Ve 357/1. maddesi gereğince şikayet dilekçesinde yer almayan ve sonradan istinaf aşamasında ileri sürülen 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası incelenemez.Borçluya ödeme emrinin 09/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, daha sonra 103 Davetiyesinin 25/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği , 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğünün ise şikayet dilekçesinde ileri sürülmediği buna göre borçlunun en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 25/01/2020 tarihinde takipten ve dolayısıyla usulsüz tebligattan haberdar olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda 08/10/2020 tarihinde yapılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi isabetlidir. Diğer taraftan; ödeme emrinin 09/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından 01/10/2020 tarihinde yapılan borca itiraz İİK.nun 62/1. Maddesine göre süresinde değildir. Bu nedenlerle , davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir....
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-3. kişi vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil adına İİK 89/1 haciz ihbarnamesinin "Yenibosna Merkez Mahallesi, 29 Ekim Caddesi, No 26/u İç Kapı No: 40 Bahçelievler İstanbul" adresine tebliğe çıkartıldığını, tebliğin bila iade geldiğini, aynı adrese TK 21/2'ye göre muhtara tebliğ edildiğini, müvekkilin bu adrese 03/02/2016 ve 05/03/2018 tarihlerinde kullandığını, haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihte müvekkilin adresinin Yenibosna Merkez Mahallesi, 29 Ekim Caddesi, İhlas Yuva Sitesi, C 9 Blok sitesi No:25/t İç Kapı No: 34 Bahçelievler İstanbul adresi olduğunu, İİK 89/1- 2- 3 haciz ihbarnameleri tebligatın usulsüz olduğunu, 24/07/2020 tarihinde haberdar olduğunu, 28/07/2020 tarihinde haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğini ve haciz ihbarnameleri müzekkerelerine itiraz ettiğini, bu nedenle borçlu sıfatının kaldırılmasını talep ettiğini, icra müdürlüğünce her hangi bir...
nın eniştesine tebliğ edilmiş, davalı 21.04.2006 itirazını yedi günlük itiraz süresi geçtikten sonra yapmıştır. Ancak davalıya yapılan ödeme emri tebliği usulsüzdür. Zira; 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 16. maddesinde; "Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." hükmü yer almakta olup,maddede açıklandığı üzere birlikte oturanlara tebliğ için "adreste bulumama" koşulunun gerçekleşmesi gerekir. Tebliğ mazbatasında ise davalının adreste bulunup bulunmadığına ilişkin şerh verilmediğinden tebligat usulsüz olup davalının 7 günlük süre geçtikten sonra yaptığı itiraz bu sebeple süresinde kabul edilmelidir. O halde mahkeme davalı..... yönünden ; itirazın iptali davasının esasına girilmesi gerekirken, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
a yapıldığı anlaşılmakla, aynı Kanun'un hasma tebliğ yasağını düzenleyen 39. maddesindeki "Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz” hükmü nedeniyle usulsüz olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, şikayetçi borçlu ... yönünden ödeme emri tebliğ tarihinin, borçlunun usulsüz tebligattan haberdar olduğu tarihe göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde değildir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı bentte, borçlu ...'...
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili değildir. Somut olayda, borçlu ...'ye yapılan ödeme emrine ilişkin tebligatın, doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapıldığı gibi Tebligat Kanunu'nun 23/8. maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydın tebliğ evrakı üzerine yazılması zorunlu olduğundan ve şikayete konu 04.05.206 tebliğ tarihli ödeme emri tebliğ evrakında bu kaydın da bulunmadığı anlaşıldığından tebliğ işlemi usulsüz olup, başvuru bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, diğer şikayet ve itirazlarının yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı, olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmediği görülmektedir. Mahkemece; öncelikle tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, usulsüz tebligattan haberdar olunan tarihe göre şikayetin süresinde olması durumunda, tebligat tarihinin TK.'...
İcra Dairesi'nin 2013/10583 E sayılı dosyasından dava dışı borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte davacı üçüncü kişiye birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğini, buna itiraz edilememesi üzerine ikinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ikinci haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüz olduğunu, bu tebligattan 09/09/2014 tarihinde haberdar olunduğunu ve aynı gün itiraz ediliğini ancak itirazın süresinde olmadığı gerekçesiyle kabul edilmediğini ve davacıya üçüncü haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve akabinde borçlu olarak kaydının yapıldığını ve haciz işlemi uygulandığını, oysa ki, ikinci haciz ihbarnamesi tebliği usulsüz olduğundan öğrenme tarihi olan 09/09/2014 tarihinde yapılan itirazın süresinde kabul edilmesi gerektiğini beyan etmiş, ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin ve bu ihbarnameye itiraz süresinin başlangıç tarihinin 09/09/2014 tarihi olarak kabul edilmesine, süresinde itiraz bulunduğundan davacı yönünden yapılan işlemlerin iptaline karar...
Mahkeme kararında, şikayetçi aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, 27/02/2023 tarihinde takipten haberdar olunduğunun şikayetçi tarafından beyan edildiği, usulsüz tebligatta şikayetin süresinde yapılmadığı, gecikmiş itiraza ilişkin neden ve delil sunulmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Gecikmiş itiraz yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde öncelikle tebligatın usulüne uygun olup olmadığı incelenmelidir. Zira gecikmiş itiraz hükümleri usulüne uygun yapılan tebligatlar için uygulanabilir. Tebligat usulsüz ise başvuru şikayet olarak nitelendirilmelidir. Somut olayda şikayet edene yapılan tebligatlar aşağıda açıklanacağı üzere usulsüz olup başvuru gecikmiş itiraz olarak değil şikayet olarak nitelendirilmiştir (HMK 33.madde)....
ün 29.01.2016 tarihinde vefatı sebebiyle, mirasçıları tarafından murislerine gönderilen haciz ihbarnamelerin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de şikayet dilekçesinde borçlular tarafından açıkça 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüz olduğu ileri sürülmediğine göre, borçlular murisinin haciz ihbarnamelerinden en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 5.06.2015 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir. Asıl borçlu muris yönünden kesinleşen haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerine yönelik mirasçıların şikayet hakkı bulunmamaktadır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de; Bölge Adliye Mahkemesince,...'...
Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, şikayetçiye gönderilen ödeme emrinin 30/09/2019 tarihinde TK'nun 21/1 maddesine göre tebliğ edildiği, şikayetçinin icra dairesine 31/10/2019 tarihinde verdiği itiraz dilekçesinde babasından kaynaklanan borç nedeniyle ödeme emri gönderildiğinden bahsederek borca itiraz ettiği, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin ise İİK'nun 16. Maddesinde belirtilen 7 günlük süre geçtikten sonra 16/06/2020 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından mahkemece şikayetin süre yönünden reddine reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....