Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Dairesinin 2021/6178 esas sayılı takip dosyasında 20.09.2021 onay tarihli tensip zaptı ile, "borçlunun UETS adresi var iken fiziki olarak yapılan tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle borçlu vekilinin itirazının kabulüne, takip kesinleşmediğinden ve ayrıca borçlu vekilince tüm borca itiraz edildiğinden mevcut konulan tüm hacizlerin kaldırılmasına" karar verilerek takibin durdurulduğunu, icra mahkemeleri tarafından yapılacak yargılamaya tabi olan uyuşmazlığa konu usulsüz tebligat hakkında, yasaya ve usule aykırı olarak icra dairesi tarafından inceleme yapılarak karar verildiğini, usulsüz tebligat sebebiyle itiraz süresini kaçıran borçlunun, tebliğden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 gün içerisinde, hem ilgili icra müdürlüğünün bulunduğu yer icra hukuk mahkemesine usulsüz tebliğ işlemine karşı İcra ve İflas Kanunu madde 16 gereği şikayette bulunulması, hem de aynı süre içerisinde ilgili icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi verilmesi gerektiğini, ekte sunulmakta olan belgelerle ( ptt tebligat...

Yapılan bu açıklamalara ve dosya kapsamına göre; davanın usulsüz tebligat şikayeti ile borca itiraz olduğu, hukuki tasnifin hakime ait olduğu, dava dilekçesi içeriğinden de anlaşılacağı üzere şikayetçi tarafça ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğinin iddia olunduğu, İİK'nun 65.maddesinde düzenlenen "gecikmiş itirazda" ise şikayet edene öncelikle usulüne uygun bir tebligat yapılması zorunluluğunun bulunduğu, dolayısıyla mahkemesince asıl dava dosyasında; davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 03.08.2022 olarak düzeltilmesine, takibin şekline göre her türlü itirazın icra dairesine yapılması gerekli olduğundan takibin durdurulması talebinin ise reddine karar vermekle yetinilmesi gerekirken hem usulsüz tebliğ şikayeti hem de borca itiraz (gecikmiş itiraz) hakkında hüküm kurulmasının isabetli olmadığı anlaşılmıştır....

İcra Müdürlüğünün 2021/4239 esas sayılı takip dosyasında davacı borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 02/06/2021 tarihi olarak DÜZELTİLMESİNE, davacı borçlu yönünden düzeltilen tebliğ tarihine göre takip kesinleşmeden malvarlığına konulan HACİZLERİN KALDIRILMASINA, 2- Mahkememiz 2021/889 Esas sayılı dava dosyasında ( birleşen ) usulsüz tebliğ şikayetinin derdestlik nedeni ile REDDİNE , takip şekline istinaden yapılan takip ilamsız takip olduğundan ve her türlü itiraz icra dairesine yapılması gerektiğinden borca itirazlarının REDDİNE" karar verilmiştir....

yapılması gerektiğinden muhtıra ile birlikte yapılan ödeme emrinin de usulsüz olduğu, İİK'nun 54/1 maddesine göre muhtıra tebliğinden sonrasında ise usulüne uygun tebliğ işlemlerinin gerçekleştirilmediği dikkate alındığında davacının usulsüz tebliğ şikayeti yönünden istinaf sebebi yerindedir....

Davacının usulsüz ödeme emri şikayet tarihi 10/12/2018 tarihi olup, icra müdürlüğüne itiraz dilekçesini sunduğu tarih 12/11/2018 dir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürme şikayeti, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur. Davacı vekilinin ödeme emrinin usulsüz olduğunu öğrenme tarihi 12/11/2018 tarihi olduğu anlaşıldığından şikayetin 7 günlük süre içerisinde yapılmadığı" gerekçesi ile davacının davasının süre yönünden reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

