Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Mahkemesi'nin 27/05/2021 tarih 2021/721 Esas 2021/1003 karar sayılı kararı ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile tebliğ tarihinin 19/04/2021 olarak düzeltilmesine ve borca yönelik itirazın icra dairesine yapılması gerektiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, bu karara göre icra dosyasına itiraz dilekçesi sunulduğunu icra dairesi tarafından talebin reddi ile takibin devamına karar verildiğini, yaptıkları başvurunun gecikmiş itiraz talebi olduğunu, tebliğatın usulsüz olduğu 27/05/2021 tarihinde tespit edilmişken 7 günlük itiraz süresinin 19/04/2021 tarihinden başlatılmasının şirketin hak kaybına uğramasına sebep olduğunu, 19/04/2021 tarihinde tebliğatın usulsüz olduğunun taraflarınca bilinmediğini, bu hususun mahkeme kararı ile tespit edildiğini ancak lehlerine olması gerekirken aleyhlerine bir durum doğmasına sebep olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılması ile gecikmiş itiraz talebinin kabulüne, ilamsız icra takibinin...

Hukuk Dairesinin 17.11.2008 tarih 2008/10215-15762 sayılı bozma kararında özetle: “usulsüz tebligatın varlığı tespit edilmiş ise de, Tebligat Yasasının 32. maddesinde yer alan, "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." hükmü çerçevesinde, davacının tebliğ konusunu öğrenme gününün tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Davacı, ... Kadastro Mahkemesine verdiği 20.07.2007 tarihli dilekçede, kararın kendisine tebliğ edilmediğini, tebligatın usulsüz olduğunu belirterek, tebliğ konusu kararı haricen öğrendiğini beyan etmiştir. Bu durumda, davacının usulsüz olduğunu iddia ettiği, tebligat ve konusunu en geç 20.07.2007 tarihinde öğrenmiş olduğundan Tebligat Yasasının 32. maddesine göre tebliğ tarihinin 20.07.2007 olarak kabul edilmesi gerekirken, tebligatın iptaline karar verilerek, kararın yeniden tebliğe çıkarılmasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/11/2022 NUMARASI : 2022/877 ESAS - 2022/985 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet, İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul 18.İcra Müdürlüğünün 2022/17714 esas sayılı dosyası ile başlatılan kambiyo senetlerine özgü takipte, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüz tebliğ şikayetinin süresiz şikayet hallerinden olduğunu, protesto çekilmediğinden davalının müvekkiline müracaat hakkı bulunmadığını, imzaya, borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini beyanla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    Eğer icra mahkemesince ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiğine kanaat getirilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmiş ise düzeltilen tebliğ tarihinden 7 gün sonrası takibin kesinleşme tarihi olacağından, bu tarihten önce borçlu hakkında uygulanan hacizler takip kesinleşmeden uygulanmış sayılacağından, İİK.nun 78. Maddesi uyarınca alacaklının henüz haciz isteme hakkı doğmadığından, icra mahkemesinin özellikle iptale yönelik kararlarının uygulanması için kesinleşmesi gerekmediğinden, kararın kesinleşmesi beklenmeksizin hacizlerin kaldırılması gerekir. Borçlu usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte icra dosyasına öğrenme tarihine göre yasal 7 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz etmiş ise takip düzeltilen tebliğ sonrası için duracağından borçlunun itirazı kaldırılmadan ya da iptal edilmeden yeni haciz uygulanmasına olanak yoktur....

    No:33/2 Merkez/Aksaray adresine usulsüz olarak tebliğ edildiğini iddia ettiğini, 89/1 haciz ihbarnamesinin usulsüz olması sebebiyle 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin usulsüz olacağını bildirdiğini, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin tebliğine ilişkin bir usulsüzlük iddiasında bulunmadığını, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamesinin davacının dava dilekçesinde de belirttiği adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi uyarınca tebliğ edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, 89/1 haciz ihbarnamesi usulsüz tebliğ edilmiş olsa dahi 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamesi usulüne uygun tebliğ edildiğinden ve usulsüzlüğüne ilişkin bir iddia da bulunmadığından davanın süresinden sonra açıldığını, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin sırasıyla 28.07.2022 tarihinde ve 21.09.2022 tarihinde TK m. 21/2 hükmü uyarınca tebliğ edildiğinden en geç 28.07.2022 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesinden haberdar olduğunun kabulü gerektiğini, kaldı ki, 89/2 haciz ihbarnamesine itiraz ederek de 89/1 haciz ihbarnamesine itirazın...

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince hesap kat ihtarının usulsüz tebliğine karar verilmiş ise de, icra emrinin ve kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edilmesine yönelik şikayetin reddine karar verilmesinin usulsüz olduğunu, müvekkilinin usulsüz tebliğleri satış ilanının tebliğ edildiği 07/05/2019 tarihinde öğrendiğini, bu nedenle takibe, icra emrine, yetkiye, borca, faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine, kıymet takdirine itirazlarının süresinde olduğunu, kıymet takdirine itiraz için açtıkları davanın kabulüne karar verildiğini, eş rızasının alınmaması nedeniyle ipoteğin geçersiz olduğunu, alacağın muaccel olmadığını, takibin iptalinin gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

    Borçlu 19/10/2017 havale tarihli dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz etmiş, 20/12/2017 tarihinde açılan dava ile itiraz dilekçesi tarihinin tebligatı öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece şikayetin kabulü ile tebligatın usulsüzlüğüne ve öğrenme tarihinin 20/12/2017 tarihi olarak tespitine karar verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Borçlu, şikayet dilekçesinde ödeme emrinin tebliğ tarihinin, itiraz dilekçesinin verilme tarihi olarak düzeltilmesini istemiştir....

    Tebliğ evrakında posta görevlisince muhatap yerine kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran onsekiz yaşından aşağı olmadığı ve ehliyetli olduğu hususu tebligat mazbatasına şerh düşülmediği anlaşılmakla yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu görülmektedir. Öte yandan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetin, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Takip dosyası arasında bulunan ve borçlular tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verilen 19.03.2015 tarihli mirasın reddi talebine ilişkin dilekçe içeriği incelendiğinde, haklarında bonoya istinaden ....İcra Müdürlüğü'nün 2015-662 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını beyan ettikleri görülmekte olup, borçlunun 01.04.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvurunun bu haliyle, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonra olduğu görülmektedir....

      İcra Hukuk Mahkemesi'nce, davanın icra takibinde yapılan kıymet takdirine itiraz niteliğinde olduğu, davacının bununla birlikte kıymet takdiri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini de ileri sürdüğü, kıymet takdirine itiraz davasına bakan mahkemece raporun usulsüz tebliğ edildiği iddiasını da inceleyerek bu iddiayı yerinde görür ise itirazın esası yönünden inceleme yapması gerektiği, itiraza konu kıymet takdir raporunun Mersin 3. İcra Dairesi’nin 2020/40 Talimat sayılı dosyası üzerinden aldırıldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Mersin 1....

        Yukarıda yapılan değerlendirmeler neticesinde, ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı nedeniyle, 27/12/2019 tarihli itiraz dilekçesi doğrultusunda takibin durdurulmasına ve maaş haczinin kaldırılmasına ilişkin taleplerin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne ve hacizlerin kaldırılmasına dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup söz konusu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK'nın 353/1- b.2. bendi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....

        UYAP Entegrasyonu