Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı, muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunma hakkı ise, tebligatın muhatabına aittir. Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu, yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebilir. İcra mahkemesi, açıkça ileri sürülmedikçe tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı gibi, icra dairesi de, tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar getirilmediği sürece, tebligatın usulsüz olduğunu kendiliğinden dikkate alamaz. Hal böyle olunca, icra dairesince; ödeme emri tebliğinin usulsüz yapıldığından bahisle, borçlunun takipten itiraz tarihinde haberdar olduğu kabul edilerek, takibin durdurulması yönünde işlem tesis edilmesi doğru değildir....
Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı, muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunma hakkı ise, tebligatın muhatabına aittir. Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu, yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebilir. İcra mahkemesi, açıkça ileri sürülmedikçe tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı gibi, icra dairesi de, tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar getirilmediği sürece, tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu kendiliğinden dikkate alamaz. Hal böyle olunca, icra dairesince; ödeme emri tebliğinin usulsüz yapıldığından bahisle takibin kesinleşmemiş olduğu kabul edilerek, buna göre işlem tesis edilmesi doğru değildir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur....
Mahkemece, öncelikle borçlunun usulsüz tebliğe yönelik şikayetinin incelenmesi, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı tespit edildiği takdirde yetki itirazının çözümlenmesi, yetki itirazı yerinde görülmez ise borca itirazlarının incelenmesi suretiyle sırasıyla oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davacının usulsüz tebliğe yönelik şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin ve kendi içerisinde çelişki doğuracak şekilde eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; davalının istinaf başvurusunun esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın HMK'nın 353/1- a-6. maddesi uyarınca kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına, Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak üzere dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince KABULÜ ile İstanbul 6....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/120 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi dosyasından dava dilekçesinin tebliğ olunması ile haberdar olduğunu, daha önce bir tebligat varsa da usulsüz olduğunu ve usulsüz tebliğe ilişkin haklarını saklı tuttuğunu beyanla 19.06.2023 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince, yapılan takipte davacı adına çıkarılan 103 davet kağıdının 03.06.2023 tarihinde kendisine tebliğ edildiği, davanın 19.06.2023 tarihinde açıldığından bahisle davanın süre aşımı nedeniyle reddine kesin olarak karar verildiği, borçlu şikayet edenin diğer temyiz nedenleri yanında icra dosyasındaki 103 tebliğ mazbatası incelendiğinde bu tebligatın TK 21/e göre muhtarlığa yapıldığı, ancak bu doğrultuda tebliğin yapılabilmesi için gerekli şartları sağlamadığı iddiasıyla kararın kaldırılması istendiği, İlk Derece Mahkemesince 19.10.2023 tarihli istinaf değerlendirme kararı ile "kararın dava değeri itibariyle kesin karar olması nedeniyle hmk 346/1.maddesine istinaden istinaf...
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ödeme emri tebligat işleminin usulsüz olduğuna dair şikayet uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince mahkeme kararının kaldırılmasına ve re'sen takibin iptaline karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; bila tebliğ iade edilen ödeme emri tebligatında yazılı olan, muhatabın tanınmadığına yönelik tespitin, borçlunun yaklaşık 20 yıldır bu adreste ikamet etmesi nedeniyle gerçeğe uygun olmadığını, bu suretle geçersiz olan tebligata dayalı olarak TK'nın 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın da usulsüz olduğunu, takipten 25.11.2020 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emri tebligat zarfında ödeme emri değil sayman mutemet alındısı bulunduğunu ileri sürerek ödeme emri tebligatının iptali ile tebligatı öğrenme tarihinin 25.11.2020 olarak kabulünü talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesi sunmamıştır. III....
Şti'nin vekili aracılığıyla haciz ihbarına ilişkin olarak 27.10.2011 tarihinde cevap verdiğini, bu belgelerin daha önce dosyada bulunmasına rağmen her nasılsa daha sonra kaybolduğunu, daha sonra ilgili eksikliklerin taraflarınca tamamlandığını, ilk haczin kendilerine ait olduğunu, haciz ihbarnamesi gönderilmesi taleplerinin şikayetçinin talebinden çok önce olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; İstanbul 30. İcra Müdürlüğü dosyasında 3. şahsa haciz ihbarnamesinin tebliğe çıkarılmadığı, usulüne uygun tebligat yapılmadığı, alacaklı şikayet olunan vekilinin sunduğu tebliğ belgesinin suret belge olup, işlemlere dayanak edilemeyeceği, keza 3. şahsın itirazına ilişkin tarihsiz ve yapılan araştırmada tarayıcıdan geçmeyen 27.10.2011 havale tarihli gözüken haciz ihbarnamesi cevabının da suret belge olup işlemlere dayanak edilemeyeceği, 30....
tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/298 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın duruşmasında 19.11.2021 tarihinde öğrendiklerini beyan etmiş oldukları, usulsüz tebliğ şikayetinin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süre içinde yapılması gerektiği, İcra Müdürlüğü'nün 24.11.2021 tarihli kararının da usulsüz tebliğe ilişkin olduğu ve davacı tarafa usulsüz tebliğe ilişkin dava açılması hususunda yeni bir süre bahşetmeyeceği, eldeki davanın 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 29.11.2021 tarihinde açılmış olduğu anlaşılmakla şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki hususlar tekrar ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....