Dolayısı ile itiraz dilekçesine göre itirazın ikinci haciz ihbarnamesine karşı yapılmış olduğu kabul edilse dahi (ikinci haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayet dilekçesinde açık-örtülü her hangi bir iddia bulunmadığından) itirazın en geç 13.08.2020 tarihinde yapılması gerektiği ve bu günün resmi tatil gününe denk gelmediği anlaşılmakla, yasal süre geçtikten sonra 14.08.2020 tarihinde ikinci haciz ihbarnamesine itiraz edilmiş olmasının sonuç doğurmayacağı bu nedenle şikayet eden 3. kişiye 3. Haciz ihbarnamesi tebliğinin yasaya aykırı olmadığı sonucuna varılmıştır. Kaldı ki itiraz dilekçesinde açıkça birinci haciz ihbarnamesine itiraz edildiği bildirilmiş, itiraz dilekçesinde haciz ihbarnamesinin tanzim ve tebliğ tarihi de icra dosyası kapsamı ile en ufak bir noktada uyuşmadığından itiraz dilekçesinin, ikinci haciz ihbarnamesine itiraz dilekçesi olarak kabulü mümkün olmamıştır....

Dairemizin kaldırma kararında da açıklandığı üzere; "dava, borçlunun çeke dayalı kambiyo takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası yanında icra dairesinin yetkisine, çekin kambiyo vasfına, imzaya, borca ve takip öncesi/sonrası zamanaşımına ilişkin itiraz ve şikayete ilişkindir." Davacının dava dilekçesinde yalnızca ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürdüğü, dilekçede yenileme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik hiçbir iddiasının bulunmadığı, dava dilekçesinin sonuç kısmında da "dosya kapsamında usulsuz tebligatlar nedeniyle kesinleşen icra dosyasında; tüm usulsuz tebligatlar yönünden ; usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasını öğrenme tarihi olan 24.07.2019 tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi" şeklinde bir talebinin yer almadığı açıktır....

a yapılan kıymet takdir tebliğ işleminin usulsüz olduğu, bu borçlu yönünden kıymet takdir raporu kesinleşmeden satış işleminin yapıldığı gerekçesi ile ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmıştır. Taşınırlar yönünden kıymet takdiri İİK.nun 87.maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde uyarınca haczi yapan memur, haczettiği malın kıymetini takdir eder. Anılan maddede ayrıca kıymet takdirinin borçluya tebliğ edileceğine dair bir düzenleme mevcut değildir. İİK'nun 128/a maddesi ise taşınmazlar hakkında olup, taşınırlar yönünden uygulanması mümkün değildir. Kaldı ki borçlu icra mahkemesine başvurusunda yalnızca kıymet takdir raporunun tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmüş, ihaleye konu taşınırın değerinin düşük olduğu ve kıymet takdirine itiraz ettiğine dair bir beyanda da bulunmamıştır. Bir an için kıymet takdir raporunun tebliğinin gerektiği düşünülse bile, salt kıymet takdiri raporunun tebliğ işleminin usulsüz olması ihalenin feshini gerektirmez....

    İcra hukuk mahkemesinin 2021/158 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile takibin itiraz nedeni ile durdurulmasına ilişkin kararın kaldırılmasına yönelik şikayetin reddedildiği, red kararının kesinleştiğinden bahisle hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de ödeme emri tebliğinden önce itiraz nedeni ile takibin durdurulmuş olması sonradan tebliğ edilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin esastan incelenmesine engel teşkil etmeyip bu konuda davacının hukuki yararı mevcut ise de ödeme emrinin davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, muhatabın işte olduğundan bahisle yardımcısı imzasına ödeme emrinin tebliğ edildiği, bu nedenle şikayetin esastan incelenerek usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirse de istinafa gelenin sıfat itibariyle daha aleyhine karar verilemeyeceğinden bu nedenle davacı tarafın istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    itiraz dilekçesinin süresinde kabul edilmediğini belirterek usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 20/01/2021 tarihi olarak kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    UYAP Entegrasyonu