Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Dairesinin 2019/6349 esas sayılı dosyası ile yeni bir takip açılarak müvekkiline ödeme emri gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Tebligat Kanunu ve Avukatlık Kanunu gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatların vekile yapılmasının zorunlu olduğunu, bu nedenle müvekkili adına çıkarılarak tebliğ edilen ödeme emri tebliğ işleminin iptaline ve ödeme emri tebliğ tarihinin 23/05/2019 olarak düzeltilmesine, usulsüz tebliğ ile kesinleştirilen takip neticesinde müvekkilinin mal varlığı üzerine konulan tüm hacizlerin yok hükmünde sayılmasına ve kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Somut olayda, alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçlunun ödeme emri adresi ile aynı adres olan ticaret sicili adresine gönderildiği, tebliğ evrakının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, aynı adreste 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 35.maddesine göre 18.01.2011 tarihinde tebliğ işleminin yapıldığı, ayrıca tespit edilen adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine yapılan tebligatın ise bila tebliğ iade edildiği görülmüştür. Borçlunun tespit edilen adres kayıt sistemindeki adresine 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesine 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrası uyarınca ödeme emri tebliği yapılması gerekirken bu prosedüre uyulmadan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebligat yapılması yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırıdır....

    İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince "Tüm dosya kapsamı ve icra dosyası birlikte değerlendirildiğinde; İcra dosyasının yapılan incelemesinde davacı borçlunun Ticaret Sicilinde kayıtlı adresine çıkartılan ilk ödeme emri tebligatının 13.07.2017 tarihinde iade edildiği, bunun üzerine alacaklı vekilinin talebi ile ticaret sicilde kayıtlı aynı adrese çıkartılan ödeme emri tebligatının 16.05.2018 tarihinde TK 35 maddesine göre usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği anlaşılmakla, davacı borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmiştir. Davacı borçlu şirkete 16.05.2018 tarihinde ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren yasal 5 günlük süre içinde davacının imzaya ve borca itirazlarını ileri sürmesi gerekirken yasal 5 günlük süre geçtikten sonra 17.05.2019 tarihinde imzaya ve borca itirazda bulunduğu anlaşılmakla imzaya ve borca itirazın süre aşımından reddine " dair karar verildiği görülmüştür....

    Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçluların itiraz etmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabülüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı 3.11.2009 tarihinde başlattığı icra takibi ile 8100 TL kira parası ve 795 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8895 TL’nin tahsilini istemiştir.Düzenlenen örnek 13 ödeme emri borçlulara tebliğ edilememiştir. İ.İ.K.’nun 269. Maddesinde ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmesi üzerine yasal ödeme süresi geçtikten sonra alacaklının merciden tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. Borçlulara ödeme emri tebliği işlemi yapılmadığından, anılan maddedeki süreler işlemez....

      Yine genel haciz yoluyla ilamsız takipte ödeme emrinin tebliği üzerine her türlü itiraz İİK'nın 62 ve devamı maddeleri uyarınca icra dairesine yapılması gerekmekte olup, borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü yetkiye, borca, faiz ve fer'ilere itirazı sonuç doğurmayacağından, davacının buna ilişkin itirazları hakkında ilk derece Mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasının yanısıra takip dayanağı belgelerin ödeme emri ekinde kendisine tebliğ edilmediğini ileri sürerek tebliğ işleminin iptalini istemiş, Mahkemece ödeme emri tebliğ mazbatasındaki şerhten takip dayanağı belgelerin gönderildiği gerekçesiyle bu istemin esası incelenerek reddedilmiştir....

      Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar ilk derece mahkemesince davacı borçluya ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu kabul edilerek buna göre davanın süreden reddine karar verilmiş ise de, davacıya ödeme emri tebliğine ilişkin tebligat parçası incelendiğinde, tebliğ işleminin TK'nun 21/1 maddesine göre gerçekleştirildiği, muhatabın nerede olduğunun sorulduğu, komşu isminin yazıldığı, ancak hangi komşuya haber verildiğinin belirtilmediği (en yakın komşuya haber verildiği belirtilmiş ise de komşunun isim ve soy isminin mazbataya şerh düşülmediği) bu haliyle tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmakla, davacının imzaya ve borca itirazı ile şikayeti süresinde olduğundan davacının imzaya ve borca itirazına ile şikayet nedenlerine ilişkin deliller toplanıp esas hakkında karar verilmesi gerekirken, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu kabul edilerek süreden red kararı verilmesi doğru bulunmamıştır....

      Davacı şirket yönünden usulsüz tebligat şikayetinde bulunulmuş ise de davacı şirkete çıkartılan ödeme emrinin bila tebliğ döndüğü, henüz ödeme emri tebliğ edilmeden imzaya yönelik itirazda bulunduğu, bu nedenle davacı şirketin usulsüz tebligat şikayetinin konusu bulunmadığı, imzaya yönelik itirazın süresinde olduğu, diğer davacının mernis adresine çıkartılan tebligatın bila dönmesi üzerine, aynı adrese TK 21/2'ye göre usulüne uygun tebligat yapıldığı, haber kağıdının kapısına yapıştırıldığı, ayrıca tebliğ zarfının mavi renkli olmamasının tek başına ödeme emrini usulsüz hale getirmediği, bu nedenle Halil İbrahim Deniz yönünden verilen kararın yasaya uygun olduğu , davacı şirket yönünden imzaya yönelik itiraz ile ilgili alınan kapsam ve sonucuna itibar edilen hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre takibe konu bonolardaki imzanın davacı şirket yetkilisi Halil İbrahim Deniz'in eli ürünü olduğu anlaşılmakla verilen kararda yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf talebinin esastan...

      Ağrı adresine ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı, ancak ödeme emri tebligatının icra dosyasında bulunmadığı, PTT tebligat sorgusuna göre, 18/09/2019 tarihinde aynı konutta yakına teslim edildiği tartışmasızdır. Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda, ilk derece mahkemesince ödeme emri tebliğ mazbatası aslı Ağrı PTT Müdürlüğünden istenilmesine rağmen, tebliğ mazbatası aslı temin edilememiştir. İlk derece mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmasına göre, davacının halen 100. Yıl Mah., Yeni Denizhan Cad., Dış Kapı No:73, İç Kapı No:1, Ağrı adresinde 5 yıldır bulunduğu tespit edilmiş olup, ödeme emri tebliğ mazbatası aslına ulaşılamadığından, aynı konutta yakına yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı denetlenememiştir. Bu durumda, ilk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

      Maddesi gereğince ödeme emri tebliğ tarihinin 22/10/2020 tarihi olduğunun kabul ve tespitine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesinde eksik inceleme yapıldığını, Süleyman Karaca'nın davacı-borçlu şirkette çalışan olduğu hususunda inceleme yapılmadığını, cevap dilekçesinde Süleyman Karaca'nın SGK kaydının dosyaya celbi talep edilmiş olsa da bu yönde bir inceleme yapılmadan hüküm kurulduğunu, eksikliğin giderilmesinin talep edildiğini, posta memuru tarafından “Evrak aynı işyerinde daimi çalışan ehli ve reşit Süleyman Karaca imzasına tebliğ edildi." şerhinin usule uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliği şikayetine ilişkindir. Borçlunun ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlu ...’ün icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 03.06.2016 olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden...

        UYAP Entegrasyonu