Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz ettiklerini, borca ve imzaya itirazları da olduğu halde dosya üzerinden karar verildiğini, dosyanın duruşmalı olarak incelenmesi gerektiğini, kararın bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu, sadece icra ceza dosyasından yapılan tebligatın yeterli görülüp icra dosyasından ödeme emrinin usulüne göre tebliğ edilmemesinin düşünülemeyeceğini, ödeme emrinin tebliğ edilmesi halinde borçlunun cebri icra yoluna kim tarafından, ne suretle ve miktarda maruz kaldığını bilebileceğini, ceza dosyasının da takibe ilişkin olmayıp çeke ilişkin olduğunu, icra dosyası ile bağı ve bağlantısı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacının başvurusu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, ödeme emri tebliğinin usulüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz davasıdır. İlk derece mahkemesince; davacı/borçlunun İstanbul Anadolu 14....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile genel haciz yoluyla yapılan takipte alacaklı tarafından takip talebinde sehven bildirilen miktarın 691.78,20 TL asıl alacak ve 47.425,34 TL işlemiş faiz olarak düzeltilerek yeni bir ödeme emri düzenlenmesinin talep edildiği, İcra Müdürlüğünce iptali istenen ödeme emrinin maddi hatanın düzeltilmesine yönelik olup takibe ve alacaklı vekilinin talebine uygun olarak düzenlendiği, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan adresine çıkartılan ödeme emrine ilişkin tebligatın iade gelmesi üzerine, aynı adrese Tebligat Kanunu’nun 35. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 57. maddesi gereğince yapılan tebliğ işleminin usule uygun olduğu gerekçesiyle 23.09.2020 tarihli ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayetinin ve usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Borçlu; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, ödeme emrinden 18/08/2015 günü haberdar olduğunu ileri sürerek 18/08/2015 tarihli itirazları gereğince takibin durdurulmasını istemiştir. Borçlunun bu yöndeki istemi tebligat usulsüzlüğü şikayeti olmakla İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda; 13/07/2015 günü tebliğ edilen örnek 7 ödeme emrinden borçlu 18/08/2015 tarihinde haberdar olduğunu beyanla yasal yedi günlük süreden sonra 27/08/2015'te icra mahkemesine başvurduğuna göre mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...
Somut olayda; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, borçluların, usulsüz tebliğ şikayeti, dayanak belge şikayeti, kambiyo vasfına ilişkin şikayet, imzaya itiraz ve bononun protesto edilmediğine ilişkin şikayet şeklinde itirazlarının bulunduğu görülmektedir....
Sayılı dosyasıyla tasarrufun iptali davası açılmış olduğunu bu nedenle iptali istenen tebligata ilişkin yapılacak şikayetin kamu düzeninden ve süresiz şikayete tabi olacağını bir diğer deyişle hukuka aykırı uygun olmayan bir işlem nedeniyle icrai faaliyetler tesis edilmiş yasanın koruduğu ayni haklara ilişkin dava açılmış olduğunu, tüzel kişiler bakımından Tebligat Kanunu'nun 21. Maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığını, tebligat Kanunu'nun 21. Maddesinin uygulanabileceği düşünülse dahi Tebligat Kanunu'nun 12. Ve 13. Maddelerindeki silsilenin takip edilmesi gerektiğini bu nedenlerle mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak şikayetin kabulüne, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği ve hacizlerin kaldırılması şikayetlerine ilişkindir. HMK.'...
, ödeme emri ekinde dayanak belgelerin de gönderilmediğini, takip dosyasının incelenmesi ile takip dayanağı genel kurul kararından 17/07/2017 tarihinde bilgi sahibi olduklarını, açıklanan nedenle takibin ve ödeme emrinin iptalinin gerektiğini, aynı alacakla ilgili İstanbul 32 İM'nün 2015/9002 sayılı dosyasında nisan 2015 tarihinde başlatılan takibe itirazları üzerine alacaklı tarafından İstanbul 8 Sulh Hukuk Mahkemesinde 2015/1162 esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasının halen derdest olduğunu, bu nedenle işbu takibin mükerrer olduğunu beyanla ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüz olduğunun tespitiyle tebliğ tarihinin 17/07/2017 olarak düzeltilmesine, şikayet ve tirazları nedeniyle ödeme emrinin ve takibin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İth..... aleyhinde ilamsız takip yoluyla 30/10/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığını, tebligat davetiyesinde ve ödeme emrinde mercinin mührü veya imzası bulunmadığından tebligatın yok sayılacağını, tebliğ işleminin yokluğu halinde tebliğ işleminin hukuki sonuçlarını doğurmasının mümkün olmadığını, tebliğ yokluğu kabul edilmese dahi usulsüz tebligat mevcut olduğunu, 27/12/2021 tarihinde usulsüz tebligat yapıldığını öğrendiklerini, ödeme emrinin takip talebine uygun düzenlenmediğini, ödeme emrinde takip sonrası faiz oranının hatalı ve sabit tutulduğunu, ödeme emrinde kanuna aykırı ibareler bulunduğunu ileri sürerek, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ve icra takibe itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmiştir. Kararın davalı kiralayan vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuru kabul edilerek yeniden hüküm kurmak suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak şikayetin süreden reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kiracı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı/kiracı vekili dilekçesinde; İstanbul 5....
ŞİKAYET Şikayetçi/Borçlu, takibe konu tebliğ ile ilgili olarak, PTT veri tabanı tebligat sorgulamasında tebliğ yapılamadığından bahisle 19.01.2018 tarihinde Tebligat Kanunu’na aykırı olarak tebligatın muhtara bırakılarak takibin kesinleştirildiği, 63 KC 727 plakalı aracının üzerinde yakalama şerhi bulunduğu, aracın 09.11.2019 günü memurlar tarafından haczedildiği sırada öğrenildiği, sonrasında 12.11.2019 tarihinde icra müdürlüğünden dosya ayrıntıları öğrenilerek icra müdürlüğü dosyasına borca itiraz talebi sunulduğu, ödeme emrinin 19.01.2018 tarihinde «usulsüz olarak» borçludan ayrı oturan annesinin adresine tebliğ edilmiş olduğu ve tebligatın muhtara teslim edildiğinin öğrenildiği, dosyada ödeme emri tebliğ mazbatasının mevcut olmadığı ve UYAP sistemine de taranarak eklenmediğinin görüldüğü şikayeti ile anılan tebligatın usulsüz olduğu ve tebliği öğrenme tarihi olan 09.11.2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi ve icra dosyasına yapılan itirazın süresi içerisinde yapıldığının...
Dava, borçlunun çeke dayalı kambiyo takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası yanında icra dairesinin yetkisine, çekin kambiyo vasfına, imzaya, borca ve takip öncesi/sonrası zamanaşımına ilişkin itiraz ve şikayete ilişkindir. Kendisine ödeme emri gönderilen 3. kişinin tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nın 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince 3. kişinin bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....