Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/03/2023 NUMARASI : 2022/39 ESAS- 2023/157 KARAR DAVA KONUSU : İMZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2020/10607 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte ödeme emrinin müvekkilinin ikamet etmediği ve annesinin yaşadığı adrese 04/07/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, annesinin okuma yazması olmadığı için gelen tebligatı davacıya bildirmediğini, davacının ödeme emrinden 22/07/2020 tarihinde haberdar olduğunu, davalının davacının bu adreste oturmadığını bildiğini, takip konusu senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, davalının alacaklı şirkette uzun süre isçi olarak çalıştığını, ancak borç ilişkisi doğuracak bir alışverişinin olmadığını bildirerek, ödeme emri tebliğ tarihinin 22/07/2020 olarak düzeltilmesine, imzaya itiraz nedeniyle takibin iptaline, % 20'den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir....

imzaya itirazının kabulüne yönelik olarak verilen kararın usulsüz olduğu anlaşılmakla, HMK 353/1/a/6 maddesi gereğince mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, davacının imzaya itiraza yönelik iddialarının incelenerek, hüküm tesis edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine özgü takipte kambiyo şikayetine, yetkiye ve imzaya itiraza ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yetki itirazı ve kambiyo şikayetinin reddine, imzaya itirazın kabulüne karar verilmiş, karara karşı sadece davalı tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan istinaf incelemesi sadece kararın imzaya itirazın kabulü kısmına yönelik yapılmıştır. Ortaca İcra Müdürlüğünün 2022/2844 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu ve dava dışı Burcu Tarımcılık şirketi hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 28/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihine göre davanın süresinde olduğu görülmüştür. Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir....

İcra Dairesinin 2019/40997 esas sayılı dosyasında davacının usulsüz tebliğ şikayeti yetkiye - borca itiraz ve takibin iptali taleplerinin ayrı ayrı reddine, Davacının 25/03/2021 tarihli hastane ruhsatı ihalesinin tedbiren durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir....

Mahkeme; İcra ve İflas Kanunu'nun 168. maddesinin 4. ve 5. bendine göre, imzaya ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu, somut olayda, davacı borçluya takibe ilişkin ödeme emrinin 27/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlu tarafından ileri sürülmüş bir usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmadığı, davacı borçlunun ise yasal beş günlük süreden sonra 01/06/2018 tarihinde borca itiraz başvurusunda bulunduğu gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar vermiştir....

Mehmet Karakoç tarafından 14/05/2019 tarihinde verilen itiraz dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin 10/05/2019 tarihinde öğrenildiği belirtilmiştir. Usulsüz tebligat şikayetinin, İİK'nun 16. Maddesi gereğince 7 günlük yasal sürede yapılması gerektiğinden mahkemece, 07/08/2019 tarihinde yapılan şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....

Dairemizin 09.06.2015 tarih ve 2015/12150-16065 sayılı kararı ile; tebliğ mazbatasında beyanı alınan komşu isminin tespit edilmediği, komşunun isim ve imzadan imtina etmiş olduğunun şerhedilmesinin tebligatı geçerli hale getirmeyeceği, TK.'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesine göre tebligatın usulsüz olduğu gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun şikayeti, icra emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet niteliğinde olup, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

    İcra Müdürlüğü'nün 2014/124 Esas sayılı dosyasından ödeme emrinin borçluya 21.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK'nun 168. maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 28.08.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak borca itiraz ettiği 29.08.2014 tarihli dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu tebligata 26.08.2014 tarihinde tebligatı öğrendiğini ileri sürdüğü görülmektedir. Şu halde borçlu öğrendiğini bildirdiği tarihe göre süresinde icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmakla mahkemece öncelikle borçlunun ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılması, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunun anlaşılması halinde tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi, düzeltilen tebliğ tarihine göre süresinde olan borca itirazın incelenmesi aksi halde itirazın süreden reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      ve tamamına açıkça itiraz ettiğini, müvekkilinin ikamet adresinin Osmaniye İli olup yetkili icra dairesinin Osmaniye İcra Daireleri olduğunu belirterek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin iptaline, gecikmiş itirazlarının kabulüne ve Mersin 5.İcra Dairesinin yetkisizliğine, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, Balıkesir 3. İcra Müdürlüğünün 2019/6535 Esas sayılı takip dosyasında örnek 7 ödeme emri tebliğ tarihinin Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihi olarak bildirilen 02.12.2019 tarihi olarak düzeltilmesine ve icra dosyasına da bu hali ile süresinde itiraz edildiği sabit olduğundan mahkememizce takibin durdurulmasına, yetki meselesi hakkında mahkememizce inceleme yapılamayacağından ve takibin ilamsız takip olması sebebiyle davacının bu yöndeki talebinin reddine, takibin iptali ve kötü niyet konularında mahkememizce karar verilemeyecek olması kanaati ile davacının bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilmiştir....

        UYAP Entegrasyonu