Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizce yapılan değerlendirmede; öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan incelemede, davacılar vekili müvekkillerinin yurt dışında olduğundan bahisle yapılan tebligatların usulsüz olduğunu iddia etmiş ise de, davacı borçlulara yerleşim yerleri adresleri itibariyle tebligatların TK'nun 21/2 maddesi gereğince usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacıların yurt dışında olmasının TK'nun 21/2 maddesi gereğince tebliğ yapılmasına engel teşkil etmeyeceği görüldüğünden usulsüz tebligat şikayetinin reddine, bu nedenle yetki itirazı ile İİK'nun 61. maddesine aykırılık şikayetinin süresinde yapılmadığının kabulü gerektiği anlaşıldığından mahkemenin de kabulü bu yönde olup, belirtilen talepler konusunda süreden red kararı verildiği anlaşılmıştır....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/05/2022 NUMARASI : 2022/189 ESAS, 2022/417 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet ve Zaman aşımı defi KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA : Davacı Ercan Yıldırım kendisi ve yetkilisi olduğu Aey...AŞ adına verdiği dava dilekçesinde özetle, davaya konu takipte sahsı ve şirket adına yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, takipten 11/03/2022 tarihinde haricen haberdar olduklarını, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 11/03/2022 tarihi olarak düzeltilmesi gerektiğini, yine icra takibine dayanak çekin kanuni ibraz süresinden sonra ibraz edilmesi ve bu şekilde kambiyo vasfının ortadan kalkmasından ötürü takibe esas çek yönünden takibin iptaline karar verilmesini, takip dosyası incelendiğinde, borçlu şirket ve şahsı açısından takip tarihi olan 23/02/2018 tarihinde yeniden tebliğ istenen 07/03/2018 ve 08/03/2018...

Somut olayda; ödeme emrinin yukarıda sözü edilen açıklamalar dikkate alındığında yöntemince tebliğ edilmediği ve bu suretle borçlunun itiraz hakkının kısıtlandığı anlaşılmakla, borçlu tarafından usulsüz tebligatın öğrenilme tarihinin ıttıla tarihi olarak kabulü ve tebliğ tarihinin 18.07.2014 tarihi olarak düzeltilmesi gerekli iken, mahkemece yazılı gerekçe ile şikayetin reddine karar vermesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dolayısıyla, davacıya yapılan ödeme emri tebliğ işleminde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, usulsüz tebliğ şikayeti yerinde değildir. İİK'nın 58. maddesi gereğince, takip belgeye dayandığı takdirde, belge aslı veya örneğinin takip talebine ve ayrıca aynı kanunun 61. maddesi uyarınca da ödeme emrine eklenmesi gerekmektedir. Takibin ilamsız olması bu duruma etkili değildir. Bu hükme uyulmaması halinde borçlunun İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içinde şikayet hakkı bulunmaktadır. Şikayetin yasal süresinde olup olmadığı Mahkemece kendiliğinden gözetilmelidir....

    Bu durumda tebligat mazbatasında beyanı sorulan ve haber bırakılan kişinin adı soyadı ve sıfatı ile imzadan imtina ettiği ve muhatabın geçici olarak işe gittiği hususlarının açıkça yazıldığı, bu haliyle tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu anlaşılmaktadır. İkinci haciz ihbarnamesi tebliği usule uygun olduğundan davacının birinci haciz ihbarnamesinden de bu tarihi itibarıyla haberdar olduğunun kabulü gerekir ki buna göre de birinci haciz ihbarnamesine yönelik şikayet süresinde değildir. O halde davacı tarafın birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti yerinde değildir....

    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, asıl dosya yönünden Nazilli İcra Müdürlüğü'nün 2020/1992 Esas sayılı takip dosyasında borçlu Ayşe Gülsever adına çıkartılan 7 örnek ödeme emri tebligatının 04/07/2020 tarihinde "muhatap gezmeye gittiğinden aynı konut altında sürekli birlikte oturduğunu ve kabul edeceğini beyan eden tebellüğe ehil oğlu İsa Gülsever imzasına tebliğ edildi" açıklaması ile oğlu İsa Gülsever'e tebliğ edildiği, yerel mahkemece yaptırılan zabıta araştırmasında , mahkemece keşif sırasında yapılan gözlemde ve tanık beyanına göre borçlu Ayşe Gülsever ile tebligatı alan İsa Gülsever'in aynı çatı altında yaşadıkları ancak aynı daireyi paylaşmadıkları, yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu, davacının takipten daha önce haberdar olduğuna dair delil bulunmadığı, 7201 sayılı TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağından ve bu durumda aksine belge bulunmadığı...

    Davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İcra dosyasında ödeme emri tebliğinin müvekkiline usulsüz yapıldığını, müvekkilinin yurt dışında yaşadığını, ödeme emrinde müvekkilinin adresinin Şefaatli olarak yazıldığını, yetkili icra dairesinin de Şefaatli İcra Müdürlüğü olduğunu, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; Mahkemece davacıların usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmeden davacıların yetkiye itirazının incelenmesi ve yetkisizlik kararı verilmesi yerinde bulunmadığından mahkemece davacıların usulsüz tebligat şikayeti incelenerek takip şekline göre de diğer hususların incelenmesi gerektiğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK'nun 353/1- a-6 maddesi gereğince Kayseri 3....

    İcra Müdürlüğünün 2019/265 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, yapılan yetki itirazının alacaklı tarafından kabulü ve gönderme talebi üzerine takip dosyasının Anadolu İcra Müdürlüklerine gönderildiğini, ardından aynı alacağa ilişkin Foça İcra Müdürlüğünün 2019/167 ve Menemen İcra Müdürlüğünün 2019/343 Esas sayılı dosyaları ile de takipler yapıldığını, ayrıca Menemen İcra Müdürlüğünün 2019/343 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, takipten 29/07/2019 tarihinde haberdar olunduğunu beyanla, öncelikle Menemen İcra Müdürlüğünün 2019/343 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline, bu talepleri kabul edilmediği takdirde usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 29/07/2019 tarihi olarak kabulüne karar verilmesini istemiştir. YANIT :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, İzmir 16....

    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, davacı borçluya ödeme emri Tebligat Kanunu'nun 21/1 maddesine göre tebliğ edilmiş olup, muhatabın nerede olduğu konusunda bilgisine başvurulan komşunun ismi ve imzası açık bir şekilde alınmadığı gibi imzadan imtina ettiği hususunun da tespit edilmemiş olmasına, bu hali ile yapılan tebligatın 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesi ile Yönetmeliğin 30. maddesi hükümlerine aykırı olduğundan usulsüz olmasına, dava dilekçesinde tebligatın usulsüzlüğü ileri sürülmüş olup mahkemece yapılan değerlendirmede bir isabetsizlik bulunmamasına, şikayet kabul edildiğinden davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olmasına ve ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tebligatın usulüne uygun olduğunu, mahkemenin kabul ettiği gerekçenin davacı tarafından dava konusu edilmediğini, hakim tarafından açıkça taraflarca getirilme ilkesinin ihlal edildiğini kaldı ki davacı tarafça bildirilen öğrenme tarihinin de doğru olmadığını, tebligattan daha önce haberdar olunduğunu, mahkeme kararının davalı tarafın iddiaları bakımından gerekçesiz olduğunu bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, ilamsız takipte usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraza ilişkindir. Usulsüz tebligat şikayeti, süresiz nitelikte olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren, İİK. 'nun 16. Maddesi uyarınca yasal 7 günlük süre içerisinde şikayette bulunulması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir....

    UYAP Entegrasyonu