İcra Müdürlüğüne gönderildiği ve yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen örnek 7 ödeme emrinin borçlu asile tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Borçlunun, vekili aracılığıyla .... İcra Müdürlüğü 2014/7078 Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yetki ve borca itiraz ettiği ve vekaletnamenin takip dosyası içinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, yetkili icra müdrülüğünce düzenlenen ödeme emrinin itiraz eden vekile tebliği gerekir. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen ödeme emri tebligatı yok hükmündedir....
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, takip dayanağı belgenin ödeme emrine eklenmediğine yönelik şikayete ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı, şikayet dilekçesinde takip dayanağı belgenin ödeme emrine eklenmediğinden ödeme emrinin iptalini talep etmiş, mahkemece davanın süresi içinde açılmadığından reddine karar verilmiştir. Davacıya ödeme emri 25.09.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ile yapmış olduğu başvuru Erzurum İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/798 Esas, 2018/710 Karar sayılı kararı ile reddedilmiş ve karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun da Dairemizin D: 2019/424 , K: 2019/1656 sayılı kararı ile kesin olarak reddine karar verilmiştir....
Yapılan ödeme emri tebliğ işlemlerinde T.K. 10., 21., Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. ve Tebligat Tüzüğünün 13., 14. maddelerine herhangi bir aykırılık bulunmadığı görüldü, Ayrıca şikayeçinin gecikmiş itiraza yönelik yapılan değerlendirmesinde; şikayet eden taraf vekilince gerekçe olarak müvekkilinin tebligat yapıldığında şehir dışında olması gösterilmişse de iş bu durum İ.İ.K'nun 65.maddesinde sayılan haklı nedenlerden biri olmadığından, yapılan bu işlemde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, tebligatın T.K. 10., 21., Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. ve Tebligat Tüzüğünün 13., 14. maddelerine uygun olduğu görülmekle usulsüz tebliğ şikayeti ve gecikmiş itiraz talebinin reddine " karar verilmiştir....
Mahkemece yeniden yapılan yargılama neticesinde; davacı borçluların UYAP üzerinden alınan nüfus kayıtlarına göre, davacı borçlu T1 ve T2'in ödeme emri tebliğ edildiği tarih itibariyle henüz reşit olmadıkları, takip ehliyetlerinin bulunmadığı, bu nedenle adı geçen borçlulara çıkartılan ödeme emrinin hüküm ve sonuç doğurmayacağı, küçüğü velisi temsil edeceğinden ve onun adına itiraz ve şikayet haklarını kullanacağından, ödeme emrinin veliye tebliği zorunlu olduğu, usulsüz tebligat şikayetinin davacılar yönünden kabulü ile davacılara gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 24/09/2018 tarihi olarak düzeltilmesine, mahkememizce davacının usulsüz tebligat şikayeti kabul edilmiş olduğundan, davacı borçlunun itirazları doğrultusunda dosya borç ve faiz hesabı ile birlikte takibe konu senette tahrifat yönünden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, denetime ve karar vermeye elverişli 09/08/2021 ve 08/10/2021 havale tarihli incelemesi sonucunda düzenlenen raporlar hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu...
Somut olayda mahkemece, boçluların takibi öğrendiklerini beyan ettikleri tarihten daha önceki bir tarihte haberdar oldukları tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazları süre yönünden reddedilen borçluların yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye aykırı şekilde tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekirken doğrudan onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Borçluların karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 04/05/2016 tarih ve 2016/7180 E. - 13103 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, ... 7....
Somut olayda, borçlu adına çıkartılan ödeme emri tebligatının “muhatabın tevziat saatlerinde adreste bulunmaması sebebiyle komşusu sözlü beyanına göre çarşıda olduğundan ilgili mahalle muhtarına teslim edilmiştir. Aynı komşuya haber verilerek 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı. Komşusu imzadan imtina etti." şerhi ile 05/03/2016 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebliğ edilmek istendiği ancak, ödeme emrinin tebliği sırasında bilgisine başvurulan komşunun ismi alınmadan ve haber verilen komşu adı yazılmaksızın tebliğ işlemi yapıldığından, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliğinin 30., 35. maddeleri uyarınca tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir....
ispat edemediği gerekçeleri ile, davanın usulsüz tebliğ şikayeti yönünden kabulü ile Sivas 4.İcra Müdürlüğünün 2018/3734 Esas sayılı dosyasındaki ödeme emrinin davacıya tebliğinin 26/12/2018 tarihi olduğunun tespiti ile düzeltilmesine, davacının davasının diğer talepler yönünden reddine karar verilmiştir....
şeklindeki kararında da belirtildiği üzere hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan ve ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmiş olması nedeniyle mahkemece davacının talebinin usulsüz tebliğ şikayeti olarak kabulü ile ;7201 sayılı TK, Yargıtay yerleşik içtihatları ve tüm dosya kapsamı itibariyle; davacıya yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, TK 32 maddesi gereğince usulsüz tebliğde muhatabın öğrendiğini beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi sayılacağına dair açık hüküm, davacının daha erken bir tarihte tebliğden haberdar olduğuna dair dosya kapsamında bilgi ve belge olmaması ve davalı alacaklı tarafçada aksinin yazılı delil ile ispatlanamamış olması karşısında şikayetin kabulü ile davacının ödeme emri tebliğ tarihinin 11.08.2021 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2018/6869 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takip konusu borcun davacı şirket ve davalı şirket arasındaki sözleşmeye dayalı olduğunu, davacı gerçek kişinin şahsi borcu bulunmadığını, İİK'nın 85. maddesine aykırı olarak alacağın çok üstünde malvarlığına haciz konulduğunu, davacı gerçek kişiye ait evin İİK'nın 82/1- 12. maddesine göre haczedilemeyeceğini, takip konusu senedin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediğini, yapılan sözleşme uyarınca davalı tarafından 25.000,00 TL bedelli makine teslim edildiğini, buna karşılık 23.500,00 TL ödeme yapıldığını, kalan borcun 1.500,00 TL olduğunu bildirerek ödeme emri ve takibin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/06/2021 NUMARASI : 2020/511 ESAS- 2021/756 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 3 icra müdürlüğünün 2020/619 E. sayılı dosyasında başlatılan icra takibinde müvekkil adına ödeme emri tebligatının "Pınar Mahallesi, 1235 Sokak, No:27/13 Esenyurt adresine 31/01/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, TK 10.maddeye göre tebligatın bilinen adrese yapılacağını, adres kayıt sisteminde bulunan adresine tebliğ yapılmadığını, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu belirterek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ıttıla tarihinin 16/06/2020 tarihi olarak belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....