"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1) Davalıya gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tebliğlerine ilişkin tebligat parçalarının dosyaya konulması, Tebligat Yasası hükümlerine göre usulüne uygun tebliğ edilip edilmediklerinin denetlenmesi ve usulsüz tebliğ halinde usulüne uygun olarak tebliğin sağlanması ile temyiz süresinin beklenilmesi, 2) 1628 ada 1 ve 3 sayılı parsellerin tedavüllü tapu kayıtlarının (geldi ve gitti kayıtları denetlenebilir biçimde kütük sayfalarının) ilgili merciinden temini; 3) Urla Belediye Başkanlığı’nın 17.05.2006 tarih 271 sayılı Encümen Kararı ile şuyulandırma cetvellerinin temin edilerek, ayrıca anılan bu Encümen Kararının idari yargı yerinde iptali nedeniyle geri dönüşüm yönünde her hangi bir işlem yapılıp yapılmadığı...
İcra Müdürlüğünün 2019/34639 esas sayılı takip dosyasında ilamsız icra yolu ile başlatılan takipte ödeme emrinin müvekkilinin tebliğ tarihinde merniste kayıtlı olan adresine gönderilmemesi nedeniyle tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, müvekkilinin takipten haberdar olmadığını, bu nedenle 11/11/2019 tarihinde takibe itiraz ettiğini beyanla, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin iptalini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; usulsüz tebliğ, mükerrer takip ve haczin kaldırılmasına yönelik şikayetlere ilişkindir. İlk önce davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun incelenmesi gerekmektedir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” denilmektedir. Buna göre somut olayda; davacı vekili müvekkilin usulsüz tebligatları 18/03/2020 tarihinde öğrendiğini beyan etmiş ve buna bağlı olarak hacizlerin fekkini talep etmiş olup, bu tarihten itibaren dava tarihi olan 26.04.2020 tarihine kadar 7 günlük yasal şikayet süresi geçmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde ;davalı-alacaklının davacı borçlu aleyhine 21.911,33- TL alacağa ilişkin olarak ilamsız takip yaptığı, borçlu adına çıkartılan ilk ödeme emrinin adreste tanınmadığından bahisle iade edildiği, bunun üzerine TK 21/2 maddesine göre çıkartılan tebligatında 24.05.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından icra dosyasına 03.09.2021 tarihinde itiraz dilekçesi sunulduğu anlaşılmıştır. Dava ; usulsüz tebliğ nedeniyle şikayete ilişkin olup, usulsüz tebliğ şikayetinin öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içinde yapılması zorunludur....
Maddeye dayanılarak yapılan bu tebliğ işleminin de tümü ile usulsüz olduğunu, Yerleşik Yargıtay İçtihatlarında da açıkça belirtiliği üzere, boş alana yapılan tebligatın usulsüz olduğundan iptali gerektiğini, bu halde, tebliğ yapılacak kişinin gerçek ya da tüzel kişi olmasının farklı bir sonuç doğurmayacağını, her halde boş alan olan adrese yapılan tebligatın geçersiz kabul edileceğini, PTT memurunun neye dayanarak 34 numaralı adresi tespit ettiğine veya tespit etti ise de bu adresin boş alan olduğunu neden belirtmediğine dair eksikliklerin açıkça ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunu gösterdiğini, PTT memuru T.K. 35....
Ne var ki, vekile tebliğ zorunluluğunun bulunması asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmaz. Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince, borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. O halde mahkemece, icra emrinin vekile de tebliği suretiyle eksikliğin ikmali yönünde hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçeyle şikayetin kabulü ile borçlu asile tebliğ edilen icra emrinin iptaline karar verilmesi doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, yönetim planının 3. maddesi ve iç yönergenin ilgili maddelerinin iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ve bir kısım davalılar vekillerii tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dairenin bir önceki geri çevirme kararının tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmıştır Bu nedenle; 1-Davalı ...'ya temyiz dilekçesinin Tebligat Yasasının 21. maddesi gereğince tebliğ edildiği bildirilmiş ise de, tebligat mazbatasındaki adresin “adres kayıt sistemi”nde gösterilen adres ile aynı olup olmadığı belirtilmemiştir. Bu durumda tebliğ işleminin Tebligat Yasasının değişik 21/2.maddesinde belirtilen usule uygun olduğu düşünülemez. Öte yandan muhatabın adreste bulunmama sebebine ilişkin bir kayıt da bulunmadığından Tebligat Kanunu'nun 21/1.maddesinde belirtilen usule de uyulmamıştır....
Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Takibin kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun icra emrinin borçlunun ilamda yazılı olan vekiline tebliği gereklidir. O halde, icra emrinin vekile tebliğ suretiyle eksikliğin ikmali yönünde hüküm kurulması gerekirken, tebliğ tarihinin 24/04/2014 olarak tespitine karar verilmesi isabetsizdir. 2- Tasfiye Halinde Format Matbacılık ve Teknikleri Ticarat Limited Şirketinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Bir ilam, ancak ilamın taraflarını bağlar.İlamların infaz edilecek kısmı hüküm fıkrası olup, ilamın aynen infazı zorunludur. İcra mahkemesi, infazın ilama uygunluğunu denetlemekle görevli olup, ilamı yorumlayıp, değiştiremez (HGK'nun 8.10.1997 tarih, 1997/12-517 E, 1997/776 K.)....
Takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 19.02.2016 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edildiği görülmektedir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemi de Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 19.02.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 15.04.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir....
Haciz ihbarnamelerinin şikayetçiye usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine, Üçüncü haciz ihbarnamesinin şikayetçiye usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayetin esastan reddine, 103 örnek davetiyenin şikayetçiye usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin kabulü ile, 103 örnek davetiyenin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak bildirilen 08/03/2021 olarak düzeltilmesine,karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Şikayetçi vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2- Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/135 E. 2021/526 K. Sayılı kararının HMK.nun 353/1- b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, A-* Adana 9. İcra Müdürlüğünün 2011/7571 E. Sayılı dosyasında 89/1,89/2....