İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Takip konusu edilen bonolar yönünden ise; 03/07/2008 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinin T3 07/07/2008 tarihinde, Türkmen Mühendislik Firmasına 08/07/2008 tarihinde tebliğ edildiği, Borçlu T1’e çıkarılan ödeme emri tebliğinin bila ikmal iade edildiği, T1’e ödeme emrinin 09/01/2018 tarihinde yenileme emri ile birlikte tebliğ edildiği, süresinde takibe itiraz edilmediğinden takibin 15/01/2018 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten önce Borçlu T1 aleyhine yapılan hacizlerin dayanaktan yoksun olduğu ve kaldırılması gerektiği, Borçlu T1’e 09/01/2018 tarihinde yapılan tebligatın usulsüz olduğuna ve içeriğinde ödeme emri bulunmadığına ilişkin şikayetin tebligatın usulüne uygun yapılmış olması ve tebligat zarfında zarf içeriğinin “yenileme ve ödeme emri” olarak gösterilmesi karşısında yerinde görülmediği, T1 yönünden takipten önceki zamanaşımı iddiasının itiraz niteliğinde olduğu ve süresinde zamanaşımı itirazının İcra Hukuk Mahkemesi...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ön inceleme tutanağında "davanın kambiyo senetlerine özgü takipte usulsüz tebligat, yetki, borca itiraz ve takipten önceki zamanaşımı itirazına ilişkin olduğu görüldü" yazılı olduğunu, oysa ki, davanın ön inceleme tutanağında yazılı olanların yanında "İİK nun 71....
İlk derece mahkemesi tarafından, somut olayda, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebliğ evrakında, ''bu zarfta örnek 10 ödeme emri vardır'' şerhinin bulunduğu ve takip dayanağı bono suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin bir açıklamanın tebligat mazbatası üzerinde yer almadığı görüldüğü belirtilerek ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiği görülmüş olup, ödeme emri tebliğ işlemi mahkemece iptal edildiğinden ve bu karara göre davacı borçluya yeninden ödeme tebliğinin gerektiği ve borca itiraz haklarının da bu ödeme emri tebliğ ile başlaması gerektiği gözetilerek, davacı tarafın teminat iddiasına dayalı borca itirazları hakkında bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken bu yönde inceleme yapılarak karar verilmiş olması yerinde görülmemiş, bu nedenlerle HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkeme kararının kaldırılması karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde yeniden hüküm tesis edilmiştir....
Maddesine göre iflas yolu ile takiplerde her türlü itiraz ve şikayetin icra dairesine yapılması gerektiği, borçlunun iflas ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetinin de icra dairesine yapılması zorunlu olduğu ancak anılan şikayetin itirazın iptali ve iflas davası açılması üzerine ticaret mahkemesince inceleneceği tabi olduğu emsal yargıtay kararlarında da ifade edilmiştir ( Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 30/05/2011 tarih 2020/12671 Esas, 2011/11094 Karar sayılı ilamı) Dosya kapsamına göre; İİK m. 43 uyarınca iflas takibine geçilmesinden sonra icra dosyasından davalı şirket merkezine ödeme emri normal yolla tebliğe çıkartılmış, işbu tebligatın bila dönmesi üzerine davalı şirkete gönderilen ilk tebligat adresi ile sistemde kayıtlı şirket merkezinin aynı adres olduğunun tespit edilmesi üzerine TK 35. Maddesine göre iflas ödeme emri ve dayanak sureti davalı şirkete tebliğe çıkartılmıştır....
olmadığını ve takibin durdurulmayarak kesinleştiğini maaşına haciz konulması ile öğrendiği, borca itirazını süresi içinde yaptığını düşünen borçlu vekilinin icra mahkemesine tebligatın usulsüz tebliğ şikâyetinde bulunacağının düşünülemeyeceği, borçlunun maaşına haciz konulduktan sonra hakkındaki takibin kesinleştiğini ve ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini öğrendikten sonra yasal 7 günlük süre içinde icra mahkemesine başvurduğu, ödeme emri tebliğinin Tebligat Kanunu’nun 20, 21 ve özellikle Tüzüğün 28. maddesi uyarınca usulsüz olduğu gerekçeleriyle direnme kararı verilmiştir....
