İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/04/2021 NUMARASI : 2021/153 ESAS 2021/269 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İcra dosyasından yapılan tebligat usulü dairesinde yapılmamış olduğundan usulsüz ödeme emrinin iptali gerektiğini, davalı tarafından müvekkili hakkında başlatılan takipte ödeme emrinin Hatice Mahmutoğlu'nun Yeni Mh....
Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar bazı istisnai (kişiye sıkı surette bağlı haklarını kullanmada; TMK'nun 453, 462/7; TMK'nun 359, 455. maddelerindeki) hallerde dava ve takip ehliyetine sahiptirler. Bu durumlar dışında ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların dava ve takip ehliyeti yoktur. Takip ehliyeti yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre kamu düzenine ilişkin olduğundan her zaman (süresiz) şikayet yolu ile ileri sürülebilir. İcra mahkemesince bu husus kendiliğinden (resen) gözetilmelidir. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; borçlular T1 ve T2 ödeme emrinin tebliğ edildiği 07/08/2018 tarihinde henüz reşit olmadıkları, takip ehliyetlerinin bulunmadığı, bu nedenle adı geçen borçlulara çıkartılan ödeme emrinin hüküm ve sonuç doğurmayacağı, küçüğü velisi temsil edeceğinden ve onun adına itiraz ve şikayet haklarını kullanacağından, ödeme emrinin veliye tebliği zorunlu olup bu husus, kamu düzenine ilişkindir....
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ VE ZAMANAŞIMI İTİRAZI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 1. İş mahkemesine ait karara istinaden Bakırköy 3. İcra müdürlüğünün 2019/23881 E.sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, icra dosyasından 15/01/2020 tarihinde haberdar olduklarını, tebliğ alan Mehmet Güler'in müvekkilin çalışanı olmadığını, takibin dayanağı olan mahkeme kararı bakımından 10 yıllık takip süresinin takip tarihi itibariyle dolduğunu, İİK 39/1, TMS 156/2 gereğince ilamlar için 10 yıllık zamanaşımı bulunduğunu, ilamın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı adına icra emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, söz konusu ilamın Bakırköy 1....
kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi: Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması İİK. nun 16.maddesine dayalı "şikayet" olup, aynı maddenin 1.fıkrası gereğince şikayetin, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılması gerekir....
İcra Müdürlüğünün 2018/22142 esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu, borçlular adına 19/02/2018 tarihli ödeme emri düzenlendiğini ve tebliğe çıkarıldığını, ancak yapılan tebligatların T.K. kapsamında usulsüz olduğunu, takibin iptali gerektiğini, usulsüz tebligatlar nedeni ile davacıların öğrenme tarihinin 17/08/2020 olduğunu ve 7 günlük süresi içerisinde itirazda bulunduklarını, borçluya ödeme emri tebliğ edilip takip kesinleştirilmeden yapılan işlemlerin doğru olmadığını, borçlulardan muris Yaşar Doğlarlıoğlu'nun yurt içi ikametgah adresinin, takip tarihi ve ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle Gürsu Mahallesi, 310 sokak Yiğitbey Apt....
Somut olayda, takip dosyasından borçlulara gönderilen ödeme emrinin 25/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın 26/10/2020 tarihinde olduğu, başvuranın dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin bir şikayetinin bulunmadığı, dolayısıyla yetkili icra dairesince çıkarılan ödeme emrinin kesinleştiği ve tebliğ tarihine göre yapılan imza itirazının süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti de bulunmadığına göre istemin süreaşımı nedeni ile reddi kararı usul ve yasaya uygun olup, HMK'nun 355. maddesi uyarınca resen yapılan inceleme sonucunda kararda kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; İstanbul 1....
Somut olayda, her ne kadar takip dosyasındaki ödeme emrinin borçluya 26.6.2009 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği kabul edilerek dava konusu araç üzerine 17.12.2009 tarihinde haciz şerhi işlenmiş ise de dava dosyası içerisinde mevcut olan ... 4.İcra Hukuk Mahkemesinin 19.10.2010 gün ve 2010/958-1196 sayılı kesinleşmiş kararına göre, borçlunun ödeme emri tebliğine yönelik şikayeti üzerine, mahkemece şikayetin kabulüne ve takip dosyasındaki 26.6.2009 tarihli usulsüz ödeme emrinin iptali ile borçlunun ödeme emrine 24.6.2010 tarihinde muttali olduğuna karar verilmiştir. Bu durumda, davanın açıldığı 16.3.2010 tarihi itibariyle takibin kesinleşmediği, buna bağlı olarak takip kesinleşmeden konulan dava konusu haczin geçersiz hale geldiği ve hüküm tarihinden önce asıl ve karşılık davalar yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır....
Somut olayda, her ne kadar takip dosyasındaki ödeme emrinin borçluya 26.6.2009 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği kabul edilerek dava konusu araç üzerine 17.12.2009 tarihinde haciz şerhi işlenmiş ise de dava dosyası içerisinde mevcut olan ... 4.İcra Hukuk Mahkemesinin 19.10.2010 gün ve 2010/958-1196 sayılı kesinleşmiş kararına göre, borçlunun ödeme emri tebliğine yönelik şikayeti üzerine, mahkemece şikayetin kabulüne ve takip dosyasındaki 26.6.2009 tarihli usulsüz ödeme emrinin iptali ile borçlunun ödeme emrine 24.6.2010 tarihinde muttali olduğuna karar verilmiştir. Bu durumda, davanın açıldığı 16.3.2010 tarihi itibariyle takibin kesinleşmediği, buna bağlı olarak takip kesinleşmeden konulan dava konusu haczin geçersiz hale geldiği ve hüküm tarihinden önce asıl ve karşılık davalar yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/26905 E sayılı dosyasında ilamsız takip yapıldığı, borçlu tarafından İstanbul 21 İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/1202 E sayılı dosyasına usulsüz tebliğ şikayeti nedeni ile 31/10/2016 tarihinde dava açtığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda 04/11/2016 gün, 2016/1162 K sayılı kararla; "Usulsüz tebliğ şikayetinin REDDİNE, ödeme emri iptali şikayetinin süre aşımı nedeni ile REDDİNE" karar verildiği, Alacağın Yapı ve Kredi Bankası AŞ tarafından Sümer Varlık Aş ye temlik edildiği, 2020/28452 Esasını alarak takibin devam ettirildiği, Davacı tarafından takipten 19/11/2021 tarihinde haberdar olduğu belirtilerek ödeme emri tebliğ tarihinin 19/11/2021 olarak tespiti talep edilmiş ise de, davacı tarafından usulsüz tebliğ şikayetine yönelik 31/10/2016 tarihinde İstanbul 21 İcra Hukuk Mahkemesinde dava açılmış olmakla, takipte bu tarih itibari ile haberdar olduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesince ödeme emri tebliği tarihinin 19/11/2021 olarak tespitine yönelik yapılan şikayetin...
Mahkemece;"Davacının usulsüz tebliğ şikayetinin Kabulü ile TK. 32. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ tarihinin 01/07/2022 olarak düzeltilmesine, İncelenen icra dosyasına göre takibin genel haciz yolu ile yapılan ilamsız takip olup, usulsüz tebliğ şikayeti dışındaki itirazların İcra Müdürlüğüne yapılması gerektiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....