir kesintinin söz konusu olmadığını, vergi idaresi ile uzlaşmanın 17/10/2014'de sağlanan vakıf tarafından 2014...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacı tarafça tahsili talep edilen tutarın devlete stopaj olarak ödenen bir para olduğunu, davacının vergi ödemesi nedeni ile zararının oluştuğunu iddia etmekte ise de vergiyi doğuran geçmiş dönem faaliyetindeki gelirleri nedeni ile varlıklarında artış meydana gelen davacının gelir elde ettikleri bu faaliyetin vergisine de katlanmak zorunda olduğunu, vergi idaresi ile uzlaşılarak sadece vergi aslının ödendiğini, davacının 2009 yılında elde edilen gelirin mal varlığına artı olarak yansımasını kabul edip bu gelirin 2014 yılında ödenen vergisinden sorumlu olmayacağını iddia etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacıya yargı kararı ile iptal edilen genel kurulu kararı nedeni ile herhangi bir blokaj da uygulanmadığını, dolayısıyla hükümsüz kabul edilen genel kurul kararına dayalı ya da başkaca bir sebeple yapılmış bir kesintinin söz konusu olmadığını, vergi idaresi ile uzlaşmanın 17/10/2014'de sağlanan vakıf tarafından 2014...
Esas,2005/73 Karar sayılı ilamı ile davacının senet kapsamına göre Vakıf organı olduğu, hakkındaki görevden alma işleminin mevzuat gereği ancak mahkeme kararı ile yapılabileceği belirtilerek davacının görevden alınması işleminin iptal edildığı, bu iki davadaki kararlar değerlendirildiğinde davacının davalı vakfın bir organı olan vakıf müdürlüğü görevini yaptığı, davacı hakkında görevden alınması dahi uygulanması gereken kanunun Türk Medeni Kanunu olduğu, davalı vakıf ile arasında işçi işveren ilişkisinin bulunmadığı, süreç içinde davacının eski görevine iade edilmesi nedeni ile mevcut akdin feshi (hernekadar iş akdi olarak değerlendirilmese de) ortadan kalktığından, 01/08/2003 tarihindeki feshin geçersiz hale geldiğinden ve sonuçlarının ortadan kalkması nedeni ile davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile kötü niyet tazminatı alacak hakkının bulunmadığı, gerekçesi ile davanın reddine, karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca, kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine, vekil duruşmalara katılmamış olsa dahi, tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücretinin sanığa yükletilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Vakıf Senedinin 3. maddesinde "Çalışan Üye" deyiminin, Banka, Vakıf, Sandık ve İştiraklerinde ana sözleşme, Yönetmelik ve Hizmet Akdi ile çalışanları ifade ettiği, 5/a maddesinde banka, Vakıf ve Sandığa sürekli hizmet akti ile alınan tüm personelin işe başlarken vakfa üye oldukları, bunların vakfın "Çalışan Üyeleri" olduğu, vakıf senedinin 41/2.maddesi gereğince vakıf üye veya yararlananı sıfatını kaybedenler ile vakıf senedindeki sosyal yardımlara hak kazanmadan ölenlerin yasal mirasçılarına o tarihe kadar kendilerinden veya murislerinden alınan aidat ve prim tutarı TTK.nin 468. maddesi gereğince geri verileceği şeklinde düzenlenmiştir. Vakıf senedinin tescili tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır. Vakıf senedinde atıf yapılan Mülga TTK'nın 468. maddesinin yeni TTK'daki karşılık maddesi 522. maddedir....
Dosya kapsamına göre; Davalı kooperatifin, 20/02/1992 tarihinde davacı kooperatif birliğine 17 kayıt numarası ile üye olduğu, davalı kooperatifin, davacı üst birliğe hitaben 17/02/2014 tarih 148 sayılı birlik üyeliğinden ayrılma konulu dilekçesi ile " 22/02/2014 tarihinde yapılan mali kongremizde alınan Genel Kurul Kararı gereği ... İşyeri Yapı Koop.'den ayrıldığımızı telefon ile bildirmiştik....