başlatıldığını, tek başına adi senet bile düzenleyemeyecek 83 yaşındaki okuma yazma bilmeyen müvekkilinin kambiyo senedi düzenleyemeyeceğini, bu nedenlerle süresi içerisinde yaptıkları borca ve tüm fer'ilerine itiraz ve şikayetlerin kabulü ile icra takibinin iptaline, %20’den az olmamak üzere inkar tazminatının davalıdan alınmasına, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; takip borçluları T1 ve Hüseyin Şahin aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, takip borçluları vekilinin ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, ayrıca senetteki imzaların T1'e ait olmadığı, takibe konu 90.000,00- TL bedelli senetteki imzanın davacı Hüseyin Şahin'e ait olmadığı, takibe konu diğer senedin de Hüseyin Şahin'e zorla imzalattırıldığı iddiasıyla imzaya ve borca itiraz ettiği, ilk derece mahkemesince davanın süresinde açılmadığından davanın usulden reddine karar verildiği, davacı T1'e çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde TK 21/1.maddeye uygun ödeme emrinin tebliğ edilmediği, beyanı alınan komşunun ve haber bırakılan komşunun isminin açıkça yazmadığı, daire 5'ten sorularak daire 5'e haber bırakıldığı, bu nedenle davacı T1 yönünden usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile beyan ettiği tebliğ tarihi olan 18/07/2022 tarih itibari ile borca ve imzaya yönelik itirazın süresinde olduğu anlaşılmakla...
İcra Müdürlüğü'nün2019/ 7999 sayılı dosyasında ödeme emri tebliğ usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin kabul edilerek tebliğ tarihinin 21.05.2019 olarak belirlendiğini, kararın kesinleşmesi ardından davalının davacı müvekkilin mal varlığı, araç ve taşınmazları üzerinde 28.05.2019 tarihinde işletilmiş bulunan hacizlerinin kaldırılması için yaptıkları talebin, icra müdürlüğünce 26.11.2019 tarihli kararı ile "takipte itiraz süresinin beş gün olduğu ve bu nedenle 28.05.2019 tarihinde 21.05.2019 tarihinde yapılmış tebligata ilişkin itiraz süresinin geçmiş ve kesinleşmiş olduğunu" ileri sürerek reddettiğini, İİK’nun 168/2. maddesinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, ödeme süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 10 gün olarak belirlendiğini, anılan hüküm nedeni ile sözü edilen 10 günlük ödeme süresi geçmeden haciz yapılamayacağını, bu süre içerisinde gerçekleştirilen haciz işleminin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu beyanla şikâyetin kabûlü ile Bakırköy 10....
Davalı/alacalı vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki diğer beyanları ile birlikte davacıya takip işlemi yöneltilmediğini ve davacı yönünden takibi sürdürme iradesi olmadığına ilişkin nedenleri tekrar ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, İİK'nın 168/3- 4- 5. madde ve fıkraları uyarınca ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu 5 günlük sürede icra mahkemesine başvurarak senet vasfına yönelik şikayetleri ile birlikte, icra dairesinin yetkisine, imzaya borca itirazlarını bildirebilir, Kural olarak borçlunun itiraz hakkı kendisine ödeme emri tebliği ile doğar. Ancak Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamasına göre, borçluya "ödeme emri tebliğ edilemese" bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/06/2020 NUMARASI : 2020/105 ESAS 2020/184 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Mersin 2.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 19/06/2020 tarih ve 2020/105 Esas 2020/184 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davacılar vekili ile davalı vekili tarafından başvurulması üzerine dosya incelendi; DAVA: Davacı borçlular T1 ve T2 vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı vekilinin Mersin 1.İcra Müdürlüğünün 2020/1848 sayılı takip dosyası ile müvekkilleri hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte bulunduğunu, müvekkillerinden T2 ödeme emri tebligatının 12.02.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, söz konusu senedin eklenmediğini, ödeme emrinde yazan senedin bilgileriyle (tanzim ve vade tarihi) icra dosyasında ki takibe konu senedin bilgilerinin birbiriyle uyuşmadığını, diğer müvekkili T1 ödeme emri tebligatının 12.02.2020 tarihinde, senet üzerinde müvekkilinin adresinin bulunmasına rağmen TK....