Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin dosya içeriği ile çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre; HMK'nın 355.maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, davacı hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı,şikayet tarihi itibariyle davacı borçluya tebliğ edilmiş ödeme emri bulunmadığı, dolayısıyla usulsüz tebliğ şikayeti ve İİK'nın 62. maddesi dikkate alındığında borca itiraz yönünden davacının mahkemeye başvurmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde açıkça itiraz etmiş olmalarına rağmen mahkemece imzaya açıkça itiraz edilmediğinden bahisli şikayetin reddine karar verildiğini, dava dilekçesini üçüncü bendinde imzanın şirket yetkilisi Yılmaz Aydoğan'a ait olup olmadığını, ayrıca tespiti gerektiğini, bu nedenle imza incelemesi yapılmasını talep ettiklerini belirterek, açıkça imzaya itiraz ettiklerini, çek üzerindeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını, mahkemece bu konuda her hangi bir araştırma yapılmadığını, dosyanın imza incelemesi için ATK Başkanlığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek, istinaf talebinin kabulünü talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İcra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından çeke istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatılmıştır....
Ancak takip kesinleştikten sonra borç ödenmiş ise İİK 71. maddeye göre takibin iptalini isteyebilir." dolayısıyla davacının borca ve imzaya itiraz hakkı bulunmadığından zamanaşımı talebinin ise takip konusu alacak takip nedeniyle zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
in temyiz itirazlarına gelince; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibine karşı borçlunun, diğer itirazları yanında ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 39. maddesinde; “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa, muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz” düzenlemesi mevcuttur. Şikayetçi ...'e çıkarılan ödeme emrine ilişkin tebligatın, muhatabın dışarı gittiğinden bahisle aynı konutta daimi ikamet eden ve ehil olan takibin diğer borçlusu ... imzasına tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, borçlu ...'e yapılan tebliğ işlemi hasma tebliğ yasağı kapsamında 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olup usulsüzdür. O halde, mahkemece, şikayetçi ...'...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine özgü takipte kambiyo şikayetine, yetkiye ve imzaya itiraza ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yetki itirazı ve kambiyo şikayetinin reddine, imzaya itirazın kabulüne karar verilmiş, karara karşı sadece davalı tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan istinaf incelemesi sadece kararın imzaya itirazın kabulü kısmına yönelik yapılmıştır. Ortaca İcra Müdürlüğünün 2022/2844 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu ve dava dışı Burcu Tarımcılık şirketi hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 28/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihine göre davanın süresinde olduğu görülmüştür. Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir....
Davalı tarafa dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmemiş, tensiben karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararında; hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan uyuşmazlığın ilk olarak ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayet olduğu, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, davacının öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarihin aksini gösterir bir bilgi veya belge bulunmadığı, ilamsız takiplerde borca itirazın ise icra dairesine yapılması gerektiği, icra mahkemesine yapılan itirazların hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 06/03/2019 olarak tespitine, esasa ilişkin itirazların reddine karar verilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/03/2023 NUMARASI : 2022/39 ESAS- 2023/157 KARAR DAVA KONUSU : İMZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2020/10607 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte ödeme emrinin müvekkilinin ikamet etmediği ve annesinin yaşadığı adrese 04/07/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, annesinin okuma yazması olmadığı için gelen tebligatı davacıya bildirmediğini, davacının ödeme emrinden 22/07/2020 tarihinde haberdar olduğunu, davalının davacının bu adreste oturmadığını bildiğini, takip konusu senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, davalının alacaklı şirkette uzun süre isçi olarak çalıştığını, ancak borç ilişkisi doğuracak bir alışverişinin olmadığını bildirerek, ödeme emri tebliğ tarihinin 22/07/2020 olarak düzeltilmesine, imzaya itiraz nedeniyle takibin iptaline, % 20'den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir....
imzaya itirazının kabulüne yönelik olarak verilen kararın usulsüz olduğu anlaşılmakla, HMK 353/1/a/6 maddesi gereğince mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, davacının imzaya itiraza yönelik iddialarının incelenerek, hüküm tesis edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Davanın konusu usulsüz tebliğ şikayetidir. Alacaklı tarafından borçlular aleyhine 06/05/2019 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Ödeme emri davacı T1'a 09/05/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlular vekili tarafından 28/05/2019 tarihinde borca itiraz dilekçesi ibraz edilmiştir. İİK 16.maddeye göre usulsüz tebliğ şikayeti ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine yapılması gerekir Borçlular vekili tarafından 28/05/2019 tarihinde icra dosyasına itiraz dilekçesi ibraz edilmekle bu tarihte icra dosyasından haberdar olduğu anlaşılmakla dava 7 günlük süre geçtikten sonra 19/06/2019 tarihinde açılması sebebiyle mahkemece davanın süreden reddine karar verilmesi hukuken yerindedir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca Esastan Reddine dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
İcra Dairesinin 2019/40997 esas sayılı dosyasında davacının usulsüz tebliğ şikayeti yetkiye - borca itiraz ve takibin iptali taleplerinin ayrı ayrı reddine, Davacının 25/03/2021 tarihli hastane ruhsatı ihalesinin tedbiren durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir....