Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 Sayılı Yasaya göre 21.05.1948 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ile 13/04/1999 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada tamamı kesinleşen 2/B uygulama alanında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 25/09/2007 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu edilen bedele dönüştürme işleminin dayanağını oluşturan uygulama ve dağıtım cetvellerinin ... Belediye Başkanlığının 25.05.2010 tarih ve 10/813 sayılı encümen kararı ile iptal edilmek suretiyle yeniden düzenlendiği ve söz konusu işlemin de 07.05.2015 tarihinde İzmir ... Belediye Başkanlığınca onaylandığı anlaşılmıştır. Bu durumda dava konusu taşınmazı da kapsayan alanla ilgili olarak 1985 yılında yapılan ve eldeki davanın dayanağını oluşturan ıslah imar planı uygulaması sırasında ipotek bedelleri tesis edilmesine ilişkin işlemin, ... Belediyesince yeniden düzenlendiği gözetilerek söz konusu encümen kararlarına göre yapılacak uygulama işlemlerinin sonucunun beklenmesi ve oluşacak duruma göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir....

      ın 2/8 hissesi karşılığı 1940m² olarak muhtelif parsellerden yer verilmiş, 324,90m²'lik kısmı da bedele dönüştürülmüştür.Davalı idarece 14.05.2015 tarihli yazıya göre dava konusu taşınmazda 25.05.2007 tarihinde tescil edilen 2. uygulama ile yukarıda belirtilen uygulama iptal edilerek kök parsele dönüldüğü ve önceki uygulama ile ...'...

        İdare Mahkemesinde açılan dava sonucunda mahkemenin 30.06.2010 gün ve 2009/438-2010/1112 sayılı ilamı ile işlemin iptaline karar verildiği, davalı idare tarafından dava konusu taşınmazıda kapsayan bölgede 27.03.2014 gün ve 2014/770 sayılı kararla yeniden uygulama yapılması yönünde karar alındığı ve bu karara istinaden yapılan uygulama sonucunda tescil işlemlerinin yapıldığının beyan edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda davalı belediye tarafından iptal kararı üzerine yeniden yapılan uygulmaya ilişkin tüm belgeler getirtilip davacıya uygulama sonrası yer tahsis edilip edilmediği tahsis edilmişse tapu kayıtları getirtildikten sonra yapılacak inceleme sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

          Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede seri halde yapılıp 1970 yılında kesinleşmiş orman kadastrosu, 2002 yılında kesinleşmiş 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve aynı kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması, 28.01.2013 tarihinde ilân edilmiş 22/2-a uygulaması ve 1954 yılında kesinleşmiş genel arazi kadastrosu uygulaması bulunmaktadır....

            Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede seri halde yapılıp 1970 yılında kesinleşmiş orman kadastrosu, 2002 yılında kesinleşmiş 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B uygulaması, 28.01.2013 tarihinde ilân edilmiş 22/2-a uygulaması ve 1954 yılında kesinleşmiş genel arazi kadastrosu uygulaması bulunmaktadır....

              Hemen belirtilmelidir ki; dava açıldığı tarihte, iptal edilen imar düzenlemesinden sonra yapılmış yeni bir imar uygulaması mevcut olup, bu uygulama idari yargı yerinde iptal edilmediği sürece tapu iptal ve tescil davasının dinlenilme olanağı bulunmamaktadır. Başka bir ifadeyle; 01.02.2002 tescil tarihli imar uygulaması idari yargı yerinde iptal edilmişse de, bundan sonra yapılan ve 05.12.2003 tarihinde tescil edilen imar uygulaması dava tarihi itibariyle hukuki geçerliliğini korumakta olup, bu uygulamayla oluşan sicil kaydının illetten yoksun hale geldiği söylenemeyeceğinden tapu kayıtlarının eski hale iadesine (ihyaya) yönelik talepte bulunulamayacağı açıktır. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir....

                Ancak; 2/B uygulama alanında kaldığı saptanan 1030,42 m2'lik yerin tapu kaydına 2/B uygulaması nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yer olduğu yolunda şerh verilmesine karar verilmesi gerekirken, bunun gözardı edilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasına “B ile işaretli 1030,42 m2'lik yerin 2/B uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yer olduğunun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişiye yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 07/11/2006 günü oybirliğiyle karar verildi....

                  Ne var ki, yargılama sırasında, davalı ... tarafından yukarıda sözü edilen idare mahkemesinin iptal kararından sonra dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda 04.03.2010 tarihli ve 337 sayılı Belediye Encümen Kararıyla yeni imar uygulaması yapıldığı, bu uygulama ile oluşan yeni imar parseli olan 1804 ada 31 ve 1804 ada 32 sayılı parsellerin tapuya tescilinin sağlandığı anlaşılmaktadır. O halde, son yapılan imar işleminin ayakta olduğu, başka bir ifadeyle geçerliliğini koruduğu gözetildiğinde eldeki davanın dinlenme olanağının kalmadığı açıktır. Bu durumda, yargılama sırasında yeni imar uygulaması yapıldığı gözetilerek, asıl davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir....

                    taşınmazının 22/A uygulaması sonucu küçüldüğünü belirterek dava konusu taşınmazlar arasında belirlenen ve 22/A uygulaması sonucu tespit edilen sınırların iptali ile müvekkilinin taşınmazında meydana gelen azalmanın müvekkilinin taşınmazına eklenerek tapu iptal ve tescil kararı verilmesini dava ve talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu